Selâm

İsmail Hakkı CENGİZ - 18.01.2008

Selâm; bir tebessümdür. Herhangi bir yerde karşılaşan ve göz göze gelen iki “insan”ın birbirine tebessümü...

Selâm, bir insanın diğerine sevgiyle bakışı... selâm veren, diğerine diyor ki; “kendime saygı duyuyorum. Bu duygum sana da saygı duymamı öğretiyor bana ve sana, senin şahsında bütün insanlara saygı duyuyorum. Seni selâmlıyorum, çünkü sana değer veriyorum.”

Selâm veren kişi şunu da söylüyor: “Ben sana dost’um, arkadaş’ım, benden sana zarar gelmez. Senin iyiliğini istiyorum. Sana bir yardımım dokunacaksa eğer, yardıma hazırım.
Senin için elimden gelen fedakarlığı ve feragati yapmaya hazırım.”

Size bu güzel anlam ve dileklerle selâm veren “insan”ın selâmı alınmaz mı?
İslam’da “selâm müessesesi”nin çok özel bir yeri vardır. Bilindiği gibi, selâm vermek sünnet, verilen selâmı daha güzeli ile almak farzdır.

Selâm vermeniz tavsiye edilmiştir. Ama verilen selâmı almanız emredilmiştir. “Allah’ın selâmı üzerinize olsun” diyen bir din kardeşinize, daha güzeli ile mukabele etmek sizi mutlu etmez mi? Dünyayı daha yaşanılabilir bir dünya olarak göstermez mi gözlerimize? Sıkıntılarınızı azaltmaz mı?

Selâm huzurdur. Selâmlaşan iki insanın ruhları arasında bir duygu akışı olur. selâmlayan huzur duyar, selâmı alan güven.
Selâm; en yakınımızdakilerden, mesafece en uzaktakilerle, görüşmelerimizde başlangıç ve bitiriş kelâmımızdır. Selâmünaleyküm, merhaba, günaydın, iyi günler, hayırlı akşamlar, uğurlar olsun...vb.
Görüştüğümüz birisiyle; bizim yıllardır görüşemediğimiz, ama onun görüşeceği bir dostumuza, yakınımıza selâm göndeririz. Bunu asla ihmal etmeyiz. Üçüncü kişiye selâm göndermekle görevli kıldığımız kişi içinse, bu hayatî bir yükümlülüktür. Selâmı, ilgili kişiye, görür görmez iletmezse bir yükün üzerinde kalacağına inanırız. Ve bu selâm, yıllarla biriken zamanın ve kilometrelerce uzayan mesafenin koparamadığı bir gönül bağı değil midir sevdiklerimizle?

Selâm; geçmişlere, hatta geleceklere bile gönderilemez mi? Böyle bir selâm bağıyla geçmiş ve gelecekle irtibat kurunca, insan, ruhunun ölümsüzlüğünü hissetmez mi? Ebediyete intikal eden yakınlarımızı bu duyguyla anarken onların üzerimizdeki acısı hafiflemez mi?

Ne yapmalı?

Selâmlaşın, daha sık selâmlaşın, her fırsatta, tanıdık, tanımadık herkesle selâmlaşın... içiniz huzur dolsun. Hayatın güzel olduğunu hissedeceksiniz.
Bahtiyar olacaksınız.
Saygılarımla gönülden selâmlar size.
Coşkuyla selâmlıyorum dünü, bugünü, yarını, yakınları ve uzakları ve bütün alemi.

Üstatlardan

Huzurlarına vardım, bir topluluk gördüm. Onlarda ne doğruluktan nişan, ne orada neşeden eser vardı. Selâm verdim. Rüşvet değildir diye almadılar.

Fuzulî

x   x   x

TAVSİYE

https://www.youtube.com/watch?v=Yk6RbQz29nM

En tatlı bir hayalimdir bu selâm benim...

Atsız Hoca'nın şiiri



Tarih: 18.01.2008 Okunma: 1020

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Raci

21.07.2020 - 20:26

Duygu ve düşüncelerimi dile getirdin.Allah senden razı olsun. Selamlar

İ. Hakkı Cengiz

24.02.2021 - 10:26

Sağ ol, sevgili kardeşim. Selâmlar...