25 Şubat 2018 Pazar sabahıydı. Şehirdeki bütün camilerden aynı anda okunmaya başlanan sala sesleriyle irkilmiştik. Acaba ölen kimdi, hangi mahalleden veya köydendi? Yoksa yine bir şehit mi vardı? Kim olduğunu pencerelerden, balkonlardan anlamaya çalıştık.
Nedense, Anamur şehir merkezinde binaların yükseklileri ve sık olmalarından dolayı salalar ve belediye yayın bürosunun ilanları çoğu zaman anlaşılmıyor. Ancak bu defa trafiğin yoğun olmaması ve sessizlikten dolayı duyabildik.
“Güzelyurt Mahallesi, Akın Sitesinde oturan Osman Korkmaz Ünlünün oğlu, Piyade Uzman Çavuş Şükrü Ünlü Afrin’de yürütülen harekâtta şehit olmuştur. Cenazesi Ermenek- Kazancıda ikindi namazı sonrası düzenlenecek tören ve cenaze namazı sonrası Çatalbadem’de toprağa verilecektir.”
Bu şehit haberiyle bir kere daha yüreğimize kor düştü, canımız yandı. Anamur’a bir ay içinde gelen üçüncü şehit haberi. Bir ay içinde üçüncü defa analar, babalar oğlunu, eşler kocasını, çocuklar babasını kaybetmişti. Elbette vatan için, devlet için, bayrak için, Allah için canını feda edebilmek çok önemli. Dinimizde şehitlik en yüce makam. Ama bunu gel de geride kalan analara, babalara, eşlere ve çocuklara anlat. Zor, gerçekten zor.
Şehitlik mertebesine ulaşan Piyade Uzman Çavuş Şükrü Ünlü, Ermenek Kazancı Beldesi Çatalbadem mahallesinden Anamur’a göçüp gelen bir ailenin oğluydu.
Anamur Ticaret Meslek Lisesinden öğrencimizdi.
Her öğretim yılı başlarında, okula yeni gelen öğrencilerle tanışmak için; “Adın ne? Neden bu okula geldin? Amacın ne?” gibi sorular sorardık. Kız olsun, erkek olsun çoğu öğrenci, “Kısa zamanda bir meslek sahibi olmak için geldim.” şeklinde cevaplar verirdi. Şükrü de benzer cevaplar vermişti muhakkak. Ve okul bitince, bir meslek sahibi olmak, iş güç ve aş sahibi olmak için uzman çavuşluğu seçmişti.
Şükrü arkadaşları ve öğretmenleri arasında sevilen, sayılan, kesinlikle sorun olmayan bir çocuktu. Zaten uzak köylerden, kırsal bölgelerden gelmiş çocuklarda genelde bir garibanlık, yoksulluk kokusu vardır. Ya meslek okullarına gidecek, bir meslek sahibi olacak kendini kurtaracak, ya da yatılı öğrenci olmak için İmam Hatip’e kayıt yaptıracaklardı. Dar gelirli, kültür seviyesi düşük ailelerin çocuklarının başka çareleri yoktur aslında.
Anamur’dan kalkan belediye otobüsleriyle kalabalık bir grup olarak şehidin cenaze törenlerine katıldık. Kazancıya ulaştığımızda cenaze namazına daha bir saatten fazla bir zaman vardı. Meydanda toplanmaya başlayan kalabalık arasına karışıp, ne düşündüklerini öğrenmeye çalıştık. İkindi namazına doğru kalabalık artık meydana sığmayacak hale gelmişti. Kazancı Merkez Camiinde büyük bir kalabalık halinde namaz kıldık. Dışarı çıkıp, cenaze namazı için genç, yaşlı kadın, erkek saf tuttuk. Dua ve niyazda bulunup, haklarımızı helal ettik. Daha sonra büyük bir kalabalık halinde Çatalbadem’e gitmek üzere yola çıktık. Bir zamanlar sekiz yüz kişinin yaşadığı, işsizlik ve geçim sıkıntısı nedeniyle boşalan köydeki evlerin terk edilmişliği, perişanlığı karşısında yüreklerimiz parçalandı.
Şehidin mezarı başında okunan Kuran-ı Kerime ve duaya el açıp âmin dedik, Fatiha yolladık.
Törenden sonra yine konvoylar halinde dönüşe geçtik. Akşam saat dokuz gibi Anamur’a döndük. Otobüste hiç kimsenin konuşacak hali yoktu.
TSK tarafından 2 Mart 2018 günü yapılan açıklamalar ile bir kere daha yandık. Afrin-Kel Tepede, PKK, PYD, YPG’li hainler ve onların destekçileri ile çıkan çatışmalarda sekiz askerimiz şehit, onüç askerimiz yaralanmış, sonuna tepe ele geçirilmişti. Artık o tepe Kel Tepe değil, Şehitler tepesidir. Şehitler tepesi boş değil. Şehitler tepesi boş değil.
Milletimizin başı sağ olsun. Şehitlerimizin ruhun şad, mekânları cennet olsun. Gazilerimize Allah acil şifalar versin. Geride kalan ailelerine, yakınlarına sabırlar diliyoruz.