31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak yerel seçimler için geri sayım devam ediyor. Muhtar adayları köylerinde veya mahallelerinde sandıktan çıkmaya çalışacaklar. Yüzlerce belediye başkan aday adayı, partilerinin adayı olabilmek için çalmadık kapı bırakmıyor. Asıl yarış partilerin adayları belli olduktan sonra başlayacak. İl, ilçe ve beldelerde diğer adaylarla boy ölçüşecek ve kazanmaya çalışacaklar. Ayrıca belediye meclisi veya il genel meclisi üyeliği için de benzeri bir olacak. Yerel yönetimlerde bu kadar çok yöneticinin seçileceği bir seçimde, onlara oy verecek seçmenin de işi zor.
16 Nisan 2017 halkoylamasında örtülü olarak ortaya çıkan “evet”, “hayır” birlikteliği, 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde yasal düzenlemeler yapılarak ete kemiğe bürünmüş, bir tarafta Cumhur İttifakı, öbür tarafta Millet İttifakı ortaya çıkmıştı. Ancak yerel seçimler için ittifaklar veya işbirlikleri için yasal bir düzenleme yoktur. Buna rağmen partiler arasında benzeri işbirliği arayışları sürüp gidiyor. Aslında ortaya çıkan kamuoyu araştırmalarına göre partilerin başka da bir şansı yoktur.
Ak Parti ile MHP arasında genel başkanlar, genel başkan yardımcıları arasında bu konu ile ilgili olarak ciddi görüşmeler yapılıyor. Öbür taraftan CHP ile HP ve İyi Parti arasında da benzeri görüşmelerin yapıldığı, hatta belli bir aşamaya geldiği yazılıp çiziliyor.
Geçelim.
Elin adamı oyunu iyi kuruyor. Acele etmiyor, hedefteki ülke için elli yıllık, altmış yıllık, hatta yüzyıllık, iki yüzyıllık planlar yapıyor. Hedef ülkede alt yapıyı ona göre kuruyor. Partiler arasındaki ittifak düzenlemelerinden, tartışmalarından öyle anlaşılıyor ki; çok partili seçim sistemini bıraktırıp, iki partili veya iki buçuk partili bir sistemi kabul ettirmeye çalışacaklar.
Amerika’da iki partili seçim sisteminin kullanıldığını kaç kere yazdık. İngiltere’de iki buçuk partili bir sistem var. Amerikan sistemini mi alırsın, yoksa İngiliz sistemini mi, diyorlar. Amerika’nın iki partili sistemi ile İngiliz’in iki buçuk partili sistem arasında önemli bir fark yok. Amerikan yönetim sisteminde, birbirinin benzeri iki parti olan Cumhuriyetçileri ya da Demokratları seçeceksiniz demişler. İngiltere de ise Muhazakarlar ile İşçi Partisi arasına çeşni olarak Liberal Partiyi koymuşlar.
Amerika’da meclis iki kanattan oluşuyor. Temsilciler meclisi ve Senato. Bir parti temsilciler meclisinde çoğunlukta ise senatoda azınlıkta kalabiliyor. Amerika 50 eyaletten meydana geliyor. Her eyalet kendi içinde bağımsız birer devletçik ve eyalet valileri seçimle geliyor. Eyaletleri birbirine bağlayan federal devlet yasaları ve yapılanmaları var. İngiltere’de meclis iki kanattan oluşuyor. Avam kamarası, lordlar kamarası. Dar bölge seçim sistemi kullanılıyor. İngiltere krallığı, Galler gibi, İskoçya gibi, İrlanda gibi birçok bölgeden meydana geliyor. Almanya’da da federal bir yönetim sistemi var.
İnsan sormadan edemiyor. Acaba bizi de böyle bir sisteme mi götürmek istiyorlar?
Adamlar öyle kurnaz ki; İslamcılara, Müslümanlığı, milliyetçilere milliyetçiliği, Atatürkçülere Atatürk ilkelerinin içini boşalttırıyorlar. Etrafınıza bakın Müslüman görünen çok, Müslümanlığı yaşayan azdır. Herkes Atatürkçü, milliyetçi, ama bunlar laftan öte, söylemden öte geçmiyor.
Ülkemizde 24 Haziran seçimleri ile birlikte artık başkanlık sistemi uygulanıyor. Devlet yönetim sistemi buna göre yeniden düzenleniyor. Başkanlık sistemine geçmeden önce ellili, altmışlı yıllardan itibaren uzun bir hazırlık dönemi yaşandı. Bu işin alt yapısı oluşturuldu. Devlet yönetiminde görev alacak kişiler Amerika’da, İngiltere’de eğitime gönderildi. Daha önceleri de Fransa’ya, Almanya’ya gönderiyorlardı. Yurtdışından dönenler bürokraside önemli yerlere atanıp, başbakan, bakan, müsteşar, genel müdür oldular.
Son bir söz. Rahmetli Vedat Bey aramızda olsaydı. Başkanlık sistemine ve iki partili seçime ne yorumlar getirirdi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Anamur için büyük bir kayıp…