İNSAN- HAYVAN- DÜŞÜNMEK...

Özgür DENİZ - 02.10.2016

Bir insan akıl sahibiyse, illa ki düşünür yani kafası rahat ve sabit değildir. Beyninin göklerinde düşünce bulutları dolaşıyordur. Düşünen ise muhakkak sorar. Düşünüyorsa illa ki sorar. Çünkü sormadan rahata eremez. Zaten düşüyorsa bir kişi, kafasında binlerce soruyla geziyordur. Hülasa, insan demek düşünmek demektir, düşünmek demek insanlığa delalettir. Düşünmek mi yoksa sormak mı önce gelir? Kuvvetle muhtemel düşünmek daha önce gelir. Çünkü düşünmeyen birinin sorması söz konusu olamaz. Düşünmeyenin sorması söz konusu olsaydı, hayvanlarda sorardı. İnsan, düşünmek ve sormak zorundadır. Bu, seçimin, olmazsa olmaz koşuludur. İnsana mahsus ihtiyar yetisinin önkoşuludur düşünmek ve sormak. Zira düşünmeden ve sormadan bütünü idrak etmek zordur, bütünü idrak etmeden de gerçek bir seçim kabil değildir. Parçalara bakarak seçim yapmak daima yanılgıların mahkûmu kılmıştır insanı. ‘’Bir kimse gününün en azından üçte birini tutkusuz, insansız, kitapsız geçirmezse nasıl düşünür olabilir?’’ diyor Nietzsche. Evet, düşünür olmak, kendimizi düşünceye vurmak zorunda değiliz, buna gücümüz yetmeyedebilir ama düşünmeden de yaşayamayız. Şayet düşünmeden yaşarsak, bu, ot gibi, hayvan gibi yaşamak olur. Ama böyle yaşamak, yaşamak olur mu takdir sizin. Düşünmeden yaşamak, bahusus hayvanlaşmış kodamanlara mahsustur. İnsan olan, düşünmeden yaşayamaz. Mesela, şöyle bir düşünme egzersizi yapsak kendi kendimize; bulut, yağmurun, kendisinden oluştuğunu; yağmur, toprağın, kendisine ihtiyacı olduğunu; toprak, insanın, kendisine muhtaçlığını bilerek mi hareket eder? Behey şaşkın! Öyleyse her şeyi doğa nasıl yapsın? Üstelik kendini bilmeyen bir doğa, nasıl kendini bilenlerden haberdar olsun ve onlara yardım etsin? Keza, legolardan bir at yaptınız ve bunu bizzat ellerinizle ve aklınızla siz yaptınız ve sonra legoları bozup torbaya koydunuz, daha sonra da karıştırıp orta yere yaydınız. Peki, bir at meydana geldi mi? Behey divane! BİR’i müdahale etmeseydi tabiat ve insan diye bir şeyin varolması kabil olur muydu ve senin müdahalen olmasa, tabiatta bir değişim meydana gelebilir miydi? Tesadüf diye bir şeye inanmak ahmaklık değil de nedir? Hakeza, bir testiden ancak içinde ki su kadar istifade edebilirsin. Testiden deniz suyunu beklemezsiniz değil mi? Çünkü testi deniz suyunu alamaz. İşte bunun gibi, zavallı akılda, kâinatı kuşatamaz ve bütün bilgiye sahip olamaz. Akıldan, aklın çapı kadar istifade edilebilir. Akıl her şeyi bilemez behey cahil! Akıldan, güç yetiremeyeceği şeyi beklemek cehaletin zirvesidir. İnsanı gösteren düşüncesidir. Düşünce bitti mi insan da biter. Düşüncesiz insan hayvanlaşır. Gerçeğe giden yol bir tek ise, yalana, yanlışa giden yol binlercedir. Yolları bilmek, tanımak ve en doğru yolu bulmak için düşünmek ve sormak iktiza eder. Seni zorlayan yok ey insanoğlu! Allah, Ben iki yol gösterdim diyor; doğru yol ve yanlış yol. Seçimi yarattığı kuluna bırakıyor. Hiç zorluyor mu? Hayır. Hatta zorlaştırılmamasını da emrediyor. Ki, bu yüzden nadide, mümtaz, emin, aziz, sıddık elçisi de diyor ki; zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız. Bakınız, hiç ideolojiler gibi çıkmaza sokmak, zulmetmek, dikte etmek, baskı kurmak, ölümle tehdit etmek gibi bir şey var mı? Bunu idrakten aciz miyiz en insan? Ama biz gidiyoruz, bizi yücelten yüce hakikate yüzümüzü döneceğimize ondan yüzümüzü çeviriyoruz ve gidip yalanlara ve yalancılara yüzümüzü dönüyoruz. Yazık bize, gerçekten yazık. Taşıdığımız bu ruha, bu akla, bu vicdana yazık. Sophokles diyor ki; “bozulduğu zaman, insandan daha korkunç yaratık yoktur.” Peki, insan ne zaman bozulur?

