DAVA DARBEYİ ÖNLER Mİ?

İsmail Hakkı CENGİZ - 22.10.2008

 

 

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


(Dünden devam)

Ecevit Kılıç soruyor; “Ergenekon, darbelere dur denilmesi mi?”

Emekli savcı Mete Göktürk cevaplıyor; “Evet. Ergenekon’da bir darbe girişimi var. Aslında bu, darbenin engellenmesi konusunda yapılan bir operasyon.”

Görüldüğü gibi, Sayın emekli savcı “davanın, darbeye dur” denilmesi anlamına geldiğini söylüyor. Daha açık bir ifadeyle, “Ergenekon Davası” sayesinde artık darbe yapılamayacağını söylüyor.

Bu doğru mu?

Sadece son 1 haftada yaşadıklarımıza ve dün yazılanlara bakarak, soruya cevap bulmaya çalışalım.

*                     *                      *

Birinci gösterge;

Emekli Hákim Albay Ümit Kardaş dün Zaman Gazetesi’nde Nuriye Akman’a süreci şöyle değerlendiriyordu:

“Şener Eruygur açısından bunu yapmaya kalktığınızda bu sefer de diğer kuvvet komutanları hakkında da dava açmanız gerekir. Şener Eruygur tek başına planlamamış günlüklere göre. Üç tane kuvvet komutanı var. Onlar hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. O açıdan Sarıkız ve Ayışığı’ndan herhangi bir dava açılacağını tahmin etmiyorum. Bir darbe planlaması yapıyorsunuz. Bu darbe planını dört kişi yapar. Ama onun altında da bir sürü insan vardır. Dört kişi bir araya gelerek olmaz. Mutlaka daha alt kademelerde uzantıları vardır. Aslında onlara doğru da gitmek gerekir. Bu sefer şu anda görevde olan ve terfi yapmış subaylar da var. Zaten o dönem hükümet biliyor bunu. Bildiği anda bir şey yapmamış. Başbakan, Başbuğ’a arka çıkan son açıklamasıyla askerin istemediği bir şeyi yapmayız demiş oldu.” Ahmet Altan, Star, 21.10.2008

İstikrarlı ve güçlü, 6 yıllık tek parti iktidarının başbakanı, “askerin istemediği bir şeyi yapmayız” diyorsa; zaten darbe yapmaya neden gerek olsun?

*                     *                      *

İkinci gösterge;

“Bütün o toz dumana aldırmayın, kabaca savcının (Ergenekon savcısının) iddialarıyla ilgili bir özet vermek istiyorum burada:

Türkiye’de 2003 ve 2004 yıllarında, iktidardaki hükümeti devirmek için askeri darbe yapılmak istendi. Hatta Genelkurmay Başkanı, yanına kuvvet komutanlarını da alarak bütün orgeneralleri dolaştı, bir nevi ‘Darbe yapalım mı’ anketi düzenledi.
O zaman şu veya bu sebeple darbe yapılmadı veya yapılamadı.*” İsmet Berkan, Radikal, 21.08.2008

Hem birinci, hem ikinci göstergede adı geçenler hakkında bir işlem yapılmadığına ve “yapılamayacağına” göre darbe ihtimali ortadan kalkmış mı oluyor?

*                     *                      *

Üçüncü gösterge;

“Ancak, Ergenekon davası bir sembol olarak çok önemli. Türk yakın tarihinin kirli çamaşırları ilk defa bu davada ortaya çıkacak. Ne yazık ki, en tepelere kadar gidilemeyecek belki, ancak yine de yeni bir başlangıç olacaktır.” Mehmet Ali Birand, Posta, 21.10.2008

En tepelere kadar gidilmeyen bir “Darbe davası” darbeyi nasıl önlüyor? Hatta böyle bir “örgüt davası”nın ne gibi bir işlevi ve ne gibi bir faydası oluyor?

*                     *                      *

Mehmet Ali Birand’ın önemli bir mesajı daha var:

 

“En son bir notum da AKP’lilere ve onların yandaş medyasındaki bazı kalemlere. Arkadaşlar, Ergenekon’u gözünüzde çok büyütmeyin. Sonra hayal kırıklığına uğrarsınız. Dava dosyalarındaki  malzemeyi servis ederken de dikkatli olun. Zira bugün yaptıklarınız yarın size dönebilir. 

İşi tadında bırakalım. Zira bu dava gerçekten tarihte bir yaprak açabilecektir.”

 

Duymayanlara duyurmuş olalım.

*                     *                      *

 

*: İsmet Berkan, burada yazılan iddiayı, dün akşam NTV’deki “Neden” adlı programda da tekrarladı. Bir de kaynak gösterdi. Söylediğine göre, bu bilgiler; Eskişehir’deki evinde 11 Kg. patlayıcı bulunduğu iddia edilen, emekli Binbaşı Fikret Emek’in bilgisayarından çıkmış.

Biz, birkaç orgeneral arasında geçtiği var sayılan böyle bir konuşma içeriğine, bir binbaşının ulaşmasının mümkün olmadığı düşüncesindeyiz.

Bununla birlikte sorularımız geçerliliğini koruyor.

Sorularımız özellikle, bu davanın darbeleri önleyeceğine ve yukarıda yazılanlara inananlar için geçerli.

Bilhassa, bu “kuvvetli inanç”ın, kendi içinde barındırdığı yaman çelişkiye dikkat çekmek istedik.

 

 

Önceki Yazılar

Tarih: 22.10.2008 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

24.09.2008 - 23:08

evet ENGELS bu sözünde haklıdır insanın varolmasını sağlayan çalışmasıdır yani hareketidir ZİRA bu gerçeği NURETTİN TOPÇU da VAROLMAK HAREKET ETMEK DEMEKTİR diyerek dile getirmiştir. insan hareket etmese varoluşunu gerçekleştiremez ki hareket etmesi de bir iş yaptığı yani çalıştığı anlamına gelir ki bu insanın varoluşunun gerçekleşmesidir.....teşekürler üstat..saygıyla...insanın hareketi yani işi insanın varlığının gerçekleşmesini sağlar seçimide kaderini tayin eder yani yaşamının yönünü durumunu nasılını....

özgür deniz

24.09.2008 - 23:08

evet ENGELS bu sözünde haklıdır insanın varolmasını sağlayan çalışmasıdır yani hareketidir ZİRA bu gerçeği NURETTİN TOPÇU da VAROLMAK HAREKET ETMEK DEMEKTİR diyerek dile getirmiştir. insan hareket etmese varoluşunu gerçekleştiremez ki hareket etmesi de bir iş yaptığı yani çalıştığı anlamına gelir ki bu insanın varoluşunun gerçekleşmesidir.....teşekürler üstat..saygıyla...insanın hareketi yani işi insanın varlığının gerçekleşmesini sağlar seçimide kaderini tayin eder yani yaşamının yönünü durumunu nasılını....