KORKUNÇ İDDİALARIN AKSADIĞI YER

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.10.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

            

 

Abdülmelik Fırat ve Abdullah Öcalan, ayrı ayrı konuşmuşlar ve insanın kanını donduracak iddialar ortaya atmışlar.

Söz konusu iddialar pek çok yazar tarafından ciddi bulunmuş, son 2-3 gündür köşe yazılarında dile getiriliyor ve değerlendiriliyor.

Tabii akıl almaz iddialar, insanın aklına da akıl almaz şüpheler ve sorular getiriyor.

Abdülmelik Fırat’a Sabah yazarı Ecevit Kılıç tarafından sorulan ilk soru ve Fırat’ın cevabı konunun özeti gibi…

Soru: “Çıkışından itibaren PKK'nın derin devletle veya istihbaratla ilişkili olduğunu söylüyorsunuz. Sonunda Ergenekon iddianamesinde de PKK'nın Ergenekon tarafından yönlendirildiği bilgisi yer aldı...”

Cevap: “PKK, derin devlet tarafından kurulmuş bir organizasyondur. Abdullah Öcalan da ‘Kendimi MİT'ten zor kurtardım’ diyor.” (Sabah, 27.10.2008)

 

Soru ve cevaba dikkatle bakın!

 

PKK, “derin devlet”in bir organizasyonu olacak, başına Öcalan getirilecek fakat “zor” da olsa, “lider” kendini “MİT’ten kurtarmış” olacak amma velâkin liderin devletle işbirliği devam edecek.

Bu nasıl mümkün olabiliyor, acaba?

 

Belki, daha güncel olarak sorulması gereken soru; bu işbirliği bu kadar aleni hale geldiği halde ve çok ciddi bir “Ergenekon” soruşturması 2 yıldır sürdürülürken, “PKK'nın Ergenekon tarafından yönlendirildiği bilgisi de iddianamede yer almasına” rağmen, bu kapsamda neden hiçbir PKK ileri geleni hakkında bir işlem yapılmıyor?

*                      *                      *

Fırat, devletle PKK arasındaki işbirliğine örnekler veriyor:

PKK, Kürtlerin genç çocuklarını dağa çıkarıp heba ediyor. Kürt meselesinin çözümüne dair projeleri yoktur. Kürt gençlerini harcayan bir aygıttır. PKK, son yıllarda da JİTEM'le iç içe çalışıyor.

Hatta PKK'nın dağ kadrosunun ileri gelenlerinden derin devleti temsilen isimler var. Başkanlık konseyi üyesi Duran Kalkan bunlardan biri. PKK'lılar da bunu söylüyor.

Görülmüş şey değildir; idamla yargılanmış birinin avukatlarına verdiği talimatlarla örgütü yönetmesi. Öcalan'ın avukatları gidip yüz yüze oturup, ‘Al bunları, ver bunları’ demiyor. Oradaki cezaevi yöneticileri ‘Görülmüştür’ dedikten sonra o notlar avukatlara veriliyor. Burada örgütü yönetmesinin önü açılıyor. Yönlendiriliyor. Öcalan'la ilk görüşen Çevik Bir'dir. Sonrasında başka paşalar da görüştü. Aslında görüşmeyen paşa yok. MİT Müsteşarı da görüştü. Kürt sorunu PKK dışında çözülmek istenmiyor. Bu derin devletin isteği.”

Görüldüğü gibi; kendisini “MİT’ten kurtarmış” bir “liderin” devletin en üst düzeyindeki görevlileriyle şahıs ve kurum isimleri de verilerek nasıl işbirliği yaptığı açıklanıyor!

Bizce, terör örgütü elebaşısı kendini “MİT’ten kurtardığını” hiç söylemeseydi, iddialar çok daha inandırıcı olabilirdi!

