Allah, Önder, Kur’an ve
zerreden zerrata tüm mevcudat şahit olsun ki, vicdanımla, namusumla, şerefimle
konuşuyorum. Hiçbir şey umurumda değil. En ufak bir menfaat ya da korku için
hakikatleri gizleyecek, örtecek kadar haysiyetsiz değilim. Vatanımı, milletimi,
devletimi, dinimi, neslimi ve ümmetimi düşünerek konuşuyorum. Gerisi
angaryadır. Geçelim! Bakınız açık açık söylüyorum; söylediklerimiz yapılmazsa,
tarih beni haklı çıkaracaktır, haklı çıkarmak zorundadır. Zira sosyoloji böyle
söyler. Geçelim! Eğer samimi isek, eğer dürüst isek, eğer mücadelemizde
hakikatli isek, eylemlerimizde aynı şekilde olmalıdır. Bilakis boşa kürek
çekilir. Her şey havada kalır. Tüm iyi niyetli gayretler berhava olur. Birde
dilin kemiği yoktur ve her şeyi söyler, mühim olan eylemdir. Eyleminiz yoksa
tüm söylemleriniz boştur, yalandır. Devlette önemli yer vereceğimiz kişileri
çok iyi seçmeliyiz. Yok diyemezsiniz. Arayacak, bulacaksınız, ki devletin her
kurumunda var, varlar, vardırlar, var olacaklar. Sizin göreviniz bulmak.
İnadına aramak ve bulmak. Yok deme lüksünüz, şansınız asla yok. Nice insanlar
vardır eminim bizatihi devletin en önemli, atar damarı mahiyetinde olan
vilayetlerinde ama ne gören var, ne duyan var, ne de fark eden var, oysa belki
de gözler önündedirler bunlar. Ama bu tür insanlar, hiçbir beklenti içinde
olmazlar, hiçbir alengirli işlere girmezler, herhangi bir güç bulmaya teşne
olmazlar bir yerlere gelmek için, bu yüzden de gelemezler. Oysa hep dürüst,
namuslu, vatanperver, milliyetperver insanların arandığı, herkesin böyle olması
gerektiği söylenir ama böyleleri asla görülmez, bilinmez, fark edilmezler.
Bilinse, görülse, fark edilse de söylemlerin aksine hareket edilir ve asla
itibar edilmezler, taltif edilmezler, seçilmezler, kendilerine görev tevdi
edilmezler. Çünkü maalesef bizim devletimizde ilginç bir nüans vardır;
kompradorların çocukları iyi okullarda okurlar ve en yüksek yere onlar
gelirler. Çünkü onlar her türlü piçliği iyi öğrenmişlerdir ve onlar yönetmek
içindirler. Yoksul Anadolu çocukları ise devlet okullarında okumuşlardır,
namusludurlar, çalışkandırlar, onlar yönetmekten anlamazlar, yönetilmeye
müstahaktırlar. Ya da bizler dalkavuk, her denilene eyvallah çekecek, sorup
sorgulamayacak, sürekli ön ilikleyip, baş eğecek tipler ararız. Acayip
paradoks! İşte sahteliğin fışkırdığı an! Vallahi ne kişiler var bu devlete, bu
millete, bu vatana tüm mevcudiyetini feda edecek, bu vatana, devlete ve millete
aşkla, şevkle hizmet edecek. Ama ne gariptir ki bu kişiler asla seçilmezler ve
gidilir devlete yanlış yapacak kişiler seçilir. Sonrada bağırılır durulur. O
kişiler öyle seçilmelidirler ki, o kişileri seçmek bile vatan ve namus
mücadelesi olsun. O kişileri seçmek bile ahlak ve adalet mücadelesi olsun.
Seçilen kişiler öyle kişiler olmalıdırlar ki, son derece olgun, son derece
alçakgönüllü, son derece kuşatıcı ve kapsayıcı, son derece misyon ve vizyon
sahibi, son derece liyakatli, ehliyetli ve sadakatli, son derece yol açıcı yani
kendileri dışında ki en ufak bir mücadele insanına yol verici olmalıdırlar.
