İSTİHBARAT ÇAĞI

İsmail Hakkı CENGİZ - 30.10.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


 

İki binli yıllara yaklaşırken en fazla rağbet gören söylemler “Bilgi Çağına Giriyoruz”, “Önümüzdeki dönem bilgi çağı olacak” gibi sözlerdi.

Bu söylemler elbette gerçeğin ifadesiydi. Ve bugün bilgi çağını yaşıyoruz.

Bu “bilgi çağı” ağırlıklı yönüyle aynı zamanda bir “İstihbarat Çağı!”

Aslında “bilgi çağı” ile “istihbarat çağı” kavramları arasında öyle büyük bir fark da söz konusu değil!

Çünkü istihbarat, zaten bilgi toplama, haber alma anlamlarına geliyor.

 

Vakıa, “bilgi çağı” derken kastedilen daha çok bilimsel bilgi, akademik bilgiydi ama olsun. Bilginler ve akademisyenler işlerine baksınlar, yine… Bilgi üretimleri ve birikimleriyle çağın “bilgi çağı” olmasını sağlasınlar. Bu arada istihbaratı da bilgilendirsinler, desteklesinler.

*                     *                      *

Zaten meraklı olan istihbaratçıya her yönden bilgi yağıyor. İstihbaratçıysan en fazla bilgi, en fazla haber de sende toplanıyor. Yılların birikimi ve biriktirmesiyle oluyorsun “allame!”

Seni dinlemeyecekler de kimi dinleyecekler?

Sen konuşmayacaksın da kim konuşacak?

Sen bilmeyeceksin de kim bilecek?

*                     *                      *

Bilgilerinden hiç şüphemiz yok ama analizlerinde her zaman isabetli olmayabiliyorlar.

Bir de bilmeliyiz ki, bu “allame”ler hiçbir zaman bütün bildiklerini açıklamazlar.

Mecburen, açıkladıkları kadarıyla yetineceğiz.

Sanırım,10 sene kadar önce emekli olan MİT’çi Mehmet Eymür, bu süre zarfında Amerika’da oturdu ve oradan atin.org adresinde yazılar yazdı. Burada kimi zaman dudak uçuklatan iddialar okuduk.

Eymür, şimdi Türkiye’de…

Temelli mi geldi, geçici mi, bilmiyoruz.

Araştırmacı medyacılığın piriyle, en çok seyredilen kanallardan birinde konuştu. Hoş, az seyredilen kanalda dahi konuşsa yine herkes söylediklerini duyardı ya!

Neyse, mühim olan söyledikleri…

Uyku saatimde yayınladıkları için, gece yarısı programlarını seyredemiyorum. Ama Eymür’ün söylediklerinin satır başları haberlerde gösterildi.

 

Söylediklerinden ikisi çok önemliydi.

 

Birincisi; “Ergenekon”la ilgili söyledikleri…

Bu hadiseyi CIA’nın yönlendirmesi ihtimali olduğunu, “Ergenekon Örgütü”nü görevli olduğu sırada hiç duymadığını, gazete ve televizyonlardan öğrendiğini, eğer böyle bir örgüt varsa, “bir örgüt” olarak çok dar bir kapsamda ele alınmış olduğunu söyledi.

Medya bunu hiç duymadı, görmedi!

*                     *                      *

İkincisi; Deniz Feneri’yle ilgili söyledikleri…

CIA’nın “Ergenekon atağına” karşılık Alman istihbaratının da, Türkiye Başbakanına kadar uzanan “Deniz Feneri” kozunu ortaya atmış olabileceğini söyledi.

Bunu bütün medya duydu, gördü.

Özellikle AKP yandaşı medya, Eymür’ün ikinci söylediklerine “can simidi” gibi sarıldı. 

Sağ olsun allame istihbaratçı söz konusu medyaya büyük güç ve destek vermiş oldu. Oksijen dolu bir rüzgâr üfledi. “Derin” nefes aldırdı.

*                     *                      *

Devir “istihbarat çağı!”

Mecburen çok konuşacağız!

*                     *                      *

 

ÜSTATLARDAN

 

Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu âlemin bahçelerine daldım; gülleri güneşler gibiydi.

Nevâi

*                     *                      *

 

ÜMİT FECRİ

 

Her adım bir uçurum, her görüntü bir tuzak,

Söyle muştucu bulut, mâvera çok mu uzak?

 

Olcay Yazıcı

 

 

Önceki Yazılar

 

Tarih: 30.10.2008 Okunma: 775

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ.Hakkı Cengiz

03.10.2008 - 18:08

Biz de tam bunu söylemek istedik. 10.02.2008 tarihli "Koruma Kollama" başlığı altındaki makalemizin "Kriz" alt başlığında da bunu yazdık. Görüldüğü gibi AK Parti bendenizi kazanmış. Kaldı ki, koskoca Ak parti için İsmail Beyler olsa ne olur, olmasa ne olur? Selâmlar...

özgür deniz

04.10.2008 - 17:21

yazı gayet güzeldi. ciddi bir analizdi.AMA İSMAİL BEYE katılmıyorum......düşünen insanın kazanılması büyük bir nimettir efendim. sizi kazanmayan yada kazanmaya gayret etmeyen batsın daha iyi. düşünen beyinlere alaka duymayan bir siyaset yok olsun batsın daha iyi ki zaten bizim ülkemizde bu iğrençlik yüzünden tükeniyorya ağır ağır....ismail bey üstadım sizler ve sizin gibiler bu ülke için her zaman artı değerdir...saygılar ve BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN OSMAN BEY EFENDİM.

İ.Hakkı Cengiz

03.10.2008 - 18:08

Biz de tam bunu söylemek istedik. 10.02.2008 tarihli "Koruma Kollama" başlığı altındaki makalemizin "Kriz" alt başlığında da bunu yazdık. Görüldüğü gibi AK Parti bendenizi kazanmış. Kaldı ki, koskoca Ak parti için İsmail Beyler olsa ne olur, olmasa ne olur? Selâmlar...

özgür deniz

04.10.2008 - 17:21

yazı gayet güzeldi. ciddi bir analizdi.AMA İSMAİL BEYE katılmıyorum......düşünen insanın kazanılması büyük bir nimettir efendim. sizi kazanmayan yada kazanmaya gayret etmeyen batsın daha iyi. düşünen beyinlere alaka duymayan bir siyaset yok olsun batsın daha iyi ki zaten bizim ülkemizde bu iğrençlik yüzünden tükeniyorya ağır ağır....ismail bey üstadım sizler ve sizin gibiler bu ülke için her zaman artı değerdir...saygılar ve BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN OSMAN BEY EFENDİM.