Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Çiğ köfte markası!
Gerçi, oradaki kullanımı, “Komagene” şeklinde ama kavram aynı, maksat aynı…
Peki, bu “Batı” dillerini çağrıştıran “Kommagene”yle bu toprakların öz ürünü olan “çiğ köfte” ne alaka?
Meğer alaka çok yakınmış!
Hatta Kommagene ile çiğ köfte iç içeymiş!
Çünkü çiğ köfte Kommagene’den, Kommagene’de çıkmış!
Çünkü Kommagene bu topraklarda bir köşe, bu topraklarda yaşamış bir krallıkmış!
Hikâyesi kısaca şöyle: Kommagene, erken Hellenistik Dönem’de Seleukos (Syria) Krallığı’nın sınırları içindeydi ve Seleukos krallarınca tayin edilen valiler tarafından yönetiliyordu. Bu valilerden sonuncusu Ptolemaios’tu ve o, İÖ 162 yılında Kommagene’de isyan etti. Kendisini “kral” ilan ederek Kommagene Krallığı’nı kurdu. Böylece Kommagene, zor siyasi koşulların yaşandığı Hellenistik Dönem’in sonraki yıllarında (takriben 135 yıl) bağımsız veya bağımlı bir krallık olarak siyasal varlığını korumaya çalıştı. (johschool.com)
Kommagene neresi?
Özette geçmiyor… Kommagene, Adıyaman!
Adıyaman, Nemrut dağını barındıran ilimiz. Hz. İbrahim’in ateşe atılmak istendiği Nemrut Krallığı’nın toprakları… İbrahim’i yakacak ateş daha büyük olsun diye, Kral’ın, evlerdeki bütün odunları toplayınca, yemek yapacak ateşi kalmayan halkın “çiğ köfte”yi icat ettiği yer!
Ne kadar cahiliz?
Kendi topraklarımızdan, kültürümüzden, uygarlıklarımızdan ne kadar bihaberiz?
Yıllardır gördüğüm, önünden geçtiğim, çiğ köfteyle arasında asla bir irtibat kuramadığım,
Hatta bir “batı özentisi”, “züppelik” diye kızdığım “Kommagene” meğer bize aitmiş. Bu toprakların öz malıymış!
Arka arkaya gelen iki “tesadüf”le uyandım. İlki, ekranda zıplarken, Adıyaman’ın kanalında yapılan turistik bir tanıtımda adı geçti… İkincisi, eski ALES sınavlarında sorulan soruları karıştırırken karşıma çıktı: Kommagene!
İnsan, öğrendikçe cehaletinden utanıyor!