Halkoylamasından akılda kalanlar…
Bir halkoylaması daha bitti. Her yarışın bir kazananı, kaybedenleri olur. Yine öyle oldu, Evet diyenler %51,4 ile kazandı, Hayır diyenler %48,6 ile kaybetti. Fakat açılanan Evet ve Hayır oranları birbirlerine çok yakın olduğu için uzun süre tartışılacağa benzer.
Biz de elimizden geldiği kadar halkoylaması kampanyasına, yazdığımız yazılarla destek olmaya çalıştık.
Geçmiş yazılarımızdan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak isteriz.
“Halkoylamasında zaman daraldıkça, sinirler geriliyor, söylemler sertleşiyor. Bunlar kesinlikle doğru değil.
Şurası bir gerçektir ki; seçimler, referandumlar biter, aynı mahallede, sokakta, işyerlerinde eskiden olduğu gibi, acılarımızı, sevinçlerimizi, mutluluk ve üzüntülerimizi birlikte yaşamaya, sorunlarımızı birlikte çözmeye, zor ve kara günlerde karınca
kaderince yardımlaşmaya devam edeceğiz.
Onun için, üç günlük politik tercihler için, hele güvenilmez politikacılar için birbirimizi kırmaya, yıkmaya, üzmeye, eleştirmeye hiç gerek yok.”
“Halkoylamasına sayılı günler kala siz dostlarımıza, küçük bir tavsiyemiz olacak. Yakınlarınıza, akrabalarınıza ve aile fertlerinize politika yapmayın. Fikrinizi zorla kabul ettirmeye kalkmayın.
İyi olmaz.
Kaş yapayım derken göz çıkarmış olursunuz.
Bırakın yakınlarınız, sevdikleriniz kendi özgür iradelerine göre hareket etsinler.
Aklına, fikrine, düşüncesine uygun olan ne ise öyle yapsınlar. Kararlarına saygı duyun, eleştirmeyin. İnanın böylesi daha iyi olacak.”
“Siyasi partilerin liderlerinin birbirlerine karşı ağır hakaret, sataşma ve saldırıları halk arasında gerginliklere ve kavgalara yol açıyor.
Hâlbuki en tepedekiler birbirlerine karşı hoşgörü ve medeni sınırları içinde eleştiriler getirseler çok daha iyi olacak.
Ancak bu kavga ve gürültülerden yarar sağlamayı uman birileri olukça, bu meydan hiç boş kalmayacak, sağcı-solcu, demokrat-halkçı, dinci-laik, evrimci-ülkücü gibi daha birçok şekilde toplumu cepheleştirip, kamplılaştıracak ve çatıştıracaklar, zevkten dört köşe olacaklar.
Bu durum “yorgan gitti kavga bitti.”den başka bir şey değildir. Öte yandan ölümüne kavga edenler, işin farkına varıp, kullanıldıklarını anladıkları zaman “atı alan Üsküdar’ı geçti “ diyeceklerdir.
Öyleyse kimse, ama hiç kimse kendini kullandırmasın.”
“Ne mutlu hür iradesini kullanana…
Ne mutlu ona buna, lidere, başkana, aklını ciro etmeden, kendi aklına, fikrine uyarak karar verene…
Ne mutlu aklıyla, fikriyle, zekâsıyla dalga geçilirken hafızasını yitirmemiş olanlara…
Akılı ile hür iradesiyle, düşünülerek verilmiş 'evet' de 'hayır' da saygındır, aynı şekilde değerlidir.
Kapkara bir cehaletle, kamplaşma hırsıyla, menfaat ve çıkar beklentisiyle 'evet' de kötüdür, 'hayır' da…”