Yüce Rabbim! Beni insan
olarak yarattın, insan gibi yaşamakta direnme gücü ver. Beni nefsimin
tuzaklarından koru. Şerefimi düşürmekten muhafaza eyle. Ahlak ve adalet
yasalarını gerek özel, gerekse genel hayatta uygulamakta beni iradeli kıl.
Hiçbir kula boyun eğmeyecek, hiçbir kulun hakkını yemeyecek bir karakterle
yaşamayı nasip et. Hareketlerime ve hayatıma istikamet ver. Zorluklara karşı
sabırlı ve dayanıklı kıl beni. Gözlerime güç, bakışlarıma isabet ver. Aklımı
koru ve aklıma kuvvet, düşünceme aydınlık ver. Ellerimi ve midemi kirlenmekten
koru. Ayaklarımı hakikat üzere sabit kıl. Gövdemi yıkılmaktan koru. Bana
zalimlerin zulümlerine uğramış mazlumlar için kavgaya atılma cesareti ver.
Kabiliyetlerimi fark etmek yönünde ince anlayış bahşet. İnsan dâhil yarattığın
her türlü varlığın şerlisinden emin eyle. Kıskançlık ve kompleks gibi
duygulardan uzak kıl ve bu duygulara batmış olanlardan koru. Bana kitabı,
kendimi ve varlığın her zerresini okuma gücü ver ve okumamı yükselt ve
derinleştir. Bana okuduklarım, duyduklarım ve gördüklerim üzerinde düşünme gücü
ver ve düşüncemi yükselt ve derinleştir. Bana her sözü, her hareketi ve
varlığın her zerresini anlama gücü ver ve anlamamı yükselt ve derinleştir.
Ellerimin hareketlerine, ayaklarımın hareketlerine, gövdemin hareketlerine,
bakışıma, duyuşuma, görüşüme ve duruşuma asalet ver. Ve lütfen okuduklarım,
düşündüklerim ve anladıklarım istikametinde, hiçbir bahane üretmeye tevessül
etmeden, kardeşim dahi olsa bilinçli ve farkında olarak yaptığı hiçbir günahı
tolere etmeden ve ama’lara yeltenmeden, onurlu eylem ortaya koyabilme iradesi
ver bana. Gerekeni yapmamak için gerçeği örtmeye yeltenecek kadar düşürme beni.
Bu yüzden de farz-ı misal insanlığın emeğini sömüren birine fert olarak hangi
cezayı verebileceksem o cezayı verecek kadar yürekli kıl beni ve ama’larla,
türlü bahanelerle o cezayı vermekten vazgeçmeyecek kadar iradeli ve asil kıl
beni. Düşmanı suçlayıp yargılamadan evvel kendimi suçlayıp yargılayacak bilinç
ve ince kavrayış ver bana. Suç işleyipte, suçumu örtmek için düşmanı yargılama
gibi kirli yöntemlere yeltenmeyecek kadar onurlu kıl beni. Âmin.
EKSTRA:
“”İnsanlığın kadim bir
sorunudur; insançocukları hayatlarına yön veren düşünce sistemlerini (din ve
ideolojiler) bilmişler ama bildiklerine inanmamışlardır. İnananlar her daim çok
çok azınlıkta kalmışlardır. İnanma olmayınca da ameller-eylemler hep sahte
olmuş ve netice hâsıl olmamıştır. Maksat münhasıran dünya olunca, inanmakta
maksada erişmeye ket vurunca, inanmak sahte olmaktan öteye gidememiştir, boğazdan
aşağıya inememiştir. Hakikat budur!””
Bendeniz
“”Allah’ı aklıyla bilip,
Allah’a kalbiyle inanmayanlar; Allah var, Peygamber var, Kur’an var der
dururlar ama Allah’ın, Peygamberin, Kur’an’ın emrine uymazlar. Çünkü eylem,
bilmenin değil inanmanın çocuğudur. Bu türler mütemadiyen konuşurlar dururlar,
cerbeze yaparlar. Çünkü Allah’a inananlar; Allah var bil ama bir de emri var uy
derler derunlarında. Allah’ı bilenler ise kendilerini emirlerden muaf tutarlar.
Bu yüzden de Allah’ı bilenler, Allah’a inananları anlayamazlar. Anlamadıkları
içinde bitevi yargılarlar ve suçlarlar. Üstelikte güya bildiklerini sandıkları
halde. Çünkü bilgileride kurudur. Her bilen inanmaz ama her inanan bilir.
Bilenler, inananları insanlık tarihi boyunca yargılamışlar, suçlamışlar ve
taşlamışlardır.””
Bendeniz
“”Duygu, aklı kımıldatan
kuvvettir.””
Nurettin Topçu
“”Bir tek kalbin kırılmasını
önleyebilirsem. Bir yaşamdan acıyı alabilirsem ya da bir acıyı
hafifletebilirsem ya da bir ardıç kuşunu yuvasına koyabilirsem, boşuna yaşamış
olmayacağım.””
Emily E. Dickinson
“”Telefonlarımızı kırmamak
için gösterdiğimiz çabayı, kalp kırmamak için gösteremiyoruz. Telefonumuzdaki
bir çizik için pişmanlıklar yaşıyoruz da, bir kalpte oluşturduğumuz bir çizik
için bir kez bile pişmanlık yaşamıyoruz.””
İbrahim Tenekeci
‘’’’Muhammed İkbal’in
söylediği; ‘’aklı kâfir kalbi mümin, kalbi kâfir aklı mümin’’ ne demek acaba?
Mesela; Muhammed İkbal Nietzsche için, Ali Şeriati Jean Paul Sartre için ‘’aklı
kâfir kalbi mümin’’ ifadesini kullanır.’’’’
Bendeniz
‘’’’Jean Paul Sartre şöyle
demiştir; ‘’eğer bir dine inanacak olsaydım, bu din Ali Şeriati’nin dini
olurdu.’’ Peki, bunu ne söyletmiştir? Nasıl söylemiştir? Hangi duygularla ve
düşüncelerle söylemek gereği hissetmiştir? Ya da Ali Şeriati bu sözün
söylenmesine nasıl vesile olmuştur? Söyletecek ne yapmıştır?’’’’
Bendeniz
‘’’’Her günahtan sonra
pişmanlığın olmayışı yeni bir günahtır.’’’’
Kierkegaard
‘’’’Bütün dürüstlük ve
samimiyetle hakikati istemek cesaret ister.’’’’
Kierkegaard
“”Zeka, zeka, zeka ve yine
zeka ilk evvelde, sonra mücadele, gayret, çaba, emek, dua, daha sonra isabetli,
akıllı, adil karar ve ennihayet: Zafer!””
Bendeniz