Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
(Dünden devam)
Ecevit Kılıç
soruyor; “Ergenekon, darbelere dur
denilmesi mi?”
Emekli savcı Mete
Göktürk cevaplıyor; “Evet. Ergenekon’da
bir darbe girişimi var. Aslında bu, darbenin engellenmesi konusunda yapılan bir
operasyon.”
Görüldüğü gibi, Sayın emekli savcı “davanın, darbeye dur” denilmesi anlamına geldiğini söylüyor. Daha açık bir ifadeyle, “Ergenekon Davası” sayesinde artık darbe yapılamayacağını söylüyor.
Bu doğru mu?
Sadece son 1 haftada yaşadıklarımıza ve dün yazılanlara bakarak, soruya cevap bulmaya çalışalım.
* * *
Birinci gösterge;
Emekli Hákim Albay Ümit Kardaş dün Zaman Gazetesi’nde Nuriye Akman’a süreci şöyle değerlendiriyordu:
“Şener Eruygur açısından bunu yapmaya
kalktığınızda bu sefer de diğer kuvvet komutanları hakkında da dava açmanız
gerekir. Şener Eruygur tek başına planlamamış günlüklere göre. Üç tane kuvvet
komutanı var. Onlar hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. O açıdan
Sarıkız ve Ayışığı’ndan herhangi bir dava açılacağını tahmin etmiyorum. Bir
darbe planlaması yapıyorsunuz. Bu darbe planını dört kişi yapar. Ama onun
altında da bir sürü insan vardır. Dört kişi bir araya gelerek olmaz. Mutlaka
daha alt kademelerde uzantıları vardır. Aslında onlara doğru da gitmek gerekir.
Bu sefer şu anda görevde olan ve terfi yapmış subaylar da var. Zaten o dönem
hükümet biliyor bunu. Bildiği anda bir şey yapmamış. Başbakan,
Başbuğ’a arka çıkan son açıklamasıyla askerin istemediği bir şeyi yapmayız
demiş oldu.” Ahmet Altan, Star, 21.10.2008
İstikrarlı ve güçlü, 6 yıllık tek parti iktidarının başbakanı, “askerin istemediği bir şeyi yapmayız” diyorsa; zaten darbe yapmaya neden gerek olsun?
* * *
İkinci gösterge;
“Bütün o toz dumana aldırmayın, kabaca savcının (Ergenekon savcısının) iddialarıyla ilgili bir özet vermek istiyorum burada:
Türkiye’de
2003 ve 2004 yıllarında, iktidardaki hükümeti devirmek için askeri darbe
yapılmak istendi. Hatta Genelkurmay
Başkanı, yanına kuvvet komutanlarını da alarak bütün orgeneralleri dolaştı, bir
nevi ‘Darbe yapalım mı’ anketi düzenledi.
O zaman şu veya bu sebeple darbe yapılmadı veya yapılamadı.*” İsmet Berkan,
Radikal, 21.08.2008
Hem birinci, hem ikinci göstergede adı geçenler hakkında bir işlem yapılmadığına ve “yapılamayacağına” göre darbe ihtimali ortadan kalkmış mı oluyor?
* * *
Üçüncü gösterge;
“Ancak,
Ergenekon davası bir sembol olarak çok önemli. Türk yakın tarihinin kirli
çamaşırları ilk defa bu davada ortaya çıkacak. Ne yazık ki, en tepelere kadar gidilemeyecek belki, ancak yine de yeni bir başlangıç
olacaktır.” Mehmet Ali Birand, Posta,
21.10.2008
En tepelere kadar gidilmeyen bir “Darbe davası” darbeyi nasıl önlüyor? Hatta böyle bir “örgüt davası”nın ne gibi bir işlevi ve ne gibi bir faydası oluyor?
* * *
Mehmet Ali Birand’ın önemli bir mesajı daha var:
“En son bir notum da AKP’lilere ve onların
yandaş medyasındaki bazı kalemlere. Arkadaşlar, Ergenekon’u gözünüzde çok
büyütmeyin. Sonra hayal kırıklığına uğrarsınız. Dava dosyalarındaki
malzemeyi servis ederken de dikkatli olun. Zira bugün yaptıklarınız yarın size
dönebilir.
İşi tadında bırakalım. Zira bu dava
gerçekten tarihte bir yaprak açabilecektir.”
Duymayanlara duyurmuş olalım.
* * *
*:
İsmet Berkan, burada yazılan iddiayı, dün akşam NTV’deki “Neden” adlı
programda da tekrarladı. Bir de kaynak gösterdi. Söylediğine göre, bu bilgiler;
Eskişehir’deki evinde
Biz, birkaç orgeneral arasında geçtiği var
sayılan böyle bir konuşma içeriğine, bir binbaşının ulaşmasının mümkün olmadığı
düşüncesindeyiz.
Bununla birlikte sorularımız geçerliliğini koruyor.
Sorularımız özellikle, bu davanın darbeleri önleyeceğine ve yukarıda yazılanlara inananlar için geçerli.
Bilhassa, bu “kuvvetli inanç”ın, kendi içinde barındırdığı yaman çelişkiye dikkat çekmek istedik.
Önceki Yazılar