Bir insan akıl sahibiyse, illa ki düşünür yani kafası
rahat ve sabit değildir. Beyninin göklerinde düşünce bulutları dolaşıyordur.
Düşünen ise muhakkak sorar. Düşünüyorsa illa ki sorar. Çünkü sormadan rahata
eremez. Zaten düşüyorsa bir kişi, kafasında binlerce soruyla geziyordur.
Hülasa, insan demek düşünmek demektir, düşünmek demek insanlığa delalettir.
Düşünmek mi yoksa sormak mı önce gelir? Kuvvetle muhtemel düşünmek daha önce
gelir. Çünkü düşünmeyen birinin sorması söz konusu olamaz. Düşünmeyenin sorması
söz konusu olsaydı, hayvanlarda sorardı. İnsan, düşünmek ve sormak zorundadır.
Bu, seçimin, olmazsa olmaz koşuludur. İnsana mahsus ihtiyar yetisinin
önkoşuludur düşünmek ve sormak. Zira düşünmeden ve sormadan bütünü idrak etmek
zordur, bütünü idrak etmeden de gerçek bir seçim kabil değildir. Parçalara
bakarak seçim yapmak daima yanılgıların mahkûmu kılmıştır insanı. ‘’Bir kimse
gününün en azından üçte birini tutkusuz, insansız, kitapsız geçirmezse nasıl
düşünür olabilir?’’ diyor Nietzsche. Evet, düşünür olmak, kendimizi düşünceye
vurmak zorunda değiliz, buna gücümüz yetmeyedebilir ama düşünmeden de
yaşayamayız. Şayet düşünmeden yaşarsak, bu, ot gibi, hayvan gibi yaşamak olur.
Ama böyle yaşamak, yaşamak olur mu takdir sizin. Düşünmeden yaşamak, bahusus hayvanlaşmış
kodamanlara mahsustur. İnsan olan, düşünmeden yaşayamaz. Mesela, şöyle bir
düşünme egzersizi yapsak kendi kendimize; bulut, yağmurun, kendisinden
oluştuğunu; yağmur, toprağın, kendisine ihtiyacı olduğunu; toprak, insanın,
kendisine muhtaçlığını bilerek mi hareket eder? Behey şaşkın! Öyleyse her şeyi
doğa nasıl yapsın? Üstelik kendini bilmeyen bir doğa, nasıl kendini bilenlerden
haberdar olsun ve onlara yardım etsin? Keza, legolardan bir at yaptınız ve bunu
bizzat ellerinizle ve aklınızla siz yaptınız ve sonra legoları bozup torbaya
koydunuz, daha sonra da karıştırıp orta yere yaydınız. Peki, bir at meydana
geldi mi? Behey divane! BİR’i müdahale etmeseydi tabiat ve insan diye bir şeyin
varolması kabil olur muydu ve senin müdahalen olmasa, tabiatta bir değişim
meydana gelebilir miydi? Tesadüf diye bir şeye inanmak ahmaklık değil de nedir?
Hakeza, bir testiden ancak içinde ki su kadar istifade edebilirsin. Testiden
deniz suyunu beklemezsiniz değil mi? Çünkü testi deniz suyunu alamaz. İşte
bunun gibi, zavallı akılda, kâinatı kuşatamaz ve bütün bilgiye sahip olamaz.
Akıldan, aklın çapı kadar istifade edilebilir. Akıl her şeyi bilemez behey
cahil! Akıldan, güç yetiremeyeceği şeyi beklemek cehaletin zirvesidir. İnsanı
gösteren düşüncesidir. Düşünce bitti mi insan da biter. Düşüncesiz insan
hayvanlaşır. Gerçeğe giden yol bir tek ise, yalana, yanlışa giden yol
binlercedir. Yolları bilmek, tanımak ve en doğru yolu bulmak için düşünmek ve
sormak iktiza eder. Seni zorlayan yok ey insanoğlu! Allah, Ben iki yol gösterdim
diyor; doğru yol ve yanlış yol. Seçimi yarattığı kuluna bırakıyor. Hiç zorluyor
mu? Hayır. Hatta zorlaştırılmamasını da emrediyor. Ki, bu yüzden nadide,
mümtaz, emin, aziz, sıddık elçisi de diyor ki; zorlaştırmayınız,
kolaylaştırınız. Bakınız, hiç ideolojiler gibi çıkmaza sokmak, zulmetmek, dikte
etmek, baskı kurmak, ölümle tehdit etmek gibi bir şey var mı? Bunu idrakten
aciz miyiz en insan? Ama biz gidiyoruz, bizi yücelten yüce hakikate yüzümüzü
döneceğimize ondan yüzümüzü çeviriyoruz ve gidip yalanlara ve yalancılara
yüzümüzü dönüyoruz. Yazık bize, gerçekten yazık. Taşıdığımız bu ruha, bu akla,
bu vicdana yazık. Sophokles diyor ki; “bozulduğu zaman, insandan daha korkunç
yaratık yoktur.” Peki, insan ne zaman bozulur?
