İnsan, içinde coşkun bir
denizi taşımalı ve taşmalı. Gövdesi tunç, gözleri güneş, yüreği bulut, aklı
yağmur gibi olmalı. Dalgalarla savaşmalı. Koşar gibi yaşamalı. Yorulup,
usanmamalı. Yenilgilerle uslanmamalı. Heyecanlı olmalı, sürekli bir mücadele
içindeymiş gibi. Gerekirse bunu kendi kendiyle yapmalı. Tek kalsa da yaşamalı.
Tek yaşamaktan korkmamalı. Yaşarken de çoğalmalı, tekliğinde binlerce olmalı,
binlerde tek olabilmeli. Düşünmeli, düşünmeli, düşünmeli ve sormalı,
sorgulamalı. Bilmeli, anlamalı, konuşmalı, anlatmalı, mütemadiyen yapmalı bunu.
Nerede olursa, nasıl olursa yapmalı. Gökyüzündeymiş gibi, yeryüzündeymiş
gibilere haykırmalı. Yeryüzündeymiş gibi, gökyüzüne inançla, umutla bakabilmeli
ve yüreği büyümeli. Yapmıyorsa yanmalı, yanmaya dayanmalı, yanmıyorsa korkmalı.
Birgün kazanacağını bilerek konuşmalı. Kutsal kavgalar vermeli insan. İnanmalı
kavgasına, kavgası uğruna aşmalı tüm engelleri. İçinde bir umut taşımalı insan,
umudunun ateşi hiç sönmemeli. Şuurunun sesini duymalı benliğinde. Elinden
kitabını bir an bile bırakmamalı, haykırmalı haykırılması gereken şeyleri,
nasıl haykırılması gerekiyorsa öyle haykırmalı. Düşse de kalkmalı, ölse de
ölmediğine inanmalı. Öleceğini bilmeli ama ölmekten korkmamalı. İnandıklarının,
öldüğünde ölmeyeceğine inanmalı. İnanç yenileri yaratır, yeniden yaratır
bilmeli. Maddenin parıltısını, insanın ışığıyla soluklaştırmalı. Maddenin
hiçliğini görmeli, insanın ebediliğini anlayabilmeli. Maddeyi ayakları altına
almalı. Değerler yaratmalı ve bağlanmalı değerlerine, bağlarını koparmamalı
hiçbir zaman. Hayata değil değerlerine bağlanmalı, kopmaz bağlarla bağlanmalı.
İnsan çoğalır! İnsanca çoğalmalı! Dünyayı kaybetmekten korkmamalı, korkmalı
kaybetmekten insanlığını. Bu yüzden sımsıkı sarılmalı insanlığa, kopmaz
bağlarla bağlanmalı insanlığına. Dünyaya bağlanarak değil, insan kalarak
kazanacağını bilmeli. Tutsak kalacağını bilmeli dünyayla ve özgürlüğüne
kavuşacağına inanmalı insanlıkla. Yüreğinde kuvvet olmalı, direnç olmalı
insanın, inanç bulunmalı, aklı durmamalı durduğu yerde, uçmalı, sonsuzluğa
uçmalı.
Kalbin temiz olursa gözlerin
temiz olacak, gözlerin temiz olursa bakışın temiz olacak, bakışın temiz olursa
görüşün temiz olacak, görüşün temiz olursa algılayışın temiz olacak,
algılayışın temiz olursa anlayışın temiz olacak, anlayışın temiz olursa insanlığın
temiz olacak, insanlığın temiz olursa insanlık temiz olacak, insanlık temiz
olursa dünya temiz olacak. Temiz yaşa, göreceksin temizleyeceksin, temizlenecek
kirler. Bir çocuk kadar temiz ol ve temiz yaşa!
EKSTRA:
‘’’’Hayat gerçekten çok
garip ve garip insanlarız bizler. Ya yaşamıyoruz hayatı ya da hayat sanıyoruz
yaşadıklarımızı. Nedir hayat? Yaşamak nedir? Var mıyız, yok muyuz? Varolmak
kolay mıdır? Varolmak! Derinlikleri ne kadar da karanlık ve tehlikeli bir
kelime değil mi? Yaşamak değilse yaşadıklarımız, nedir o zaman yaşamak? Gönüllü
aldanıcılar mıyız bizler? Yaşıyorsak, nedir bu tereddütler? Yaşamıyorsak, nasıl
başlarız yaşamaya? O bilmediğimiz ama başlarız gerekirse dediğimiz yaşam nasıl
bir şeydir? Yanlış olan şeyler mi var? Nedir yanlış olan? Yanlış olan kimin
yanlışı? Yanlışlık duygusu yüzünden mi yaşamak olana yaşamak demiyoruz? Ya da
gerçekten yaşam olmadığı için mi yaşamak değildir yaşamak sandığımız şeyler?
