Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Kuveyt’in yüzölçümü İzmir-Aydın illerinin toplamı kadar. Konumu da bu illerimize benziyor. İzmir’in batısı deniz, Kuveyt’in doğusu…
Üç milyon nüfuslu bu ülkede, dünya petrol rezervlerinin %9’u bulunuyor. Mukayese için vermek gerekirse, Arabistan’da dünya rezervinin %16’sı, İran’da 11’i, Irak’ta ise 10’u bulunuyor.
Dolayısıyla, yüzde 9’luk petrol Kuveyt’e akıl almaz bir zenginlik sunuyor. 2012 rakamlarına göre, Kişi Başına Düşen Millî Gelir (KBMG) 66 bin dolar.
Cuma akşamı (16 Mart), NTV Kuveyt’i anlatan kısa bir film yayımladı… Görüntüler, sanki bir Arap ülkesinden değil de Amerika’nın bir eyaletinden gibiydi…
Kuveyt’te kadınlar Suudi Arabistan’daki gibi sımsıkı kapanmıyor… Oldukça rahatlar… Genç kızlar başörtüsü takmıyor… NTV’nin programı “hızlı yemek” (fast food) kültürünün zararlarını anlatmaya odaklıydı. Devasa binalar, geniş caddeler bu “hızlı yemek” lokantalarıyla doluydu.
Caddede gezenlerin tamamı normalden fazla kilolu gözüküyordu.
Amerika’nın en büyük “hızlı yemek” şirketi, ABD dışındaki ilk lokantasını, 1980’de Kuveyt’te açmış. Aradan geçen süre içinde diğerleri de gelmiş ve müthiş yayılmışlar. Programda, bütün Kuveyt “hızlı yemek” kültürünün bağımlısı olmuş gibi bir izlenim ediniyorsunuz. O dünyaca ünlü restoran zincirlerinin şubeleri dolup dolup boşalıyor.
Programda, çok çocuklu bir aile yakından tanıtılıyor… Aile, hızlı yemek zincirlerinden birinde, bir masaya oturuyor. Çok iştahlı, aşırı kilolu, 40-45 yaşlarında gözüken bir bayan var… Hamburger ve pizzayı çok sevdiğini söylüyor.
Sonra, o bayan, aşırı kilolarından şikayetle hastaneye gidiyor, kontroller yapılıyor… Önce tartılıyor, 116 kilo… Yaşını söylüyor: 15… Evet, yanlış okumadınız, yaşı, yazıyla on beş! Kızda, diyabetten, nefes ve kalp yetmezliğine kadar pek çok rahatsızlık bulunuyor. Ameliyat olacak.
Doktorlar, ülke nüfusunun yüzde 40’ının obezite hastalığı olduğunu söylüyor. Bu rahatsızlıktan bahseden doktorların da aslında fazla kiloları var.
Kuveyt’in çok sıcak ikliminden dolayı pek spor yapılamadığından şikayetçi oluyorlar. O vakit insanın aklına, Kuveyt’ten daha sıcak olan Afrika ülkeleri, o ülkelerden çıkan, bir deri-bir kemik dünya koşu şampiyonları geliyor. Ayrıca, akla yine Kuveyt’in geniş Basra Körfezi sahili geliyor. Yüzme de mi yapılamıyor? Zengin ülke, kapalı, klimalı spor salonları yapamıyor mu?
Zenginlik başa dert, azizim! İhtiyacın olmadığından canın hiç çalışmak istemiyor… Hep yemek yemek istiyorsun… Yürümek, koşmak, top oynamak, yüzmek hiiiiç içinden gelmiyor!
x x x
GÜNÜN ÜMİDİ, Prof. Dr. Ümit Özdağ’dan…