SÖZLER:
‘’’’Yaşatan ve öldüren O’dur.’’’’
Allah
"’Kendi kafanla düşünmeye, kendi kalbinle
duygulanmaya başladığın an; köleliğin zincirleri kırılır, özgürlük güneşi sana
gülümser, tabi bedel olarak yalnızlık sürgünü başlar ve acı yoldaşın
olur.’’"
Özgür
Deniz
‘’’’İnsanın
kelamı, aklının terazisidir.’’’’
Hz.
Ali
‘’’’Dün binlerce kişi kitap okudu, ölen ya da yaralanan
olmadı.’’’’
Ali
Şeriati
"’’Çoğu Müslüman için bir kitabın lahmacun kadar
değeri yok!"’’
İhsan
Süreyya Sırma
‘’’’Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, düşünmeden
geçirilen bir gecedir.’’’’
Ali
Şeriati
‘’’’Dalkavukluk, Allah'a iman edenlerin işi değildir.’’’’
Hz.
Ali
‘’’’Sinirine ve intikam duygusuna hâkim olamayıp, başka
bir şeyin hâkimi olmaya çalışan insan, hiçbir koruma tedbiri almadan vahşi bir
nehrin yanına tarla açan çiftçi kadar aptaldır.’’’’
Friedrich
Nietzsche
‘’’’Beni dinleyin diyorum, fakat söylediğim her şeyi
kabul edin demiyorum.’’’’
Ali
Şeriati
‘’’’Tanrı kuvvetten yana değil, doğruluktan yanadır.’’’’
Dostoyevski
‘’’’Beden zenginleştikçe, ruh yoksullaşır.’’’’
Nurettin
Topçu
‘’’’Sorumluluk, gücün değil, doğrudan doğruya bilincin
doğurduğu, bilginin doğurduğu bir gerçektir, bir haldir.’’’’
Ali
Şeriati
""Pas tuttu içimiz. Bu yüzden duymaz olduk tüm
yeryüzünde akan kanların sıcaklığını bile...!""
Nuri
Pakdil
""İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül
bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır.""
İsmet
Özel
""Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum
artık.""
John
Steinbeck
""Okuma hevesimi dünyanın bütün hazinelerine
değişmem.""
Tolstoy
""Bize cellatlık emrolunmadı. Belki emrolunan,
bizden istenen, bu hayret verici nizâm içindeki yerimizi, varlığımızın
hikmetini düşünmektir; dilsiz kâinatla konuşmasını bilmektir, onu dile
getirmektir.""
Nurettin
Topçu
""Vicdanı yağma edilen bir millet sanki bir
mehdi bekliyor. Ama kendisini sefaletlerden kurtaracak olanı değil, sefaletleri
ile birlikte kendisini kurtaracak mehdiyi!""
Nurettin
Topçu
""Tağutlara boyun eğip, itaat etmek suretiyle
onları ilahlaştıran yığınlar, islam'dan çıkıp şirke girmişlerdir. İslam'da
küfrün ve şirkin en belirgin kanıtı budur.""
Seyyid
Kutub
""Karnından konuşan insanların sahne
performansını ciddiye almak vakit kaybıdır. Bir usûl ve üslup dairesinde
düşüncelerini ifade etme cesareti gösteremeyenler; kendilerini kulis yaparak
tatmin ederler.""
İhsan
Fazlıoğlu
“"Acı, bilincin biricik nedenidir.”"
Dostoyevski
""Dal, rüzgârı affedebilir belki ama
kırılmıştır bir kere.""
Sadi
Şirazi
""İnsanoğlu haktan saptığında artık
beyinsizlikte sınır tanımaz.""
Seyyid
Kutub
""Benim derdim halkı eşekleştirme belasından
kurtarmaktır. Zira halkın sorunu emperyalizm değil, eşekleşmedir.""
Ali
Şeriati