Şahsen, bu toplumun, makam,
mevki vb. konum ayrımı yapmadan her kesiminden, her insanının kahir
ekseriyetinin algılama ve anlama sorunu olduğunu düşünüyorum. Geçelim!
Olabildiğince net, berrak, beliğ ve sarih şekilde soralım ve sorgulama yapalım.
Okul var değil mi? Çalışılmış, emek harcanmış, ter akıtılmış ve bir bina ortaya
çıkmış değil mi? Evet. Müşahhas olarak mevcudiyete bürünmüş bir yapı var mı?
Var. Var yani. Kesin var, kabul ediyoruz. Yok deme imkânı var mı? Kesinlikle
hayır. Çünkü gözlerimiz görüyor, ellerimiz dokunuyor, kalbimiz duyumsuyor,
aklımız algılıyor. Daha sorgulama yapılamaz. Bu bina muhtelif bölümlere
ayrılmış değil mi? Evet. Sınıflar vb. bölümler var. Sınıflarda, elbette bir
hedef kitle için var. Öğrenciler için değil mi? Evet. Boşuna mı yapıldı bu
bina? Boşuna yapılmadı değil mi? Aynen öyle. Yani o kadar bütçe ve emek heba mı
edildi? Hayır. Eğitim ve öğretim yapılsın diye yapıldı değil mi? Kesinlikle
evet. Başka hiçbir şey için değil. Peki, buraya kimler gelecekler? Çocuklarımız
yani öğrencilerimiz değil mi? Aynen öyle. Öğrenci var. Var mı? Var. Eğitim ve
öğretime ihtiyacı var mı bu öğrencilerin? Var. Bir kafası ve kalbi olan
varlıklar değil mi bu öğrenciler? Aynen öyle. O kafaya bilgi, o kalbe ahlak
girmesi gerekiyor ki, iyi bir insan olarak yetişsinler. Aynen böyle değil mi?
Hayır başka ne söylenebilir ya da nasıl sorgulama yapılabilir yahut daha ne
kadar derinliğe inilebilir? Gayemiz, varlığımızın nedeni, ülkümüz,
istikbalimizin ve istiklalimizin teminatı olacak olan o öğrencilerin iyi birer
insan olarak yetişmeleri değil midir? Yani kendilerine, ailelerine,
çevrelerine, milletlerine, insanlığa, devletlerine karşı vazifelerini namusluca
yapan, ekmeklerini terle, yaşla, emekle, helal yoldan kazanan şerefli birer
birey olmaları değil mi? Aynen öyle. Zaten başka bir şey düşünülemez. Böyle mi?
Böyle. Peki, kafası ve kalbi olan o bigünah, masum, tertemiz çocuklar ne
isterler? Bilgi ve ahlak değil mi? Yani eğitim ve öğretim değil mi? Sadece bu
değil mi? Kesinlikle öyle. Çünkü kafa bilgiye, kalp ahlaka muhtaçtır. Yalan mı?
Hayır. Daha inebileceğimiz bir derinlik var mı sorgulama olarak? Yok. Hayatta
bir insanın ihtiyaç duyduğu şey nedir bir ömür boyunca? Bilgi ve ahlak değil
mi? Aynen öyle. Bilgisiyle mesleğine kavuşsun, ahlakıyla mesleğini insanca
yapsın. İsteğimiz, dileğimiz de bu değil mi? Kesinlikle aynen bu. Bir de
öğretmen var. Var mı? Var. Vazifesi nedir? Huzuruna gelen o çocuklara, o
gariplere, o masumlara gereken bilgiyi ve gerekli ahlakı vicdan, dürüstlük,
namus, samimiyet ve ciddiyet temelinde aktarmak değil mi? Kesinlikle evet.
Kafaları ve kalpleri doyurmak yani, değil mi? Evet. Başka ne işi var
öğretmenin? Hiçbir işi yok ve olamaz ve dahi oldurulamaz da. Bilakis ihanet
edilmiş olur. Hem öğretmene, hem öğrenciye, hem de insanlığa. Var mı sahi başka
bir işi? Olabilir mi? Kesinlikle hayır. O binanın her bir sınıfı bir öğretmene
aittir değil mi? Kesinlikle evet. Öğretmenin bir ders zamanı bellidir değil mi?
Aynen öyle. Ve öğretmen de insandır değil mi? Yani. Öğretmenin bir sınıfı var
ve günde altı saat dersi var. Böyle mi? Böyle. Öğretmen o saat içinde hem
kafayı, hem kalbi doyuracak elinden geldiğince, gücünün yettiğince, dilinin
döndüğünce değil mi? Kesinlikle öyle. Öğretmen özgürce sınıfına girecek. Her
dersin bilgisini gereken zamanda, gereken kadar verecek, elbette işini
dürüstçe, samimice, ciddiyetli, namuslu ve vicdanlı olarak yapacak yani işinin
hakkını verecek öyle mi? Aynen öyle. Öğretmenin başka hiçbir işi yoktur ve
öğretmene başka hiçbir iş yaptırılamaz. Yapılabiliyorsa şayet öğretmenin
üzerine yüklenmiş lüzumsuz, saçma sapan, anlamsız fazla yükler alınıp
öğretmenin kalbi ve kafası yoğunluktan kurtarılabilir ve kalbi huzura
kavuşturulabilir, ki vazifesini daha iyi yapsın. Aksi yaptırılırsa da öğretmen
suçlanamaz. Öğretmenin üzerine saçma sapan, lüzumsuz ve anlamsız yükler
yükleyerek eğitim yapıldığı düşünülüyorsa, böyle düşünen kafaya yazıklar olsun.
Ki bu kafa gerçekten kafa mıdır? Bu kalp gerçekten kalp midir? Ve bu kafa ve
kalp gerçekten insanlık hayrına mı çalışmaktadır sorgulanmalıdır. Herkes elini
vicdanına koyacak ve birazcık haddini hududunu bilecek. Handiyse bir asırdır
yeknesak bir şekilde devam eden bozuk sistemde ne veli, ne öğrenci, ne öğretmen
suçludur. Suçlu; felsefesi olmayan abuk sabuk sistemin ta kendisidir. Yalan mı?
Buyurun sorarak, sorgulayarak, olgunun ve olayın dip derinliğine inerek
yalanlayın. Daha söyleyecek yığınla sorun var ama ne zaman var, ne takat var,
ne de yer var.
MAARİF DAVASI ÜZERİNE BİR KAÇ ŞEY DAHA...
Özgür DENİZ - 28.12.2017
Tarih: 28.12.2017
Okunma: 923
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.