İnsançocuğu ister!
Bilinçsizce, şuursuzca ister. Bitmeyen isteklere sahiptir. Fakat ne istediğini
bilmez, neyi istediğini bilmez, neyi isteyeceğini de bilmez. Bu yüzden de
yaşadığını sanır ama asla yaşayamaz, zaten yaşamamaktadır, münhasıran yaşadığı
sanrısıyla yaşamaktadır. Ömrünü istemekle ve istediklerine ulaşmak için her
şeyini vermekle geçirir. İhtiyacı olan şeyi ister, ihtiyaç duymadığı ve bir
ömür ihtiyaç duymayacağı şeyi de ister. İsteklerine ulaşmak için her türlü
pisliği yapar çoğu zaman hatta çoğu çoğu zaman. Bu yüzden bencildir insançocuğu
ve yine bu yüzden herkesin istediği şey hiçbir zaman olmaz ama herkes, herkesin
istediği şeyi istiyormuş gibi görünür, yani sahtekârdır insançocuğu
haddizatında. Hep kendisine odaklıdır, kendisinin olmasını ister münhasıran.
İsteklerine ulaşamadığı zamanda içsel bir acı duyar. Niye? Çünkü istemenin
özünde acı saklıdır, istemek acıyla yoğrulmuştur. İnsan yaşamı istediği için
varolmuştur ama yaşamanın özü de aynı şekilde acıyla dolmuştur. Herkes kendi
bencil istekleri uğruna sarf ettiği eforu, başkaları adına da sarf etmiş
olsaydı ve bunda da samimi olsaydı dünya bambaşka bir yer olurdu. Yaşamak acı
vericidir, ahmak insan da o acıyı besleyecidir. Verenler vermezler, yalnız
istetirler, yalnız istemenin isteklerinden vazgeçmek olduğunu bilmezsin. Bazı
şeyleri alamazsın ama alırsınız!
EKSTRA:
‘’’’Her insan kendi adasında
yaşar.’’’’
Bertolt Brecht
‘’’’Dünya, zengin din adamlarının, yoksul ve aç
insanlara erdem üzerine vaaz ettikleri bir rezillik yeridir.’’’’
Umberto Eco
‘’’’Anne, baba! Senin
namazın sürekli tekrarlanan bir tür sportif hareketlere benziyor. Hiçbir ahlaki
etkisi, ameli düzeltme ve sağlıklı bir neticesi olmayan bir şey! Sabah, öğlen,
akşam hep aynı şeyi yapıyorsun, ancak ne yaptığın hareketlerin ve okuduğun
şeylerin anlamını biliyorsun ne de namazın esas felsefesinden, hikmet ve
hedefinden haberin var. Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah'la konuşmaktır.
Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu
anlamıyor. Bu nasıl bir şey?’’’’
Ali Şeriati
‘’’’Eğer herhangi bir şeyi
saklarsan, seni öldürürüm. Eğer gerçeği kıvırırsan, ya da gerçeği kıvırdığını
düşünürsem, seni öldürürüm. Eğer bir şeyi atlarsan, seni öldürürüm. Aslında,
Nick, hayatta kalmak için bayağı uğraşman gerekecek. Söylediğim her şeyi
anladın mı? Çünkü eğer anlamadıysan, seni öldürürüm.’’’’
Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana Filminden
TOLSTOY'DAN
• İnsanı bedenen ameliyat
etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.
• Bir insan acı duyarsa
canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır.
• Herkes insanlığı
değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
• Varlığı bir şey
kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.
• Bil ki, yaşadıklarınla değil
yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu
yaşarsın.
• Öyle horozlar vardır ki,
öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
• İnsanoğlunun değeri bir
kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da
kendisini ne zannettiğini. Payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür.
• Bozuk para insanın cebini
deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.
• Bir insanı bulunduğu
mevkiiyle değil, göz koyduğu mevkiiyle ölçmek gerekir.
• Güzel olan sevgili
değildir, sevgili olan güzeldir.
• En güçlü iki savaşçı sabır
ve zamandır.
• Hayat bizi resmen dört
işlemle sınar; gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve
sonunda topla kendini der.