*                      *                      *

Abdülmelik Fırat çok çarpıcı bir gözlemde bulunuyor. Diyor ki;

“Devlet çıkıp bu memleketin temel meselesinde Kürt siyasi parti liderlerini, kanaat önderlerini çağırıp ‘Ne istiyorsunuz’ demiyor. Muhatap olarak PKK'yı alıyor. Ama kötü olansa demokrasiyi, insan haklarını savunanların da Kürt meselesini PKK'ya getirmesidir. PKK nedeniyle Türkiye'de ve dünyada sanki Kürtler teröristmiş algısı oluştu. Kürt sorunu PKK'yla başlamadı onunla da bitmez.”

 

Önce şunu söyleyelim; Fırat’ın, muhatap alınmasını istediği “Kürt siyasi parti liderleri” DTP’liler değil. Onları PKK’lı sayıyor.

Bize göre, müthiş iddialar, işte en fazla burada aksıyor.

Şöyle ki;

Hadi, devlet PKK’yı kullandığı için onu muhatap alıyor, PKK’nın öncüleri de zaten devletle işbirliği içinde fakat Fırat’ın tespit ettiği gibi “demokrasiyi, insan haklarını savunanlar” nasıl oluyor da bu oyunu görmüyor?

Sonra, bütün DTP milletvekilleri, belediye başkanları, bütün DTP teşkilatı, (derin) devletle işbirliği içinde mi?

Bu nasıl olabilir?

Bu parti İstiklal Marşına, Türk diline, Türk bayrağına, Cumhuriyete, Atatürk’e bu kadar karşıyken, gösterilerinde bayraklar yakılırken, bu partinin devletin kontrolü altında olduğunu ve onun tarafından yönlendirildiğini nasıl düşünebiliriz?

O zaman, devletin de bu saydığımız değerlerden vazgeçtiği, o değerlerin yıkılmasını istediği anlamı çıkmaz mı?

“Yok, bu devletin kendisi değil de derini”, diyecek olursanız, zaten “derin devlet”e inananlar, görünen devletin de “derin” tarafından yönlendirildiğine inanmıyorlar mı?

Yani, neresinden bakarsanız, işbirliği iddiası bütün devleti içine alıyor.

Yine burada, iddiaların aksadığı bir yön daha var…

Bu, terör belâsı en fazla “Kürtler”e ve bölgeye zarar verdiği halde, bundan yıllar boyu zarar gören halk ve az çok okumuş olan “Kürtler” bu işbirliğini nasıl anlayamaz?

Hiç olmazsa, şu yazılanlar ve söylenenlerden sonra PKK ve onun partisine desteğini niçin çekmez?

Belki de bizim bu soruyu soracağımızı bildiğinden, Fırat şunu ilave ediyor:

“Kürtlerin yüzde 20'si PKK'ya oy veriyor.”

O zaman da aklımıza şu sorular geliyor:

Yüzde 20’lik küçük bir grup nasıl bu kadar etkili olabiliyor? Yüzde 80 nerede, neden örgütlenip haklarını savunmuyor?

“Kürt”lerin yüzde 80’in karşı olduğu bir oluşumun bu kadar uzun süre yaşayabilmesine imkân var mı?

Sonra, yine aklımıza şunlar takılıyor;

 Allah Allah, bu iddiaları ortaya atanlar 25 sene uyuduktan sonra birdenbire mi uyanıverdiler? Hiçbir şey göremiyorlardı da, aniden gözleri mi açılıverdi? Yoksa şu konuşanların hepsine birden, aynı anda müthiş ilhamlar mı geldi de, bu müthiş açıklamaları yapıyorlar?

*                      *                      *

Bu ilham perilerinin nasıl ve nereden geldiğini tahmin ediyoruz.

Okyanus ötesinden esen rüzgârların yardımıyla uzun mesafeler aşan periler bazı omuzlara konuveriyor.

 

Son tahlilde, artık, PKK bitirilmek isteniyor ve bitirilecek.

 

23.02.2008 tarihinde yazdığımız makalemize “PKK Bitecek mi?” başlığını atmışız ve ilk cümle olarak, “Evet. PKK terörü 2009’da bitecek.” demişiz. Devamında da neden bitirileceğini analiz etmişiz.

