Anamur iskelesi ihale edilirken, biraz tarih…
Anamur, Bozyazı ve çevresinde ekonomik, sosyal ve kültürel gelişme,
muz, çilek üretimi, turfanda meyve sebze yetiştiriciliği, diğer tarımsal ve hayvancılık
faaliyetleriyle birlikte değerlendirilir. Bunun yanı sıra Anamur ve çevresi
turistik bakımından da çok zengin kaynaklara sahiptir. Denizi, kumu, dağı
ormanı, vadileri, yaylaları ve Anamuryum Antik Kentiyle, Mamure Kalesiyle,
Köşekbükü Mağarasıyla ve İskelesiyle turizmin parlayan bir yıldızı olmaya
adaydır.
Tarihi ve kültürel mirasımız Mamure Kalesinin restore çalışmaları daha
önce başlamıştı. Son zamanlarda Anamuryum Antik kentinin restore edileceğine
ilişkin güzel haberler alıyoruz. Geriye yine tarihi bir öneme sahip Anamur
İskelesinin yenilenmesi ve geliştirilmesi için bir adım atılması gerekiyordu. Nihayet
beklenen adım atıldı ve Anamur İskelesi yeniden yapılmak üzere ihale edildi.
İki yıl içinde eski parayla 33 trilyon liraya, Nil İnşaat Şirketi tarafından yeniden
inşa edilecek.
Anamur için umut veren bu çalışmalar yapılırken, birkaç cümleyle de
olsa tarihi geçmişi hatırlayalım.
Anamur ve çevresi, tarihin her
döneminde stratejik bir öneme sahip bir bölgedir. Anamur adının birçok kaynakta
“rüzgârlı burun” anlamına gelen Latince kökenli kelimelerden geldiği anlatılır.
Antik Anemurium kenti coğrafi olarak Anamur Burnuna çok yakın ve sürekli rüzgâr
alan bir konuma sahiptir. Bunun yanı sıra bir zamanlar büyük bir devlet kurmuş
ve Anamur’a da hâkim olan Luvilere göre Annimura yani Mura (Ma-ura) Yüce Ma anlamına
geldiği söylenir.
Tarihi geçmişi antik çağlara kadar uzanan Anamur; Luviler, Arzavalar, Kizzuvatnalılar
ve Hititler (M.Ö 1500-1200),Fenikeliler, Asurlular, Persler, İskender
İmparatorluğu, Selefkoslar, Romalılar, Bizans, Müslüman Araplar, Selçuklular,
Karamanoğulları, Klikyalıllar, Memluklar, Osmanlı İmparatorluğu ve günümüze
kadar geliyor.
Hitit Kralı 4. Tuthaliya
zamanında kendisine sığınan Mattavatta’ya Anamur’u vermiş, Hititlerin
zayıflamasından sonra prens Mattavatta Anamur’dan Afyon’a kadar uzanan büyük
bir devlet kurmuş ve bu kenti başkent olarak ulanmış. Kent bir süre
Fenikelilerin eline geçmiş. Kuelerin hâkimiyetinden sonra M.Ö 8. Yüzyılda
Asurlular ele geçirmiş. Daha sonra Klikyalılar ve Perslerin (M.Ö 543-333) hâkimiyetine
geçmiş. Makedonya Kralı İskender tarafından ele geçirilmiş, kentin adı
Anemurium olarak anılmaya başlanmış. İskender’in
ölümünden sonra Selefkos hâkimiyetine girmiş. Bir süre İsaria (İzorya)
katılmış. Daha sonra Roma hâkimiyetine geçmiş. Çirero Kilikya valisi olarak
atanmış. Anamur bu dönemde çok önemli bir ticaret merkezi konumuna girmiş.
Kıbrıs’a olan yakınlığı, karayoluyla Toroslardaki Roma kentlerinin denize ulaşımını
sağlamış. Germenikopolis (Ermenek) o dönemde çok önemli bir kenttir.
Roma İmparatoru Caligula tarafından Kilikya kıyıları Kommagane Kralı
Antiochos’a verilmiş. Kral Antiochos kendi adına para bastırmış ve kenti
yönetimi altında tutmuş. Diğer Kommanege kentleri gibi Anemurium da sürekli
korsan saldırılarına uğruyor, ayrıca Toroslarda yaşayan kavimler de kenti
karadan tehdit ediyordu. Kenti yeniden yönetmeye başlayan Romalılar
baskınlardan korunmak amacıyla kentin etrafına surlar yapma zorunda kalıyorlar.
Romalılardan sonra Bizans hâkimiyetine giren kent ve çevresi yeniden
inşa ediliyor. Fakat M.S 650 yılından itibaren Emevilerin Kıbrıs’ı ele
geçirmesi ve çeşitli zamanlardaki akınları sonunda kent terk ediliyor. Bu
tarihten sonra bir daha eski önemine ve gelişmişliğine ulaşmıyor.
Devam edelim.
Bizanslıların zayıflaması ile Ermeni ve Rum Prenslikleri tarafından
yönetilmeye başlanıyor. 1221 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat
tarafından ele geçirilmişse de 1230 yılında Karamanoğulları tarafından feth
ediliyor. Şikârı tarihinde 1308 yılında Karamanoğlu Mahmut Beyin 36000 asker ve
büyük bir donanma ile Mamure Kalesini ele geçirdiği, tamir ettirdiği ve içine
bir cami yaptırarak adını Mamure koyduğu anlatılır. 1430 yılında Karamanoğlu
İbrahim Bey tarafından yeniden onarılmıştır. Evliya Çelebiye göre Mamure Kalesi
Osmanlı Padişahı II. Selim zamanında Lala Mustafa Paşa tarafından Osmanlı
topraklarına katılmış bulunuyor. Zaten Kıbrıs’ın alınması da 1571’dir. İşte bu
tarihten sonra Anamur Kıbrıs ile Anadolu arasında bir köprü görevi üstlenmiştir.
İhale edilen Anamur İskelesi, kapalı devre sulama sistemi ve sahil
yoluna ilişkin düşüncelerimizi bir başka yazıya bırakalım.