İNSAN TEMİZ OLMALI...

Özgür DENİZ - 06.04.2018

İnsan, içinde coşkun bir denizi taşımalı ve taşmalı. Gövdesi tunç, gözleri güneş, yüreği bulut, aklı yağmur gibi olmalı. Dalgalarla savaşmalı. Koşar gibi yaşamalı. Yorulup, usanmamalı. Yenilgilerle uslanmamalı. Heyecanlı olmalı, sürekli bir mücadele içindeymiş gibi. Gerekirse bunu kendi kendiyle yapmalı. Tek kalsa da yaşamalı. Tek yaşamaktan korkmamalı. Yaşarken de çoğalmalı, tekliğinde binlerce olmalı, binlerde tek olabilmeli. Düşünmeli, düşünmeli, düşünmeli ve sormalı, sorgulamalı. Bilmeli, anlamalı, konuşmalı, anlatmalı, mütemadiyen yapmalı bunu. Nerede olursa, nasıl olursa yapmalı. Gökyüzündeymiş gibi, yeryüzündeymiş gibilere haykırmalı. Yeryüzündeymiş gibi, gökyüzüne inançla, umutla bakabilmeli ve yüreği büyümeli. Yapmıyorsa yanmalı, yanmaya dayanmalı, yanmıyorsa korkmalı. Birgün kazanacağını bilerek konuşmalı. Kutsal kavgalar vermeli insan. İnanmalı kavgasına, kavgası uğruna aşmalı tüm engelleri. İçinde bir umut taşımalı insan, umudunun ateşi hiç sönmemeli. Şuurunun sesini duymalı benliğinde. Elinden kitabını bir an bile bırakmamalı, haykırmalı haykırılması gereken şeyleri, nasıl haykırılması gerekiyorsa öyle haykırmalı. Düşse de kalkmalı, ölse de ölmediğine inanmalı. Öleceğini bilmeli ama ölmekten korkmamalı. İnandıklarının, öldüğünde ölmeyeceğine inanmalı. İnanç yenileri yaratır, yeniden yaratır bilmeli. Maddenin parıltısını, insanın ışığıyla soluklaştırmalı. Maddenin hiçliğini görmeli, insanın ebediliğini anlayabilmeli. Maddeyi ayakları altına almalı. Değerler yaratmalı ve bağlanmalı değerlerine, bağlarını koparmamalı hiçbir zaman. Hayata değil değerlerine bağlanmalı, kopmaz bağlarla bağlanmalı. İnsan çoğalır! İnsanca çoğalmalı! Dünyayı kaybetmekten korkmamalı, korkmalı kaybetmekten insanlığını. Bu yüzden sımsıkı sarılmalı insanlığa, kopmaz bağlarla bağlanmalı insanlığına. Dünyaya bağlanarak değil, insan kalarak kazanacağını bilmeli. Tutsak kalacağını bilmeli dünyayla ve özgürlüğüne kavuşacağına inanmalı insanlıkla. Yüreğinde kuvvet olmalı, direnç olmalı insanın, inanç bulunmalı, aklı durmamalı durduğu yerde, uçmalı, sonsuzluğa uçmalı.

 

Kalbin temiz olursa gözlerin temiz olacak, gözlerin temiz olursa bakışın temiz olacak, bakışın temiz olursa görüşün temiz olacak, görüşün temiz olursa algılayışın temiz olacak, algılayışın temiz olursa anlayışın temiz olacak, anlayışın temiz olursa insanlığın temiz olacak, insanlığın temiz olursa insanlık temiz olacak, insanlık temiz olursa dünya temiz olacak. Temiz yaşa, göreceksin temizleyeceksin, temizlenecek kirler. Bir çocuk kadar temiz ol ve temiz yaşa!

 

EKSTRA:

 

