Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“22 Mart Dünya Su Günü” olarak kabul ediliyor. Her yıl bu günlerde, insan hayatı için olmazsa olmaz varlıklardan biri olan SU meselesine dikkat çekiliyor.
Suyla ilgili iki ana problem var:
1. Su hızla kirleniyor.
2. İçme ve kullanma suyu hızla azalıyor.
Hemen hemen 10 senedir, Sandıklı’da musluktan akan su içilmiyor. Sandıklılı 10 senedir, içme suyunu damacana veya plastik bidonlarla satın alıyor. Etrafı dağlarla çevrili, 33 bin nüfuslu bir ilçe bu durumdaysa ötesini düşünün, gari! Ülkede, belki de dünyada musluklarından su içilebilen şehir kalmamış demektir.
Bu, suyun kirlendiğinin açık kanıtıdır.
Öte yandan, gerek evlerde kullanılan, gerekse tarımda ve sanayide kullanılan su gittikçe azalıyor. Dereler-akarsular ya kuruyor veya suyu azalıyor.
Su azalırken, “aşırı yağış” ve ona bağlı olarak “sel felaketi” haberleri çoğalıyor. Sel ve toprak kayması haberlerini ülkemizden de, dünyadan da sıklıkla alıyoruz.
Son sel haberi, Güney Amerika ülkesi Peru’dan geldi. Peru’da, aşırı yağışın getirdiği seller ve toprak kaymaları sonucu 72 kişinin öldüğünü bildiren Euronews’in haberindeki bir cümle şöyle: “Pasifik okyanusundaki ani sıcaklığın da etkisiyle oluşan sağanak yağış Peru’da normalin 10 kat üzerinde yağışlara neden oldu.” (19 Mart 2017)
Milliyet'ten...
“Ani sıcaklığın etkisi” ve “normalin 10 kat üzerinde” ibarelerine ince dikkat gerek!
Bu 10 kat anormallik nereden ileri geliyor?
“Küresel iklim değişikliği”nden, “küresel ısınma”dan!
“Küresel ısınma”nın müsebbibi ne?
Kömür, petrol, doğalgaz!
Bunların kullanımı hemen yarı yarıya düşürülmezse, yerkürenin ısınması devam edecek ve çevre felaketlerinin artarak sürmesi kaçınılmaz olacaktır.
Aynı haber içindeki şu cümlelere bakın: Şiddetli yağışlar nedeniyle birçok yol ve köprü çöktü, nehirler taştı. Yaşanan toprak kaymaları, su taşkınlarından en çok da gecekondularda yaşayan yoksul Perulular etkilendi ve dediler ki; “Temiz suya ihtiyacımız var. Bebekleri, çocukları yıkamak için suyumuz yok.”
Felaketin boyutunu görüyor musunuz: Normalin 10 kat üzerinde “aşırı yağış” var, “seller” var ama temiz su yok!
Çünkü düzenli olarak birkaç ay içinde yavaş yavaş yağması gereken yağmur miktarı; bir günde “aşırı yağış” halinde düşüyor ve “temiz su” oluşturmadığı gibi sizin kullandığınız suyu, su sistemini de alıp götürüyor.
Kısaca, “küresel iklim değişikliği”nin sonuçları;
Önce aşırı yağış, seller, toprak kaymaları, ürünlerin telef olması, can kayıpları…
Sonra havanın, toprağın, denizlerin kirlenmesi, verimsizlik, kuraklık, kıtlık…
Nihayet, su savaşları!
Savaş ne?
Yerkürenin daha çok ısınması, daha fazla kirlilik… Kısır döngü. Felaket üstüne felaket!
x x x
DOSTLAR HATIRLASIN
21 Mart, “kara toprağın sadık yâri” Aşık Veysel’in ölüm yıldönümü. Dahî ozan, sadık yârine kavuşalı 44 sene oldu. İki kıt’asıyla ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun!
Dostlar beni hatırlasın
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın.
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın.
x x x
Günün fotoğrafı, Müzik Günlüğü’nden…