KENDİ AKLINI KULLANMA CESARETİ GÖSTER!...1...

Özgür DENİZ - 21.01.2017

İnsan, kadim bir tarihin olgusudur. Kendisine kelimelerin öğretildiği insan, insan olarak varlık sahasına atıldığı gün konuşmuştur ve konuştuğu andan itibaren söylenmeye başlamıştır. Binaenaleyh, söylenmedik hiçbir şey yoktur ruy-i zeminde. Ancak eskimiş şeyler vardır. Ama bizler geç kalmışız ya da gelmişiz sadece. Bizler terkipler yapıyoruz, eski bedene yeni libaslar giydiriyoruz. Yaptığımız da, yapabileceğimiz de bundan ibarettir. Giydirdiğimiz elbise ne kadar cazipse, o kadar celbediyor. Libasın güzelliği ve kalitesi, üzerinde durduğu gövdeyi o kadar kaliteli ve güzel kılıyor. Hiçbir zaman, hiçbir şekilde söylenmemiş sözler söylediğimizi iddia etmedik, edemeyiz de. Zira böyle bir iddia ne kadar boş ise, söyleyen de o kadar boştur. Tabii müşahedelerimiz neticesinde algıladıklarımızı, anladıklarımızı ve bakışlarımızı, duyuşlarımızı, görüşlerimizi, sezişlerimizi, kavrayışlarımızı, hissedişlerimizi izah ve izhar ediyoruz münhasıran. Hülasa; varlığın tecessümlerinden sözler üretiyoruz. Sadece bu! Burada ince bir nüans vardır ki, o da şudur; evet bunca zamandır çok şeyler söylenmiş ama hiçbir şey anlaşılmamış. Anlayarak mukadderatımızı belirleyememişiz, aldanarak mukadderatımızın belirlenmesine müsaade etmişiz. Ve değişen zamana inat değişmeyen insanla karşı karşıyayız hala. Çünkü akletmiyoruz! Oysa anlamak ve aldanmamak için düşünmekten ve aklımızı özgürleştirmekten başka hiçbir opsiyonumuz yoktur. Akletmeden anlamak muhaldir. Anlayacağını sanmak ise alıklıktır. Aldanmanın ise akletmeye ihtiyacı yoktur. Çünkü akletmek, aldanmanın hele gönüllü aldanmanın en büyük ve amansız düşmanıdır. Bu yüzden aldanmak isteyen düşünmekten korkar ve kaçar. Bu kaçış, haddizatında, insanın kendinden kaçışıdır. Geçelim!

 

Akletmek, münhasıran insan türüne mahsus bir yetidir. İnsan, akletmek demektir. Ama akletmiyor insan. Gerçekten akletmekte bir işe yaramıyor işin özünde. Zira hayatın acısı sana kalırken, hazzını başkaları yaşıyor. Çünkü akletmekle bir şey elde edemiyorsun ki. Bilakis akletmezsen iyisin. Bu âlemde ömrüm okumayla, düşünmeyle geçti, ne kazandım? Vallahi hiçbir şey ama hiçbir şey. Acılardan acılara sürgün oldum sadece. Hayatın kesif acılarını yudumladım ağır ağır. Maddeye mi ulaştım? Hayır. Sevgiye layık biri mi oldum? Hayır. Bilakis çekinilen, ötelenen biri oldum çıktım. Çünkü düşünmek tehlikelidir. Keşke okumasaydım, düşünmeseydim diyorum bazen. Keşke Allah, bana da kötülük yapma gücü vereydi, beni de adi bir yaratık gibi davranacak karakterde var edeydi diyorum. Keşke insanların yüzüne baka baka rahatlıkla kötülük yapabilecek tıynetim olsaydı. İnsanların yüzüne gülebilseydim ama arkasından kahpelik çevirebilseydim, keşke böyle bir hareketi kusacak ruhum, reddedecek kafam olmasaydı diyorum. Hep düşündüğümden yapamıyorum işte bunları. Düşünmeseydim zerre çekince duymadan yapar, gül gibi yaşar giderdim gibime geliyor bazen. Çünkü hayatta hep gördüğüm bu. Herkes aklını kiraya verme der ama filhakika bu sözün arkasında aklını bana kiraya ver vardır. Başkaları gibi değil benim gibi düşün demektir o. Bağımsız düşüneni kimse sevmez. Çünkü o kimsenin işine yaramayacak şekilde konuşur. Sadece hakikati haykırır ve insanı savunur. Yine de insan demek akletmek demek oluyor, kabul etmek zorundayız. Akletmiyorsa insan, insan olmakla ilgili sorunu vardır. Kim aklediyor insandan başka, şu âlemde? Ki akletmesi gereken insan da akletmiyor haddizatında, çünkü aklını teslim etmiş ya da kiraya vermiş. Niye böyle olur ki? Niçin insan düşünmekten korkar, kaçar? Hemen inanmak ister niye? İnsan aklıyla insan olduğunu da bilmiyor. Başka varlıkların da akıllarının olduğunu sanıyor. Düşünmeden de insan olarak var olabileceği yanılgısına kapılıyor. Belki de insan düşünmenin tehlikesini sezdi, bir işe yaramadığını hissetti ya da yarasa da düşünmeyle elde edeceği bir şey olmadığını gördü. Bu dünyada düşünenin muteber olduğuna şahit oldunuz mu hiç? Ben düşünmeyen herkesin muteber olduğunun mutlak şahidiyim. Ölü (düşünmeyen) bir dünyaya canlı (düşünen) bir varlık lazımdı ve o da insandı, insan bunu bilmiyor, çünkü akledemiyor. İnsan, kendi umutları, saadeti, istikbali, hayalleri için bile aklını kendinde bırakmalı ve düşünmeli. Zira hareketin motoru düşünmektir!