Seçilen kişiler, bu tür kişilerin gölgesinde kalırız telakkisiyle, bu tür
insanları harcamamalı, harcanması için de adi ve alçak gayret içinde
olmamalıdırlar. Zira böyle bir şey vatana, devlete, millete ihanettir. Bu
ihanet fark edildiği anda da, seçilen hain anında tard edilmelidir. Seçilen
kişilerin işleri güçleri vatanın terakkisi, devletin istiklali, milletin
istikbali olmalıdır. Koltuğunu korumak olmamalıdır. Koltuğun şeref verdiği
değil, koltuğa şeref veren kişiler olmalıdırlar seçilen yani vazife tevdi
edilen kişiler. Sonsuz bir samimiyet ve dürüstlük içinde bulunmalıdırlar. Adil
ve ahlaklı olmalıdırlar. Seçilen yani görev tevdi edilen bu kişiler,
kendilerini seçenleri düşürmemeli, yükseltmelidirler. Kendilerini seçenlere
karşı nefret oluşmasını değil sevgi beslenmesini sağlayacak şekilde hareket
etmelidirler. Seçilen kişiler, toplumda öyle kişiler vardır ki, o kişilerin
önünde bir takoz olmamalıdırlar. Seçilen yani görev tevdi edilen kişiler öyle
kişiler olmalıdırlar ki, milletin çocuklarını, kendilerine görev verenlere
düşman etmemelidirler. Eğer seçtiğiniz kişiler, milletin çocuklarını,
kendilerini seçenlere karşı soğutuyorlarsa, onlardan korkunuz ve onları ekarte
ediniz. Bilakis, felaketinize imza atmış olursunuz. Bu nasıl olur peki?
Seçtiğiniz kişi öyle basit, öyle sığ, öyle küçük, öyle menfaat düşkünü biri
olur ki, sırf kendi varlığını düşünür ve ahmakça, absürtçe hareketlere yönelir.
Misal, bir kişi çok güzel şeyler yapar ya da bir şeyler yapma derdindedir ve bu
toplumsal düzeyde o kişiyi belirgin kılabilir, işte seçilen kişi buradan basit
tereddütlere düşer, çıkarlarının baltalanacağı varsayımına kapılır, koltuğunun
tehlikede olduğu gibi absürt vehimlere dalar ve şerefiyle, namusuyla çalışan
kişinin önünde takoz olur ya da gücü varsa, önce o kişiyi farklı tanıtır ve
daha sonrada ekarte etmeye yeltenir. İşte bu vatana apaçık ihanettir. Böylece
herkesi kendine düşman etmekle kalmaz, herkesi kendisini seçenlere de düşman
eder. Bu da seçen insanlar için büyük hatadır hatta ileri boyutta tehlikedir.
Ki bu tür seçilenleri, arkalarında bir güç olduğu vehmiyle, bir yerlere
bildirmek, her şeyin daha iyi olması babında şikâyet etmekte kabil olmadığı
için, bu türlerin tard edilmesi de muhal oluyor, böylece her şey kaosa mahkûm
oluyor, insanların muhalif bir duruma gelmesine neden oluyor. İleri boyutta bu
durum herkes için kötü oluyor. Ama bunu engellemekte bizim elimizde, tabi
samimi ve dürüst isek mücadelemizde. Ki bu sebeple, aynı zamanda, zımnen, o
kişileri yani seçilen tiplerin bir anlamda zulmettiği kişileri saflarımızdan
uzaklaşmaya itiyoruz haddizatında ve en büyük tehlikede budur. Allah aklı
boşuna vermedi, akledelim diye verdi. Ahlaklı, adil, vicdanlı, merhametli,
şefkatli, namuslu, haysiyetli, hissiyatlı, hassasiyetli, vatanperver,
milliyetperver, devlete sadakatli, dine bağlı, insanlık değerlerine tutkun
olmalıyız. Eyleme yönelmeyen kuru, boş, saçma laflarda boğulmamalıyız. Hayat
demek, hareket ve eylem demektir!
YAZMADIN, SÖYLEMEDİN DENMESİN...
Özgür DENİZ - 19.08.2016
Tarih: 19.08.2016
Okunma: 753
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.