 

SÖZLER:

 

‘’’’Yaşatan ve öldüren O’dur.’’’’

 

Allah

 

"’Kendi kafanla düşünmeye, kendi kalbinle duygulanmaya başladığın an; köleliğin zincirleri kırılır, özgürlük güneşi sana gülümser, tabi bedel olarak yalnızlık sürgünü başlar ve acı yoldaşın olur.’’"

 

Özgür Deniz

 

 ‘’’’İnsanın kelamı, aklının terazisidir.’’’’

 

Hz. Ali

 

‘’’’Dün binlerce kişi kitap okudu, ölen ya da yaralanan olmadı.’’’’

 

Ali Şeriati

 

"’’Çoğu Müslüman için bir kitabın lahmacun kadar değeri yok!"’’

 

İhsan Süreyya Sırma

 

‘’’’Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, düşünmeden geçirilen bir gecedir.’’’’

 

Ali Şeriati

 

‘’’’Dalkavukluk, Allah'a iman edenlerin işi değildir.’’’’

 

Hz. Ali

‘’’’Sinirine ve intikam duygusuna hâkim olamayıp, başka bir şeyin hâkimi olmaya çalışan insan, hiçbir koruma tedbiri almadan vahşi bir nehrin yanına tarla açan çiftçi kadar aptaldır.’’’’

 

Friedrich Nietzsche

 

‘’’’Beni dinleyin diyorum, fakat söylediğim her şeyi kabul edin demiyorum.’’’’

 

Ali Şeriati

 

‘’’’Tanrı kuvvetten yana değil, doğruluktan yanadır.’’’’

 

Dostoyevski

 

‘’’’Beden zenginleştikçe, ruh yoksullaşır.’’’’

 

Nurettin Topçu

 

‘’’’Sorumluluk, gücün değil, doğrudan doğruya bilincin doğurduğu, bilginin doğurduğu bir gerçektir, bir haldir.’’’’

 

Ali Şeriati

 

""Pas tuttu içimiz. Bu yüzden duymaz olduk tüm yeryüzünde akan kanların sıcaklığını bile...!""

 

Nuri Pakdil

 

""İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır.""

 

İsmet Özel

 

""Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık.""

 

John Steinbeck

 

""Okuma hevesimi dünyanın bütün hazinelerine değişmem.""

 

Tolstoy

 

""Bize cellatlık emrolunmadı. Belki emrolunan, bizden istenen, bu hayret verici nizâm içindeki yerimizi, varlığımızın hikmetini düşünmektir; dilsiz kâinatla konuşmasını bilmektir, onu dile getirmektir.""

 

Nurettin Topçu

 

""Vicdanı yağma edilen bir millet sanki bir mehdi bekliyor. Ama kendisini sefaletlerden kurtaracak olanı değil, sefaletleri ile birlikte kendisini kurtaracak mehdiyi!""

 

Nurettin Topçu

 

""Tağutlara boyun eğip, itaat etmek suretiyle onları ilahlaştıran yığınlar, islam'dan çıkıp şirke girmişlerdir. İslam'da küfrün ve şirkin en belirgin kanıtı budur.""

 

Seyyid Kutub

 

""Karnından konuşan insanların sahne performansını ciddiye almak vakit kaybıdır. Bir usûl ve üslup dairesinde düşüncelerini ifade etme cesareti gösteremeyenler; kendilerini kulis yaparak tatmin ederler.""

 

İhsan Fazlıoğlu

 

“"Acı, bilincin biricik nedenidir.”"

 

Dostoyevski

 

""Dal, rüzgârı affedebilir belki ama kırılmıştır bir kere.""

 

Sadi Şirazi

 

""İnsanoğlu haktan saptığında artık beyinsizlikte sınır tanımaz.""

 

Seyyid Kutub

 

""Benim derdim halkı eşekleştirme belasından kurtarmaktır. Zira halkın sorunu emperyalizm değil, eşekleşmedir.""

 

Ali Şeriati

Tarih: 02.10.2016 Okunma: 795

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?