Ölüsüne saygısı olmayanın, dirisine…

Hüseyin ŞİNASİ - 01.07.2017

 

 

                      Ölüsüne saygısı olmayanın, dirisine…

        

Orucuyla, iftarıyla, sahuruyla, teravihleriyle, mukabeleleri, hatimleriyle bir ramazan ayını daha geride bıraktık. Şimdi sevgiyle, saygıyla, hürmetle bayramlaşma ve kucaklaşma zamanıdır.

Ramazan, oruçtur, duadır, hayır ve hasenatta, yardımlaşmada tatlı bir heyecan ve yarıştır.

Ve ramazan farklıdır. Yaz olsun, kış olsun ramazan, oruç her zaman bir başkadır ve farklıdır.

Ramazan gecenin bir vaktinde tatlı uykudan uyanıp sahur yemektir.

Ramazan yakıcı Haziran sıcaklarında, 17-18 saat açlığa ve susuzluğa katlanmalardır.

Sofra başında iftarı, ezan okunmasını, top atılmasını beklemelerdir.  Ezan sesiyle, top gürlemesiyle soğuk bir barak suya, bir zeytin tanesine veya hurmaya uzanıvermelerdir.

Sofralarda aile boyu güle oynaya, neşe içinde yemek yiyebilmektir. Teravih namazı için camilere koşabilmektir.

Ramazan namazdır, Kur-andır, mukabele, hatimdir. Duadır.

Elleri semaya açıp gönülden yakarış, günahlardan arınma, kötülüklerden kaçıştır.

Ramazan aynı zamanda berekettir, fitredir, zekâttır, yardımlaşmadır, nimetleri paylaşmadır.

Bu sene Bayram Namazını Göktaş Camiinde kıldık. Bayram namazı hutbe okunmasından sonra dualar edildi. Camide görevli imamların daveti üzerine cami içinde küçük bir bayramlaşma merasimi yaşandı.

Son yıllarda camilerde başlatılan bu bayramlaşma uygulamasından memnun olduk.

Bayramdan bir gün önce yani arife gününün Cumartesiye rastlaması esnaflar için adeta bir ilaç gibi, bayramdan önce bayram gibi geldi.

Yollar, sokaklar araç ve insan kalabalığıyla doldu, taştı.

Çarşıda, pazarda her taraf bayram alışverişi telaşına düşmüş kalabalıklarla en parlak günlerinden birini yaşadı.

Pazarcısı, pastanecisi, giyim mağazaları, ayakkabı satıcıları müşterilerin siparişlerine yetişemedi.

Bayram nedeniyle çarşıda, AVM’lerde, mağazalarda, dükkânlarda gözle görülür büyük bir hareketlilik yaşanırken, cadde ve sokaklarda, yollarda araç trafiği yoğundu.

Camilerdeki bayram namazı ve bayramlaşmalardan sonra, evlerde anne, baba ve çocuklar arasında kucaklaşmalar yaşanır. Arkasından yakın komşular arasında bir tokalaşma, selamlaşma, bayramlaşmalarda, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülür. Küçüklere bayram harçlıkları verilir, sevindirilir. Anne ve babaların, dede ve ninelerin bayramları kutlanır, hal ve hatırları sorulup, hayır duaları alınır.

Bayramlar aynı zamanda bir kavuşmadır, hasretle yanan gönüllerin birleşmesidir. Akrabalar, tanıdıklar, dostlar ziyaret edilip, ikram edilen, tatlılar, pastalar, şekerlemeler yenir.

Bayramda mezarlıklar da ziyaret edilen yerlerdir. Bu ziyaretlerde vefat etmiş anne, baba, dede, nine, uzak ve yakın tüm yakınlara dualar edilir, ruhlarına Fatihalar yollanır. Dargınlıklar unutulur, küsler barışır.

Bayramdan birkaç gün önce bir dostun cenaze için şehir mezarlığına gitmiştik. Cenaze defin işlemleri devam erken ister istemez çevreye de göz atma imkânımız oldu.

Mezarlıkların eskiye göre biraz daha bakımlı olduğu ve temizlendiğini gördük. Ancak bunların yetersiz olduğunu da ifade edelim.

Ağaçlardan dökülen yaprakların, kuruyan otların, zamanla kırılıp dökülen mezar taşlarının bakımsızlığı insanın içini sızlatıyor. Aynı manzaralara Anamur ve Bozyazı’daki diğer mezarlıklarda da karşılaşıyoruz.

Bu arada bazı mezarlıkların etrafının tel örgülerle çevrildiği ve koruma altına alındığını gördük ve memnun olduk. Mezarlıklarımızdaki bu görüntü konusunda kimseyi eleştirmek, çekiştirmek niyetinde değiliz. Ortada bir kusur var ise bu hepimizindir. Ama bunlar giderilemeyecek, halledilemeyecek şeyler değil.

 

Unutmayalım, ölüsüne saygısı olmayanın, dirisine hiç hayrı olmaz

 

Tarih: 01.07.2017 Okunma: 888

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?