 

SÖZLER

 

""And olsun! Tevhide iman etmiş bir Muvahhid olarak, son nefesime kadar, rengi ne olursa olsun Mustazafların yanında, rengi ne olursa olsun Müstekbirlerin karşısında olacağım. İsyanım, acım, yalnızlığım yoldaşlarım olup kuvvetim olacaklar bu kutlu yolumda. Ta ki insan düştüğü yerden kalkıncaya, ahlak kalplere hâkim oluncaya ve adaletin bayrağı insanlığın burçlarında yükselinceye değin.""

 

Bendeniz

 

‘’Türk, minnet etmez.’’

 

Profesör Doktor Tufan Gündüz

 

Ey Türk!

 

Sen ki, Allah’a baş eğdiğin devirlerde, tüm insanlık sana baş eğmişti. Sen ne zaman ki, kökünü unuttun, manayı terk ettin, özünü bilmez oldun, Allah’a başkaldırdın, sana baş eğenler başlarını kaldırdılar, sen baş eğer oldun. Unutma ki, sen bağ eğmedikçe Allah’a, sana başkaldıranlar asla sana baş eğmeyecekler. Sen Allah’a tüm benliğinle başını eğdiğin zaman tüm başlar sana eğilecektir bile ve ona göre davran!

 

Bendeniz

 

""Ölümünü seyretmek ve yeniden doğmak ister insan hayata. Ölmek anlamaktır olmanın ne demek olduğunu. Olduğunda anlar insan ölmediğini. Ölürken çoğaldığını.""

 

Bendeniz

 

‘’Gözlerini kapa, kalbinin sesini dinle, sadece hisset. İşte o zaman anlayacaksın! Bir oba bir devlete nasıl dönüştü.’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Hırs hasarettir. Hırs gözü kör eder, kalbi katılaştırır, sonunda leşini köpekler yer. Adalet imkândır. Kalplerin fethi adaletten geçer. Yaşlı ve gafil bunak hırsla kudurmuş itin elinde oyuncak olur. Fitne tuzağına düşmemek için kafa gözün yanında kalp gözünde açık olmalı. Eğer Hakkın yanında olursan, Hakk seni asla yalnız bırakmaz, her karanlıkta yolunu aydınlatan bir ışık illaki yanar.’’’’

 

Bendeniz

 

‘’İyi bir insan değilsen, hiçbir şeyin iyisi olamazsın, tam aksine içine girdiğin, sahip olduğun, bütünleştiğin her şeyi kötü yaparsın.’’

 

Bendeniz

 

‘’Uçar birgün çocuk! Elinde kalmaz güvercinlerin ya da uçurtmaların ve gökten uçuşan bombalar, uçaklar, füzeler vuramazlar senin uçurtmalarını, öldüremezler umutlarını, yok edemezler yüreğindeki sevinçlerini. Senin tazeliğin, dünyanın köhnemişiğine şifa olacak çocuk!’’

 

Bendeniz

 

 ""Beni dinleyin diyorum fakat söylediğim her şeyi kabul edin demiyorum. Sadece şu kadarını bilmenizi istiyorum: 1- Ortaya koyduğum deliller ve sahip olduğum bilgi, ehliyet ve uzmanlık, bana böyle konuşma hakkını veriyor. 2- Ben hiçbir maslahat ve çekinceyi dikkate almadan konuşuyorum, beni bağlayan tek şey hakikattir. Görüşlerimde yanlışlık var ise de, niyetimde hiçbir kötülük yoktur. Feryat ve figanımın tek nedeni, sorumluluk hissim ve dertli olmamdır. Sözlerimi, Kuran’ın şu ölçüsü ile dinleyin: “Sözü dinleyip en güzeline tabi olan kullarımı müjdele! İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir! İşte tek akıl sahibi onlardır!” [Zümer,18]""

 

Dr. Ali Şeriati

Tarih: 21.01.2017 Okunma: 846

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?