Anlamlı bir gezi ve etkinlikten…

Hüseyin ŞİNASİ - 02.08.2018

 

                       

Nazilli Öğretmen Okulundan bir grup tarafından düzenlenen çok anlamlı bir etkinliğe katıldık. 1976,1977 ve 1978 yıllarında Nazilli Öğretmen Okuldan mezun olan ve değişik tarihlerde vefat eden arkadaşlarımızın mezarlarını ziyaret edip, dua ve niyazlara bulunduk. 

1961 yılında açılıp, 1978 yılında kapatılan Nazilli Öğretmen Okulu mezunları, her yıl Nisan ayında değişik şehirlerde buluşarak hasret giderip, anılarını tazeliyorlar.

Nazilli Öğretmen Okulu mezunu olarak bizim için 1974-1977 ve 1978 döneminin ayrı bir yeri ve önemi var. Nazilli Öğretmen Okulunda okurken, Türkiye’nin pek çok yerinden arkadaşlarımız oldu. Aynı sınıfları, aynı sıraları, aynı yatakhane ve yemekhaneleri paylaştığımız arkadaşlarımızla koskoca üç yılımız geçti. Unutulmaz anılar ve maceralar yaşadık. İyi günlerimiz, kötü günlerimiz oldu.

1974 yılı Ekim ayında yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, kimimiz Mersin’den (İçel), kimimiz Burdur’dan, kimimiz Denizli’den, kimimiz Muğla’dan, Aydın’dan, Uşak’tan, Afyon’dan, Kütahya’dan, Bursa’dan, Tekirdağ’dan, Edirne’den, İzmir’den kopup gelmiştik.

Ülkemizde 1960’lı yılarda başlayıp, 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar devam eden karanlık dönemi unutmak mümkün değildir. Çünkü o dönemde kardeşin kardeşe düşman edildiği, devrimci-ülkücü, sağcı-solcu, komünist-faşist diye bölündüğü, kentlerin, cadde ve sokakların paylaşıldığı, şarkıların, giyimlerin bile ayrıştırıldığı bir dönem yaşadık. Çok acılar çektik. Birilerinin çıkarları uğruna kurban edilmiş kayıp bir nesildik. Çevresinde neler olup bittiğinden habersiz, kentinden, köyünden, anasından, babasından, kardeşlerinden uzaklara fırlatılıvermiş, çocuklar ve gençlerdik. İyiye, doğruya, güzele doğru yürüyen, karanlıkta kendine bir ışık arayan, amacı bir an önce okulunu bitirip, memleketine, köyüne, kentine hizmet etmeyi düşleyen fedailerdik. Bir genç olarak başka bir niyetimiz, düşüncemiz de olamazdı zaten. 

1968’li yıllarda önce üniversitelerde başlayan, sonra liselere, ortaokullara, hatta ilkokullara kadar uzanan, sağcı-solcu, devrimci-ülkücü kavgaları, Nazilli Öğretmen Okulunda en sert ve en acımasız biçimde yaşandı. Çünkü okullar, öğrenci yurtları, pansiyonlarda kalan öğrencileri kullanmak çıkar çevreleri için en kolay çözüm şekliydi. İşte o günlerde savunduğu ideali için ölenlerin yakınları, yaralananlar, cezaevlerine düşenler, sürgünler… Geriye dönüp baktıklarında, bunları niye yaşadık diye sormadan edemiyor. Uğruna mücadele edilenlere değer miydi? Cevap vermek zor.

Dün ülkücü, devrimci, sağcı, solcu kavgasını kıyasıya yaşayan nesil, bugün kendini nasıl sorguluyor ve olup bitenlere bir anlam veremiyorsa; yarın da şimdilerde yaşanan Kürt-Türk, Alevi-Sünni, dindar-dindar olmayan gibi kavga ve çatışmaları sorgulamak ve bir sonuca varmak zorundadır. Bu kavga ve çatışmaların faturası kabardıkça kabarıyor, ağırlaşıyor.

Şimdi durduk yerde bunları niye anlattık, diyeceksiniz? Haklısınız. Nazilli Öğretmen Okulu mezunlarından bir grup olarak, 28 Temmuz 2018 günü başlayıp, 30 Temmuz 2018 Pazartesi günü Kütahya-Simav’da, rahmetli Mehmet Türkavcı arkadaşımızın mezarı başında Kuran-ı Kerim okunması ve dua ile tamamlanan anma programımız, bize o günleri bir kez daha hatırlattı.

Devam edeceğiz.

Tarih: 02.08.2018 Okunma: 791

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?