‘’’’Hayat gerçekten çok garip ve garip insanlarız bizler. Ya yaşamıyoruz hayatı ya da hayat sanıyoruz yaşadıklarımızı. Nedir hayat? Yaşamak nedir? Var mıyız, yok muyuz? Varolmak kolay mıdır? Varolmak! Derinlikleri ne kadar da karanlık ve tehlikeli bir kelime değil mi? Yaşamak değilse yaşadıklarımız, nedir o zaman yaşamak? Gönüllü aldanıcılar mıyız bizler? Yaşıyorsak, nedir bu tereddütler? Yaşamıyorsak, nasıl başlarız yaşamaya? O bilmediğimiz ama başlarız gerekirse dediğimiz yaşam nasıl bir şeydir? Yanlış olan şeyler mi var? Nedir yanlış olan? Yanlış olan kimin yanlışı? Yanlışlık duygusu yüzünden mi yaşamak olana yaşamak demiyoruz? Ya da gerçekten yaşam olmadığı için mi yaşamak değildir yaşamak sandığımız şeyler? Yahut gerçekten yaşıyoruz da yaşamak olup olmadığını mı bilmiyoruz yaşadıklarımızın? Öyleyse nedir yaşamak? Biz gerçekte neredeyiz? Gerçek olan nedir? Niye bir anda gönül dediğimiz o şey yaşamak sandığı şeye akıveriyor ama bir anda bırakıveriyor? Niye böyle? Ya biz karanlıktayız aydınlığı özlüyoruz ya da biz aydınlıktayız karanlığı özlüyoruz. Nerdeyiz biz? Biz biliyor muyuz, bildiğimizi mi sanıyoruz? Bildiğimiz, bilmediğimiz ya da hiç bilmediğimizi sandığımız ama bildiğimiz, bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz nedir? Sanmaklar ve belirsizlikler cehenneminde miyiz yoksa? Ruhum ve beynim alev alev!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’İnsan, aklı ve vicdanıdır ve o akıl ve vicdanın harekete sevkettiği tendir. Zira ten, aklın ve vicdanın direktifleriyle harekete sevkolunur. Aklıyla mütenasip düşündüğü, vicdanıyla mütenasip hissettiği kadardır insan. Eğer aklı ve vicdanı yoksa, insan gibi görünür belki ama insan değildir ve olamaz. İnsan, insan ise şayet, düşünür bir defa ve insan, yine insan ise şayet, hisseder bir defa. Doğruyu ve yanlışı ayırmak için, kötülük yapabilmek ve iyilik yapmak için. Birisine sebep aklı iken, birisine sebep vicdanıdır. İkisine sebep, tenidir. Eğer insan vicdansızsa, hissetmezse, düşeni kaldırmaya tenezzül etmez. Menfaatlerini muhafaza etmek adına düşene el uzatmaz, zayıfa merhamet etmez. Eğer insan akılsız ise, düşünmezse, doğru ile yanlışı ayrıtedemez. Menfaatlerini muhafaza adına doğruyu görmez ve söyleyemez, hakkı haykıramaz. Vicdansız insan yanmaya, akılsız insan sürünmeye mahkûmdur. Zira insan, aklını ve vicdanını kullandığı ve aklının ve vicdanın direktifleri istikametinde tenini eyleme sevkettiği kadar insandır ve insanca yaşar.’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Bazı coğrafyalar vardır, kimse dönüp bakmaz, ne dert bulur seni ne nimetlenirsin. Bazı coğrafyalar vardır, herkesin gözü üzerindedir, ne dert eksik olur üzerinden, ne nimetlerinden faydalanırsın, çakallar eksik olmaz etrafından. Ve der ki tarihin derinliğinden bir ses (İbn-i Haldun); ‘’Coğrafya Kaderdir.’’ İşte böyledir bu.’’’’

 

Bendeniz

 

“”Gerçek, ürkütücüdür.””

 

Friedrich Wilhelm Nietzsche

 

“”Bana yalan söylemiş olman değil, benim sana artık inanamayacak olmam sarstı beni.””

 

Friedrich Wilhelm Nietzsche

 

“”İnsanın Dört Zindanı—Dine Karşı Din—Hubut—Kevir::: her biri efsane kitaplar, sarsıcı, düşündürücü, bilinci uyandırıcı, aklı hareketlendirici, ölmüş vicdanları ve uyuşmuş beyinleri diriltici, donmuş bedenleri çözücü ve eyleme sevkedici, karanlığı aydınlatıcı kitaplar. Böyle kitaplar ağırsada ya da ağır bulursanız, herhalukarda okumaya değer kitaplar, gerekirse harf harf, kelime kelime, cümle cümle çözümleyip idrak ederek beş defa okumak gerekir yılmadan, bıkmadan, usanmadan. Bilincin uyanması kolay bir şey değildir hatta sonsuz zor bir durumdur.””

 

Bendeniz

 

‘’’’Mukaddime: Bendenizin naçizane fikrimce Sosyolojinin Babası sayılabilecek olan bir adamın Sosyolojinin kaynağı sayılabilecek efsane bir eseri. Bir yıla yayılsa da okunmalıdır. Çok şey öğretir. Hatta insanlığı da öğretiyor. Vicdan oluşturuyor. Aklını kullanmayı öğretiyor. Bakış açına nitelik kazandırıyor. Hülasa; çok şey öğreneceksiniz, okumaya ve öğrenmeye ve dahi alışkanlıklarınızın, kalıplarınızın sarsılmasına tahammül edebilecek cesaretiniz varsa.’’’’

 

Bendeniz

 

“”Çektiği acılara rağmen, inancını yitirmeyen tüm insanların önünde eğildim.””

 

Dostoyevski

 

‘’’’Ey kalbi kırık olanlar, işleri yolunda gitmeyenler, elleri koynunda kalanlar, kan yutup kızılcık şerbeti içtim diyenler, tünelin ucunu göremeyenler; kimsesiz, çaresiz, boynu bükük kalanlar, unutmayın: Allah bes, baki heves.’’’’

 

Mustafa Kutlu

Tarih: 06.04.2018 Okunma: 807

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?