Bir insan, başka bir kişi için, filancanın sünneti diyebilir mi? Sünnet, kanun (yol) anlamındadır. Dini manada kullanılır. Sünnetullah, Allah’ın yolu, kanunu anlamındadır. İlk görevleri şirki önlemek olan Elçiler, Sünnetullah’ın öğrenilmesi için yaşarlar. Bunun için, Resulullah’ın sünneti sözü, şirk kokan yanlış bir ifadedir. Herkesin manasını bildiği (sünnet olmak) sözünün, anlattıklarımızla ilgisi olmadığı gibi, bu uygulama dini bir gereklilik de değildir. Tamamen adet, örftür.
İnsanı yaratan Allah, onlara verdiği çoğalma içgüdüsü ile, birbirini yiyen, zulme ilgisiz, mutsuz, anormal, kendine bile hayırsız, çıkar için insana tapan topluluklar mı olsun istedi? Tam tersi, kullarının böyle veya daha kötü hallere düşmemeleri için bir Mesaj gönderdi. Bütün zaman, yer ve şartlara uyan, her akıl, düşünce ve idrak sahibinin anlayabileceği açıklıkta, içinde zıtlık olmayan, kendi kendini açıklayan, insana verilmiş akla hitap eden, doğruluğu kesin, bir kelimesi bile değişme ihtimali olmayan, gerekli her bilgiyi içeren, yeterli bir yol gösterici olan Mesaj.
Mesajı getiren Elçi’nin ölümü ile beraber, inandığını söyleyenlerin, Mesaja ve Elçi’ye hıyanetleri, “Kutsal Kullar” uydurma dinini ortaya çıkarmış, bu bize “Atalar Dini” olarak miras kalmıştır. Bu yüzden sadece biz değil, bütün insanlık rehbersiz kalmıştır.
Dünyada ki en çok olan ve en çok okunan, içindekiler en az veya hiç bilinmeyen KİTAP. Bu Kitap durdukça, insanoğlunun Allah’a karşı suçluluğunun mazereti, özrü söz konusu olamaz.
İnsan rehbersiz olarak ve bunu sorun yapmayarak yoluna devam etmektedir.
Hak edilenlerle karşılaşılması, ilahi adalet “Sünnetullah” gereğidir.