YAZMADIN, SÖYLEMEDİN DENMESİN...

Özgür DENİZ - 19.08.2016

Allah, Önder, Kur’an ve zerreden zerrata tüm mevcudat şahit olsun ki, vicdanımla, namusumla, şerefimle konuşuyorum. Hiçbir şey umurumda değil. En ufak bir menfaat ya da korku için hakikatleri gizleyecek, örtecek kadar haysiyetsiz değilim. Vatanımı, milletimi, devletimi, dinimi, neslimi ve ümmetimi düşünerek konuşuyorum. Gerisi angaryadır. Geçelim! Bakınız açık açık söylüyorum; söylediklerimiz yapılmazsa, tarih beni haklı çıkaracaktır, haklı çıkarmak zorundadır. Zira sosyoloji böyle söyler. Geçelim! Eğer samimi isek, eğer dürüst isek, eğer mücadelemizde hakikatli isek, eylemlerimizde aynı şekilde olmalıdır. Bilakis boşa kürek çekilir. Her şey havada kalır. Tüm iyi niyetli gayretler berhava olur. Birde dilin kemiği yoktur ve her şeyi söyler, mühim olan eylemdir. Eyleminiz yoksa tüm söylemleriniz boştur, yalandır. Devlette önemli yer vereceğimiz kişileri çok iyi seçmeliyiz. Yok diyemezsiniz. Arayacak, bulacaksınız, ki devletin her kurumunda var, varlar, vardırlar, var olacaklar. Sizin göreviniz bulmak. İnadına aramak ve bulmak. Yok deme lüksünüz, şansınız asla yok. Nice insanlar vardır eminim bizatihi devletin en önemli, atar damarı mahiyetinde olan vilayetlerinde ama ne gören var, ne duyan var, ne de fark eden var, oysa belki de gözler önündedirler bunlar. Ama bu tür insanlar, hiçbir beklenti içinde olmazlar, hiçbir alengirli işlere girmezler, herhangi bir güç bulmaya teşne olmazlar bir yerlere gelmek için, bu yüzden de gelemezler. Oysa hep dürüst, namuslu, vatanperver, milliyetperver insanların arandığı, herkesin böyle olması gerektiği söylenir ama böyleleri asla görülmez, bilinmez, fark edilmezler. Bilinse, görülse, fark edilse de söylemlerin aksine hareket edilir ve asla itibar edilmezler, taltif edilmezler, seçilmezler, kendilerine görev tevdi edilmezler. Çünkü maalesef bizim devletimizde ilginç bir nüans vardır; kompradorların çocukları iyi okullarda okurlar ve en yüksek yere onlar gelirler. Çünkü onlar her türlü piçliği iyi öğrenmişlerdir ve onlar yönetmek içindirler. Yoksul Anadolu çocukları ise devlet okullarında okumuşlardır, namusludurlar, çalışkandırlar, onlar yönetmekten anlamazlar, yönetilmeye müstahaktırlar. Ya da bizler dalkavuk, her denilene eyvallah çekecek, sorup sorgulamayacak, sürekli ön ilikleyip, baş eğecek tipler ararız. Acayip paradoks! İşte sahteliğin fışkırdığı an! Vallahi ne kişiler var bu devlete, bu millete, bu vatana tüm mevcudiyetini feda edecek, bu vatana, devlete ve millete aşkla, şevkle hizmet edecek. Ama ne gariptir ki bu kişiler asla seçilmezler ve gidilir devlete yanlış yapacak kişiler seçilir. Sonrada bağırılır durulur. O kişiler öyle seçilmelidirler ki, o kişileri seçmek bile vatan ve namus mücadelesi olsun. O kişileri seçmek bile ahlak ve adalet mücadelesi olsun. Seçilen kişiler öyle kişiler olmalıdırlar ki, son derece olgun, son derece alçakgönüllü, son derece kuşatıcı ve kapsayıcı, son derece misyon ve vizyon sahibi, son derece liyakatli, ehliyetli ve sadakatli, son derece yol açıcı yani kendileri dışında ki en ufak bir mücadele insanına