‘’’’Ölümü pahasına olsa bile
haram yemiyorsa, o insanı yenemezsiniz.’’’’ İsmet ÖZEL
Haram nedir? Olguya direkt
olarak bakıldığında hiçbir şey ifade etmiyor gibi geliyor yani bir çıkarım
yapmakta, olguyu tanımlamakta zorlanıyorsunuz. Çok soyut kalıyor ya da bize
öyle geliyor, zihinde bir somutlaştırma yapamıyoruz çünkü. Hani şöyle düşünün,
misal; ‘’gerçek’’ dediğimiz zaman beyinde bir belirme oluveriyor, somutlaştırma
spontane gerçekleşiveriyor olgu beyninize yansıdığı anda. Ama burada öyle
olmuyor. Geçelim! Az ve öz söylersek şöyle diyebilir miyiz? Yaklaşılmaması
gereken şeyler. Hakkın olmayanı almak. Aslında almak değil gasp etmek. Zira
hakkın olmayan bir şeyi ancak gasp edebilirsin. Çünkü hiçbir kimse, gönül
rızası ile, kendine ait olanı, senin hakkın olmayanı, sana vermez. Verir
misiniz? Fıtratına mugayir hareket etmekte diyebiliriz sanki, yahut başkasına
ait olanı başkasına vermek olarakta tanımlayabiliriz. Birisi eğer bir şeyi
gerçekten hak ediyorsa ve siz o şeyi hak edenden metazori alıp başkasına
veriyorsanız işte bu da haramdır, burada bir de detay vardır, şöyle ki; masum
birini de harama bulaştırıyorsunuz, ki masum olmasa bile alamayacağı bir şeyi
ona vererek yine bunu yapıyorsunuz. Mesela; fıtrata uygun gelmeyeni, fıtrata
zorla dikte etmekte haram olabilir. Hakkın olmayanı gasp etmekte, fıtrata
dayatma yapmakta, başkasına ait olanı başkasına vermekte haram oluyor. Orijin
olarak dine dair bir olgudur. Haram vardır karşısında helal vardır. Yani haram
olmayan şey helal oluyor. Haram, tek boyutlu bir olgu değildir. Kompleks bir
olgudur. Göz haram işler. El haram işler. Ayak haram işler. Kafa haram işler.
Kalp haram işler. Bunlar nasıl olur? Başkasının namusuna göz dikmek haramdır.
Çünkü sana ait olmayan bir şeye göz koyuyorsun ve entrikalarla onu zımnen elde
etmek için uğraşıyorsun. Başkasına ait olanı almak, çalmak, gasp etmek ya da
başkasına ait olanı başkasına vermekte haramdır. Kötülüğe yönelmek, kötülüğe
gitmek haramdır. Kötülük düşünmek, kötülük planları yapmak haramdır. Yalancı
duygularla kalpleri esir almak, çalmak haramdır. Kişi hürriyetini gasp etmekte,
insanların emeklerini çalmakta, toplum ekonomisini muhtelif entrikalarla bozup
toplumu sıkıntıya sokmakta haram olarak telakki edilebilir. Haram hem
bireyseldir hem de kamusaldır. Ama kamusal olan bir anlamda bireyseldir. Yani
özünde şahsi vicdana dairdir. Bu da kişinin vicdanına ve haysiyetine merbuttur.
Çünkü vicdanlı ve haysiyetli olan harama temayül göstermez. Haram, filhakika
bir hastalıktır ve fertten topluma sirayet eder ve toplumu da hastalıklı yapar.
Sağlıklı olan, harama gönül vermez. Haramla yaşayan da eninde sonunda hem maddi
hem manevi sıkıntılara duçar olur. Haram hastalık olduğu gibi helal şifadır.
Öyleyse haramdan sakınmalıyız. Haram; ruha da, bedene de dokunur! Haddizatında
derin bir mevzu ama hülasa yapmış olalım naçizane. Son tahlilde; şeytan bitevi
harama teşvik eder ve harama yönelen şeytanlaşır. Son olarakta, üstada nazire
olsun diye, mevzumuzla ilintisiz de olsa, şöyle bir söz edelim; ölümü pahasına
olsa bile ağzı yalana alışmamış insanı da yenemezsiniz. Çünkü yalan söylemeyen
insan, olduğu gibi göründüğü ve göründüğü gibi olduğu için cesareti yüksektir.