Nazilli Öğretmenlilerin Bodrum buluşmasından
Bahar güzeldir, güzelliktir. Bahar tabiatın canlanışı, toprağın şenlenişidir. Bahar düğündür, şenliktir aynı zamanda. Bahar dağda, bayırda, ovada, kırda, dere kenarlarında, çeşme başlarında çeşitli otların, çiçeklerin, ağaçların boy atması, büyümesidir. Kuşların cıvıldaması, arıların vızıltısı, böceklerin uyanışıdır. Bahar diriliştir. Evet, evet bahar bir buluşmadır.
16 Mart 1848 yılında yani bundan 169. Yıl önce kurulan açılan öğretmen okulları ve öğretmen liseleri geçtiğimiz yıllarda alınan bir karar ile kapatılarak tarih oldu. Öğretmen yetiştirme işi üniversitelerin eğitim fakültelerine bırakıldı. Ama eğitim– öğretimde bunca üniversiteye ve eğitim fakültesine rağmen istenilen başarıya ulaşılamıyor. Çünkü yeni nesilde o öğretmenlik ruhu yok. Gençler öğretmenliği bir iş, bir meslek ve statü olarak görüyor.
Nazilli Öğretmen Okulu mezunlarının bu yıl Bodrum’da gerçekleştirilen 24. Geleneksel buluşmasına katıldık. Nazilli Öğretmen Okulu, Ege Bölgesinin en büyük ve en gelişmiş kentlerinden biri olan Nazilli’de 1961 yılında ilkokul (sınıf öğretmeni) öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış bir eğitim yuvasıdır.
Milli Eğitim Bakanlığının aldığı bir karar ile 1974-75 öğretim yılından itibaren öğretmen okulları, öğretmen liselerine dönüştürüldü. Nazilli Öğretmen Okulunda da bu karar uygulandı. Bu nedenle 1974-75 döneminde öğretmen olma hayali ile okula başlayan gurbet kuşları, istemeyerek de olsa öğretmen lisesi mezunu olarak yola devam ettiler. Sınavlara girip çeşitli okullara, fakültelere ve üniversitelere girdiler. Meslek sahibi oldular. İş, güç sahibi oldular. Doktor, mühendis, avukat, öğretmen olup, Nazilli Öğretmen Okulu ruhu ile çalıştılar, çabaladılar.
Nazilli Öğretmen Okulu 1978 yılında kapatılarak öğrencileri başka okullara gönderildi. Öğrenciler içi buruk, üzgün ve küskün ayrılmak zorunda kaldılar. Nazilli Öğretmen Okulu binaları, kısa bir süre 3. Yıllık eğitim enstitüsü olarak kullanılmış, daha sonra o da kapatılarak polis yetiştirmek üzere polis eğitim merkezine dönüştürülmüş. Geçtiğimiz günlerde oturulamaz, çürük raporu verilerek yıkılmasına karar verilmiş ve yerle bir olmuş.
Böylece 18 yıl gibi kısa bir zaman içinde ortaya çıkan Nazilli Öğretmen Okullu olma ruhu yok edilmeye çalışılmış. Hâlbuki o ruh son Nazilli Öğretmen mezunu hayatta kaldıkça yaşamaya, meşale yanmaya ve etrafını aydınlatmaya devam edecek.
Bizler tam olarak 1974-75 döneminde yani öğretmen lisesine dönüştürüldüğü sıralarda Nazilli Öğretmen Okulunun öğrencisi olduk. Bizden üst sınıftaki öğrenciler okulu bitirdikten sonra sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladılar. Fakat okuldan mezun olduktan sonra bizlerin önünde aşılması zor engeller, zorlu koşular vardı.
Yetmişli yılların başında önce üniversitelerde, daha sonra ülkenin her tarafına yayılan anarşik olaylar çok can yaktı. Bizler de gençler olarak, yatılı öğrenciler olarak, kardeşi kardeşe kırdıran, sağ-sol çatışmalarından çok etkilendik. Doyasıya gençliğimizi yaşayamadık. En yakın arkadaşlarımız o anlamsız çatışmalarda, yaralandı veya öldü. Hapislerde yatan, hastalanan, ölen, sakat kalan arkadaşlarımız oldu.
Belki bu yüzden, aynı sıralarda otururken, aynı masada yemek yerken, aynı yatakhanede yatarken, aynı acı ve sevinçleri yaşarken korktuk, çekindik birbirimizden. Okuldan mezun olup ayrılırken çoğumuz birbirine veda bile edemedi. Doyasıya sarılamadık, kucaklaşamadık. Belki bu yüzen şu buluşmalarda biraz daha özlemle sarılıyor, kucaklaşıyoruz.
14-15 yaşlarında okula başlarken ne kadar saf, temiz ve ürkek, yüreklerimiz vardı. Yaşana çatışmaların ve ortamın etkisiyle 3-4 sene sonra içimiz kin ve nefretle doldu. Düşman olduk, korktuk birbirimizden. Ne okulda, ne çarşıda, sokakta, ne de başka şehirlerde karşılaşmamaya, göz göze gelmemeye çalıştık.
Aradan zaman geçti. Yetmişli yıllarda kıyasıya kavga eden, kırıp döken, sağ-sol diye kamplara bölünen gençlik birilerinin oyununa geldiğini gördü. Yaşananların anlamsız olduğunu anladı. Askeri darbe ile sağcı- solcu gençler adeta tankların paletleri altında ezildi.
Sağcı ve solcu grupların arkasında gizlenenler, burunları bile kanmadan iş güç sahibi oldular. Şirketler kurup, fabrikalar açtılar. İktidar oldular, devletin imkânlarını paylaştılar. İktidar ve ikbal sahibi olanlar, bunları yaparken hak hukuk adalet dinlemediler. Haram yemekten korkmadılar. Sonra çıkıp yanılmışız, aldatılmışız Allah affetsin dediler, hepsi o kadar.
Neyse uzatmayalım.
1961’den 1978 aradan geçen 18 yıl gibi kısa bir süre içinde Nazilli Öğretmen Okullu olma gurur ve sevincini yaşayan öğretmen, öğrenci herkese selam, sevgi ve saygılar sunar, hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaşayanlara huzurlu, mutlu ve umut dolu, bol kahkahalı, neşeli günler dileriz.
Ne mutlu Nazilli Öğretmenliyim diyebilene…
Ne mutlu Nazilli 1977 mezunlarına…