Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Her iki kavram da nereye çekersen, oraya gidebiliyor… Herkes işine geldiği gibi tanımlıyor… Herkesin farklı bir “demokrasi” ve “laiklik” anlayışı var!
Demokrasiyi benimseyen pek kimse yok ama herkes demokrat!
“Laiklik” ise, “din düşmanlığı”ndan “din hürriyeti”ne kadar geniş bir yelpazede anlamlandırılıyor ve herkes kendi anlayışına göre kullanıyor!
Bu böyle olmaz!
Her iki kavram da elle tutulur, gözle görülür, kimsenin itiraz edemeyeceği bir biçimde ortaya konmalı, somutlaştırılmalı…
İki gün evvelki, “Türkiye Katar’a, demokrasiye geçmesini önersin” başlıklı yazımıza Mustafa Atilla’dan, “Türkiye demokratik ve laik de şimdiye kadar olumlu anlamda ne oldu? Somut olarak ne kazandığını yazın da ben de bileyim. Gelişen ülkeler BİLİM ve TEKNOLOJİ sayesinde gelişiyor, demokrasi veya laiklik sayesinde değil.” şeklinde bir eleştiri geldi.
x x x
TÜRKİYE NE KADAR DEMOKRATİK VE LAİK?
Türkiye, her ne kadar 1920’lerde demokrasi ve laiklik yoluna girdiyse de, o gün bugündür, ne kadar demokratik ve laik olduğu tartışılıyor. Devletin “demokratik” ve “laiklik” konusundaki tutumu, hele ülkenin bu iki kavram sayesinde kazandıkları beni de hiç tatmin etmiyor. Bu hususta Mustafa Bey’e bütünüyle hak veriyorum.
manisadabirgun.com'dan...
Gelişen ülkelerin bilim ve teknoloji sayesinde geliştiği de tereddütsüz doğru. Lâkin o ülkelere baktığınızda, bilim ve teknolojinin de demokratik ve laik ülkelerde yoğunlaştığını görüyorsunuz. Bunun en çarpıcı örneği, Güney ve Kuzey Kore devletleri. Tek adamın yönettiği Kuzey Kore açlıkla pençeleşiyor, demokrasinin hâkim olduğu Güney Kore ise refaha ulaşmış vaziyette.Bununla beraber, “demokrasi” ve “laiklik” somut olarak tanımlanmalı...
Demokrasi bir yönetim biçimidir. Yönetim ise bir “bilim dalı”dır. O vakit, eğer bir ülke bilimin ışığı altında yönetiliyor, bilimsel ilke ve kurallar ülke yönetimine hâkimse o ülkede demokratik bir yönetim var demektir. Kısaca, demokrasi, “bilimsel bir yönetim biçimidir”.
Laikliği de kısaca, “akılcılık”tır, diye tanımlayabiliriz. Laiklik, “akıl yürütmedir, sorgulamadır”. Kör inançtan kurtulmadır. Aklın gereğini yapmaktır.
Bize kazandıracak olan BİLİM ve AKILCILIK’tır.
Bütün dünyaya kazandıran da bu değerlerdir.
Katar’a “demokrasi”yi önerirken de bunları söylemek istedik. Örnek olarak da oradaki “Amerikan üniversitelerinin şubelerini”, “Sivil Toplum Kuruluşları”nı ve bilim ve aklın ışığında yayın yapan kendi El-Cezire adlı televizyonlarını gösterdik.
x x x
Günün çizgisi, ucnoktaaforizma.wordpress.com’dan…