Önce hangisi?

Neslihan KORUTÜRK - 04.11.2017

Bu dünyada herkese yer var.

 

Tercihiniz hangisi: Özgürlük mü, güvenlik mi?

Elbette ikisini birden tercih ederiz fakat ikisi bir arada pek bulunmuyor.

Onun için realistler, “önce güvenlik” diyorlar. Bu akımın öncülerinden Hobbes(1579-1688)’a göre, “devlet, güvenliği sağlamak için var”.  İnsanlar, güvensiz “doğa” durumundan kurtulmak için bir “toplumsal sözleşme”yle tüm yetkilerini devlete  (Leviathan) devreder.

Realistler; “güvenlik” meselesini sadece bireyler için değil, devletler için de birinci öncelikli mesele olarak görürler. Bu akımın 20’nci asırdaki temsilcisi Waltz’a göre, devletin nihai endişesi, iç ve dış “güvenlik”tir.

Buna karşılık, liberaller, “önce özgürlük” der. Liberalizmin babası sayılan Locke(1632-1704)’a göre, “doğa durumu, özgürlük durumu”dur. Bu akımın temsilcilerinden Rousseau (1712-1778), ünlü eseri “Toplumsal Sözleşme”de, “özgür ve eşit insanların anlaşarak bir devlet kurma hakları vardır” der. Fakat bu devletin işi ve işlevi, “özgürlükleri korumak ve geliştirmek”, hatta garanti altına almaktır.

Liberallere göre, özgürlüklerin gelişmesi, kişisel güvenliği de uluslararası güvenliği de sağlayacaktır.

Her ikisi de Batı kaynaklı olan bu görüşlerden, sizce, hangisi haklı?

Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’ya baktığımız vakit, “liberal” görüşün haklı çıktığı anlaşılıyor. O coğrafyadaki ülkelerde kişisel güvenlik ve özgürlükler, dünyanın geriye kalanına kıyasla çok daha iyi durumda.

Bununla beraber, tartışma bitmiş değil Yeni realistler, çok geniş özgürlüklerin güvenliği zaafa uğratabileceği görüşünde. Tabii yeni liberaller de tersini savunmaya devam ediyor.

 

x   x   x

PEKİ; SAĞ ve SOL İDEOLOJİLER OLAYA NASIL BAKIYOR?

Bilindiği gibi, sağ siyaset “güvenlikçi”, sol siyaset ise “özgürlükçü” görünür.

Lâkin aynı zamanda, sağ siyaset “liberal ekonomi”yi savunur.

Gelgelelim, liberalizm sadece ekonomide liberalleşmekle gerçekleşmez. Düşünce alanını da liberalleştirmek, yani serbestleştirmek lâzım… Bu sağın, bilhassa Türkiye’deki sağın amansız çelişkisidir. 70 yıldır bu “güvenlik-özgürlük” dengesini bitürlü kuramamıştır. Onun için sistem kör-topal, tabir caizse, “arabesk” bir halde gitmektedir.

Sol “özgürlükçü”dür. Fakat liberalizme, daha yaygın kullanımıyla “kapitalizm”e şiddetle karşıdır. İktisatta devletçi politikaları savunmaktadır. Peki, “özgürlükçü ekonomik sistem” yani liberalizm olmadan bireysel özgürlükler nasıl tamamlanacak?

Solda bu sorunun cevabı yok!

Türk entelektüeli bu konulara pek kafa yormuyor... Oysa ülkenin bekası da refahı da bunlara bağlı!

Tarih: 04.11.2017 Okunma: 908

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?