yol verici olmalıdırlar. Seçilen kişiler, bu tür kişilerin gölgesinde kalırız telakkisiyle, bu tür insanları harcamamalı, harcanması için de adi ve alçak gayret içinde olmamalıdırlar. Zira böyle bir şey vatana, devlete, millete ihanettir. Bu ihanet fark edildiği anda da, seçilen hain anında tard edilmelidir. Seçilen kişilerin işleri güçleri vatanın terakkisi, devletin istiklali, milletin istikbali olmalıdır. Koltuğunu korumak olmamalıdır. Koltuğun şeref verdiği değil, koltuğa şeref veren kişiler olmalıdırlar seçilen yani vazife tevdi edilen kişiler. Sonsuz bir samimiyet ve dürüstlük içinde bulunmalıdırlar. Adil ve ahlaklı olmalıdırlar. Seçilen yani görev tevdi edilen bu kişiler, kendilerini seçenleri düşürmemeli, yükseltmelidirler. Kendilerini seçenlere karşı nefret oluşmasını değil sevgi beslenmesini sağlayacak şekilde hareket etmelidirler. Seçilen kişiler, toplumda öyle kişiler vardır ki, o kişilerin önünde bir takoz olmamalıdırlar. Seçilen yani görev tevdi edilen kişiler öyle kişiler olmalıdırlar ki, milletin çocuklarını, kendilerine görev verenlere düşman etmemelidirler. Eğer seçtiğiniz kişiler, milletin çocuklarını, kendilerini seçenlere karşı soğutuyorlarsa, onlardan korkunuz ve onları ekarte ediniz. Bilakis, felaketinize imza atmış olursunuz. Bu nasıl olur peki? Seçtiğiniz kişi öyle basit, öyle sığ, öyle küçük, öyle menfaat düşkünü biri olur ki, sırf kendi varlığını düşünür ve ahmakça, absürtçe hareketlere yönelir. Misal, bir kişi çok güzel şeyler yapar ya da bir şeyler yapma derdindedir ve bu toplumsal düzeyde o kişiyi belirgin kılabilir, işte seçilen kişi buradan basit tereddütlere düşer, çıkarlarının baltalanacağı varsayımına kapılır, koltuğunun tehlikede olduğu gibi absürt vehimlere dalar ve şerefiyle, namusuyla çalışan kişinin önünde takoz olur ya da gücü varsa, önce o kişiyi farklı tanıtır ve daha sonrada ekarte etmeye yeltenir. İşte bu vatana apaçık ihanettir. Böylece herkesi kendine düşman etmekle kalmaz, herkesi kendisini seçenlere de düşman eder. Bu da seçen insanlar için büyük hatadır hatta ileri boyutta tehlikedir. Ki bu tür seçilenleri, arkalarında bir güç olduğu vehmiyle, bir yerlere bildirmek, her şeyin daha iyi olması babında şikâyet etmekte kabil olmadığı için, bu türlerin tard edilmesi de muhal oluyor, böylece her şey kaosa mahkûm oluyor, insanların muhalif bir duruma gelmesine neden oluyor. İleri boyutta bu durum herkes için kötü oluyor. Ama bunu engellemekte bizim elimizde, tabi samimi ve dürüst isek mücadelemizde. Ki bu sebeple, aynı zamanda, zımnen, o kişileri yani seçilen tiplerin bir anlamda zulmettiği kişileri saflarımızdan uzaklaşmaya itiyoruz haddizatında ve en büyük tehlikede budur. Allah aklı boşuna vermedi, akledelim diye verdi. Ahlaklı, adil, vicdanlı, merhametli, şefkatli, namuslu, haysiyetli, hissiyatlı, hassasiyetli, vatanperver, milliyetperver, devlete sadakatli, dine bağlı, insanlık değerlerine tutkun olmalıyız. Eyleme yönelmeyen kuru, boş, saçma laflarda boğulmamalıyız. Hayat demek, hareket ve eylem demektir!

Tarih: 19.08.2016 Okunma: 757

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?