Oy gizli,
haber kutsal, yorum hürdür.
Dövizdeki aşırı yükselişin “sun’i” olduğu çok açık… Uzun süre
devam etmesi mümkün gözükmüyor. Nitekim hemen çok önemli miktarda geri çekildi.
Tabii halen çok yüksek: İki ay önceki 4,54 seviyesine göre, doların bugünkü 6
TL’lik seviyesi %30’luk bir artış demek… Ki
bu, iki yıllık faiz getirisine yakın!
Anormal bir artış!
Bununla beraber, dövizdeki bu anormallik
bizi krize sokmayabilir!
Çünkü Türkiye ekonomisi sadece dövize
dayanmıyor, sadece dövizle iş yapmıyor… Başka göstergelere bakmak lâzım!
Bunlar içinde en mühimi “reel sektör” şirketleri ve başta
bankalar olmak üzere, “finans
kurumları”!
Bunların ne durumda olduklarını nasıl
öğreneceğiz?
Her şeyleri şeffaf… Sık sık açıklama
yapıyorlar, ekonomi haberlerini takip edersek görebiliriz.
Şirket ve kurumların hemen tamamı, her
üç ayda bir, önceki “çeyrek”le ilgili
kârlarını açıklıyorlar. Zarar eden şirket pek nadir! Son altı ay içinde, Telekom ve Migros dışında zarar bildiren şirket hatırlamıyorum. Onun dışındaki
bütün şirket ve bankalar milyarlara varan kârlar açıklıyorlar.
Bu
vaziyette, durumumuz çok iyi olmalı!
Gerçekten öyle mi?
Çok yüksek kâr açıklayan bu şirket
hisselerinin işlem gördüğü borsa yerlerde
sürünüyor!
Borsa
İstanbul (BİST 100)
endeksi, son 2-3 ay içinde 120 binlerden
88 bine düştü. Bu, %30’luk bir
değer kaybı demek!
Neden ve
nasıl oluyor bu?
Şirketlerin durumu iyiyse, borsadaki
hisselerinin de “iyi” olması,
yükselmesi, hatta milyarlık kâr açıklayanların “tavan” yapması gerekmez mi?
Gerekir ama hisse senetleri düşüyor!
Yükselmesi, 120 binden 150 binlere doğru havalanması gerekirken BİST 100
düşüyor!
Burada bir anormallik var!
Hisse senetlerinde, dövizdeki yükselişle
ters orantılı bir düşüş söz konusu!
İşte bu, krizin bir göstergesi veya bir “kriz uyarısı” olabilir!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 15 Ağustos 2018… Bayramınız mübarek olsun!
YORUMLAR
İsmail Hakkı Cengiz
09.08.2017 - 10:11
İşte, sorulması gereken sorular... Başka ifadelerle, din telakkisinin başka veçheleriyle benim de zihbimde dolanıp duran, Necip Fazıl'ın deyimiyle, "beyinde kuyu açan" sorular! Bunlar sorgulanmadan din bir masal! Yüreğine, kalemine sağlık, değerli dost! Selâmlar...
Özgür Deniz
09.08.2017 - 19:13
kalben eyvallah Saygıdeğer Paşam. maalesef dini öyle SORGULANIR hale getirdik ki en büyük ihaneti yaptık. MUHAMMED İKBAL üstadın deyimiyle: ''''İSLAMI KURTARMAK İÇİN MÜSLÜMAN OLMADIĞIMIZI SÖYLEMELİYİZ.'''' bilakis kendimiz zaten çürüdük, bittik, öldük, kendimizle birlikte İslam'ı da aynı yapmaktayız, yapıyoruz ve ne hazin ki yapacağız bu gidişle. söylediğin zaman suçlusun. peki GERÇEK DEĞİŞİYOR MU hakikati suçladığımız da? asla ve kata. çünkü gerçek öylece durur orada. ki zaten GERÇEK DİN hiçbir zaman hayatımızda olmadı handiyese. biz yaşadığımızı din zannettik sadece. Sizlerin de yüreğinize, gözlerinize, ellerinize, kaleminize sağlık Saygıdeğer Paşam, Çok Kıymetli Ağabey. derin saygılarımı sunuyorum, sağlık, huzur, mutluluk dolu aydınlık ve umutlu günler.
İsmail Hakkı Cengiz
09.08.2017 - 10:11
İşte, sorulması gereken sorular... Başka ifadelerle, din telakkisinin başka veçheleriyle benim de zihbimde dolanıp duran, Necip Fazıl'ın deyimiyle, "beyinde kuyu açan" sorular! Bunlar sorgulanmadan din bir masal! Yüreğine, kalemine sağlık, değerli dost! Selâmlar...
Özgür Deniz
09.08.2017 - 19:13
kalben eyvallah Saygıdeğer Paşam. maalesef dini öyle SORGULANIR hale getirdik ki en büyük ihaneti yaptık. MUHAMMED İKBAL üstadın deyimiyle: ''''İSLAMI KURTARMAK İÇİN MÜSLÜMAN OLMADIĞIMIZI SÖYLEMELİYİZ.'''' bilakis kendimiz zaten çürüdük, bittik, öldük, kendimizle birlikte İslam'ı da aynı yapmaktayız, yapıyoruz ve ne hazin ki yapacağız bu gidişle. söylediğin zaman suçlusun. peki GERÇEK DEĞİŞİYOR MU hakikati suçladığımız da? asla ve kata. çünkü gerçek öylece durur orada. ki zaten GERÇEK DİN hiçbir zaman hayatımızda olmadı handiyese. biz yaşadığımızı din zannettik sadece. Sizlerin de yüreğinize, gözlerinize, ellerinize, kaleminize sağlık Saygıdeğer Paşam, Çok Kıymetli Ağabey. derin saygılarımı sunuyorum, sağlık, huzur, mutluluk dolu aydınlık ve umutlu günler.