Yahut gerçekten yaşıyoruz da yaşamak olup olmadığını mı bilmiyoruz
yaşadıklarımızın? Öyleyse nedir yaşamak? Biz gerçekte neredeyiz? Gerçek olan
nedir? Niye bir anda gönül dediğimiz o şey yaşamak sandığı şeye akıveriyor ama
bir anda bırakıveriyor? Niye böyle? Ya biz karanlıktayız aydınlığı özlüyoruz ya
da biz aydınlıktayız karanlığı özlüyoruz. Nerdeyiz biz? Biz biliyor muyuz,
bildiğimizi mi sanıyoruz? Bildiğimiz, bilmediğimiz ya da hiç bilmediğimizi
sandığımız ama bildiğimiz, bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz nedir?
Sanmaklar ve belirsizlikler cehenneminde miyiz yoksa? Ruhum ve beynim alev
alev!’’’’
Bendeniz
‘’’’İnsan, aklı ve
vicdanıdır ve o akıl ve vicdanın harekete sevkettiği tendir. Zira ten, aklın ve
vicdanın direktifleriyle harekete sevkolunur. Aklıyla mütenasip düşündüğü,
vicdanıyla mütenasip hissettiği kadardır insan. Eğer aklı ve vicdanı yoksa,
insan gibi görünür belki ama insan değildir ve olamaz. İnsan, insan ise şayet,
düşünür bir defa ve insan, yine insan ise şayet, hisseder bir defa. Doğruyu ve
yanlışı ayırmak için, kötülük yapabilmek ve iyilik yapmak için. Birisine sebep
aklı iken, birisine sebep vicdanıdır. İkisine sebep, tenidir. Eğer insan
vicdansızsa, hissetmezse, düşeni kaldırmaya tenezzül etmez. Menfaatlerini
muhafaza etmek adına düşene el uzatmaz, zayıfa merhamet etmez. Eğer insan
akılsız ise, düşünmezse, doğru ile yanlışı ayrıtedemez. Menfaatlerini muhafaza
adına doğruyu görmez ve söyleyemez, hakkı haykıramaz. Vicdansız insan yanmaya,
akılsız insan sürünmeye mahkûmdur. Zira insan, aklını ve vicdanını kullandığı
ve aklının ve vicdanın direktifleri istikametinde tenini eyleme sevkettiği
kadar insandır ve insanca yaşar.’’’’
Bendeniz
‘’’’Bazı coğrafyalar vardır,
kimse dönüp bakmaz, ne dert bulur seni ne nimetlenirsin. Bazı coğrafyalar
vardır, herkesin gözü üzerindedir, ne dert eksik olur üzerinden, ne
nimetlerinden faydalanırsın, çakallar eksik olmaz etrafından. Ve der ki tarihin
derinliğinden bir ses (İbn-i Haldun); ‘’Coğrafya
Kaderdir.’’ İşte böyledir bu.’’’’
Bendeniz
“”Gerçek, ürkütücüdür.””
Friedrich Wilhelm Nietzsche
“”Bana yalan söylemiş olman değil, benim sana
artık inanamayacak olmam sarstı beni.””
Friedrich Wilhelm Nietzsche
“”İnsanın Dört Zindanı—Dine
Karşı Din—Hubut—Kevir::: her biri efsane kitaplar, sarsıcı, düşündürücü,
bilinci uyandırıcı, aklı hareketlendirici, ölmüş vicdanları ve uyuşmuş
beyinleri diriltici, donmuş bedenleri çözücü ve eyleme sevkedici, karanlığı
aydınlatıcı kitaplar. Böyle kitaplar ağırsada ya da ağır bulursanız,
herhalukarda okumaya değer kitaplar, gerekirse harf harf, kelime kelime, cümle
cümle çözümleyip idrak ederek beş defa okumak gerekir yılmadan, bıkmadan,
usanmadan. Bilincin uyanması kolay bir şey değildir hatta sonsuz zor bir
durumdur.””
Bendeniz
‘’’’Mukaddime: Bendenizin naçizane fikrimce Sosyolojinin Babası
sayılabilecek olan bir adamın Sosyolojinin kaynağı sayılabilecek efsane bir
eseri. Bir yıla yayılsa da okunmalıdır. Çok şey öğretir. Hatta insanlığı da
öğretiyor. Vicdan oluşturuyor. Aklını kullanmayı öğretiyor. Bakış açına nitelik
kazandırıyor. Hülasa; çok şey öğreneceksiniz, okumaya ve öğrenmeye ve dahi
alışkanlıklarınızın, kalıplarınızın sarsılmasına tahammül edebilecek
cesaretiniz varsa.’’’’
Bendeniz
“”Çektiği acılara rağmen, inancını yitirmeyen
tüm insanların önünde eğildim.””
Dostoyevski
‘’’’Ey kalbi kırık olanlar, işleri yolunda
gitmeyenler, elleri koynunda kalanlar, kan yutup kızılcık şerbeti içtim
diyenler, tünelin ucunu göremeyenler; kimsesiz, çaresiz, boynu bükük kalanlar,
unutmayın: Allah bes, baki heves.’’’’
Mustafa Kutlu