Mesele, BEKA MESELESİ ise!

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.04.2017

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Beka”yı, Türk Dil Kurumu, “kalıcılık, ölmezlik” olarak veriyor.

Devlet meselesi olunca, devletin kalıcılığı, ilelebet yaşaması diyebiliriz.

Halkoylaması sürecinde, AKP ve Bahçeli, politikalarının temeline “beka meselesi”ni koydular. Bu işin bir beka meselesi olduğunu sık sık vurguladılar.

Demek, mesele, “devletin yaşayıp-yaşamaması” meselesiydi.

Peki, milleti inandırabildiler mi?

Millet inansa, %50 değil, %100 destek verir.

Bırakın inandırmayı, anlatamadılar bile!

Devlet nasıl bir “beka meselesiyle” karşı karşıya idi… Bekamıza tehdit kimden, nasıl, hangi vasıtalarla geliyordu ve “evet” bu tehdidi nasıl bertaraf edecekti? Bu savaşta, misal, seçilme yaşının 18’e indirilmesi nasıl bir katkı sağlayacaktı.

Bunların hiçbirisinin cevabı ortaya konmadı. Dillerinde dolaşan sisli, dumanlı, anlaşılmaz, tuhaf bir “beka” kavramıydı.

Oysa hakikaten bir bela ile büyük bir “beka meselesi”yle karşı karşıyayız.

Bela doğrudan doğruya “müttefik” olduğumuz iddia edilen Amerika Birleşik Devletleri’nden geliyor. Nokta.

ABD ne yapmak istiyor?

Mümkünse bütün Türkiye’yi yutmak istiyor. 15 Temmuz kalkışması bunun içindi…

Bütün olarak yutmak mümkün değilse parçalamak istiyor. Nasıl? Terör örgütleriyle… IŞİD’le, FETÖ’yle, PKK/PYD ile içten ve dıştan kuşatarak. Elbette terör örgütlerinin yanında “psikolojik”, “ekonomik”, ve “kültürel” araçları da kullanarak…

Bu tehdidi açık olarak ortaya koymak lâzım… Bunu ortaya koyduktan sonra da tehdidi boşa çıkarabilecek imkân ve kabiliyetleri, araç ve gereçleri, tedbirleri konuşmak lâzım.

Tehdidin Amerika’dan geldiği konusunda hemfikir miyiz?

Tehdidin Amerika’dan geldiği konusunda bana inanmıyorsanız, Yeni Şafak Genel yayın Yönetmeni ve yazarı İbrahim Karagül’ün, dünkü (11 Nisan 2017) şu satırlarına bakın:

Aylar önce “Suriye savaşı dünya savaşına dönüşmeden" başlıklı bir yazıda bu ihtimale dikkat çekerek, Türkiye'nin olaya bakışını değiştirmesinin zorunluluğuna dikkat çekmeye çalıştım. Endişem; olayı, “Esed'in devrilmesi" parantezine sıkıştırıp büyük oyunu, yeni harita planlarını, Batı'nın ve Doğu'nun merkez güçler arasındaki güç mücadelesini görememe ihtimalimizdi.


TÜRKİYE İÇİN EN TEHLİKELİ SENARYO

1- Türkiye için en tehlikeli senaryo, Suriye'nin parçalanmasıdır. Çünkü bu parçalanmadan hemen sonra birileri “Türkiye cephesi" açmaya çalışacaktır. 1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana uygulanan temel strateji budur. Kuzey Suriye Koridoru bunun ilk adımıdır.

2- Obama döneminden sonra Trump yönetiminin çok agresif müdahalelerine tanık olabiliriz.
3- Bu dönemde Türkiye'nin ağırlığını nerede, nasıl kullanacağı çok daha hassas hale gelmiştir. Türkiye'nin stratejik değeri ucuzlamamış, aslında çok daha güçlenmiştir. Yeni güçler mücadelesinde, küresel ölçekte aranan bir ortak olarak görülecektir. Ama Türkiye, kolaycılığa kaçıp kendini Atlantik eksenine hapsederse, asıl tehdidin Atlantik'ten geldiğini, “Türkiye cephesi"nin bu güçlerce açılmak istendiğini göremeyecektir.

x   x   x

Karagül’ün yazısındaki son cümleye çok özel dikkat gerek: Asıl tehdidin Atlantik’ten geldiği, “Türkiye cephesi”nin bu güçlerce açılmak istendiği…

Atalantik’in ABD olduğunu söylemeye gerek var mı?

O vakit, “asıl” tehlikenin Amerika’dan geldiği, “beka”mızı Amerika’nın tehdit ettiği açık-seçik vurgulanmalı.

Karagül’ün 1’nci maddesinde söz edilen “Türkiye cephesi”nin, Suriye parçalandıktan sonra açılacağı…

ABD’nin Suriye’yi, orada çocuklar öldüğü için değil, “parçalamak” için vurduğu, parçalanmayı önlemek için ABD’nin yanında değil karşısında durmanın şart olduğu…

Dolayısıyla, Suriye’de Amerika’yı desteklemenin, Türkiye’ye cephe açılmasını çabuklaştıracağı ve “hasmı” cesaretlendireceği açık-seçik idrak edilmeli.

Hiçbir kayıt ve şartta, Suriye savaşındaki yerimiz, terör örgütü PKK/PYD’ye “kara gücüm” diyen Amerika’nın yanı olamaz!

Olursa, “mesele beka meselesi” sözleriniz havada asılı kalır, bu sözlerin hiçbir anlamı ve inandırıcılığı olamaz!

 

x   x   x

Günün çizgisi, Twitter’dan



Tarih: 13.04.2017 Okunma: 855

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?