Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Doları sat” kampanyası başladığında çok heyecanlanmış, çok umutlanmıştım.
Bu, “vahşi kapitalizm”in, en muhkem kalelerinden birine büyük bir meydan okumaydı.
Eldeki dövizler bozdurulur ve yeni alımlar olmazsa dövizin ateşinin düşeceğine inandık.
Aslında, bu, boş bir inanç değildi. Nitekim başlangıçta doları gerilettik. Aralık ayı başında, kampanya başlarken 3,50 TL olan dolar, 3,35’e kadar geriledi.
Lâkin kısa süre sonra yeniden tırmanışa geçti. Bununla beraber, yıl sonuna kadar 3,50 TL civarında kalmıştı. Yeni yılla birlikte füze gibi, tırmanışa geçti. 10 günde 3,85’e yükseldi. Bu 10 günde, %10’luk bir artış demek.
Seviye buraya gelince, dolar satanlar “zarar” etmiş gibi gözüküyor. Üzülsünler mi? Hayır, bence üzülmesinler… Dolarla bir işi, yatırımı, borcu olmayanın dolar tutmasının bir mantığı yok. Döviz bir tasarruf aracı değildir. Tekrar “alış” talebinde bulunarak, döviz yangınını körüklememek lâzım.
x x x
Peki, dolardaki 3,85 TL seviyesi geçici mi, kalıcı mı?
Bunu her iki anlamda soruyorum: Daha da yükselir mi veya düşmesi sağlanabilir mi?
Bunun cevabını şu anda kimse bilmiyor!
Belirsiz!
Zayıf olmakla birlikte, düşme ihtimali var… Ama yükselme ihtimali daha fazla… Çünkü “belirsizlik” Türk Lirasının aleyhine işliyor.
x x x
Ekonomiyi nasıl etkiler, ne yapmak lâzım?
Dövizin yükselmesinin ekonomimizi olumsuz etkileyeceği, -üretimi düşüreceği, işsizliği artıracağı, hayatı pahalandıracağı- daha da yükselmesi halinde bir “bunalım”a sürüklenebileceğimiz çok açık.
Buna karşı neler yapılabileceğini “uzmanlar” söylüyor: Yatırımları Türkiye’ye çekebilecek yapısal reformlar… En başta, “hukukun üstünlüğü”nün sağlanması, belirsizliğin giderilmesi.
Buna bir itirazım yok fakat ben başka bir problem görüyorum: Doğruyu söylememek… Ekonomide ne olduğunu, nerede olduğumuzu göstermemek!
Rakamları eğip-bükmek… Misal, dolar felaket bir biçimde yükselirken, kişi başına düşen yıllık gelirimizin 2000 dolar arttığını söylemek, gibi
Sorunlar büyük olduğu halde, onları küçümsemek, “geçici” olduğunu savunmak, ciddiye almamak!
Asıl facia burada!
Çünkü bu tavır, sorunları görmenizi engelliyor; sorun görmeyince “teşhis” koyamıyorsunuz.
Problemler görmezden geldikçe büyüyor… Saklandıkçadaha çok büyüyor.
Bu, memlekete iyilik mi?
x x x
Günün Çizgisi, ofpof.com’tan…