O gün yazdıklarımıza şunu ekleyebiliriz: ABD, Türkiye’ye karşı kullandığı PKK kozunu artık rafa kaldırmaya karar vermiştir. Ama Türkiye’yi bu beladan kurtarırken menfaatleri gereği azamî kazancı sağlama peşindedir. Onun pazarlıkları yapılıyor.

*                     *                      *

 

Gururlandım

 

Abdülmelik Fırat’la Ecevit Kılıç’ın uzun söyleşisinin bir yerinde şunlar var:

 

“27 Mayıs darbesiyle Yassıada'da idamla yargılandı. Üç yıl yattıktan sonra tahliye oldu. Fırat, o günler için ‘Bir binbaşı bölüğüyle bizi destekleseydi darbeciler başarılı olmazdı’ diyor.”

 

Gerçi, binbaşının “bölüğü” değil de, genellikle “tabur”u olur.

Fakat mühim değil.

Mühim olan, Eski DP milletvekili Fırat’ın, bir binbaşıya atfettiği muhteşem kudret!

Siz de bir emekli binbaşı olsanız gururlanmaz mıydınız?

 

 

Önceki Yazılar

Tarih: 29.10.2008 Okunma: 717

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

03.10.2008 - 13:47

İsmail bey Akparti eğer İsmail beyi kazanmayı başarırsa Ülkemiz uçar. Uçmaması için gerçekten bir sebep yok. Ama bu mümkün mü onu bilmiyorum. Sayabileceğim binlerce yanlış içinde ekonomik veriler şu an için gayet sağlıklı. Bu kriz sonrası Hükümet İsmail beyelri kazanabilirse 1 TL= 1 Doları ülkemiz görecektir. Saygılarımla

elebk

04.10.2008 - 04:56

NE GÜZEL OLMUŞ ŞİİR. KRİZİ DİNLİYORUZ. DAHA GÖRECEĞİMİZDE GERİDE. ELİNİZE SAĞLIK

ÖZGÜR DENİZ

04.10.2008 - 17:07

İNŞAALLAH HAYIRLI OLUR. KAOS BEKLENİSİ İÇİNDE OLAN VATAN HAİNLERİNE FISRTSAT DOĞMAZ İNŞAALLAH. BİKAÇ GARİBAN SEFALETİ YAŞAMAZ İNTİHAR ETMEZ. HERKES RAHAT OLUR HUZURLU OLUR. ÇÖZMESİ GEREKEN İNSANLAR KRİZİ ÇÖZER İNŞAALLAH. SAYGIYLA

Osman Yıldız

03.10.2008 - 13:47

İsmail bey Akparti eğer İsmail beyi kazanmayı başarırsa Ülkemiz uçar. Uçmaması için gerçekten bir sebep yok. Ama bu mümkün mü onu bilmiyorum. Sayabileceğim binlerce yanlış içinde ekonomik veriler şu an için gayet sağlıklı. Bu kriz sonrası Hükümet İsmail beyelri kazanabilirse 1 TL= 1 Doları ülkemiz görecektir. Saygılarımla

elebk

04.10.2008 - 04:56

NE GÜZEL OLMUŞ ŞİİR. KRİZİ DİNLİYORUZ. DAHA GÖRECEĞİMİZDE GERİDE. ELİNİZE SAĞLIK

ÖZGÜR DENİZ

04.10.2008 - 17:07

İNŞAALLAH HAYIRLI OLUR. KAOS BEKLENİSİ İÇİNDE OLAN VATAN HAİNLERİNE FISRTSAT DOĞMAZ İNŞAALLAH. BİKAÇ GARİBAN SEFALETİ YAŞAMAZ İNTİHAR ETMEZ. HERKES RAHAT OLUR HUZURLU OLUR. ÇÖZMESİ GEREKEN İNSANLAR KRİZİ ÇÖZER İNŞAALLAH. SAYGIYLA