VARİSLER...7...

Özgür DENİZ - 24.12.2018

‘’’’İçinizden hayra çağırıcı, hakikate davet edici, iyiliği emredip kötülükten men edici bir topluluk bulunsun.’’’’ Ali İmran-104

 

Ölümsüz bir gerçektir ki; bu ayet insançocuklarını sürekli devrime çağıran bir ayettir. Zira hayat süreklilik arzeden bir olgudur, öyleyse hayata matuf olaylarda da süreklilik mübremdir. Önce içsel, sonra dışsal bir devrime. Çünkü insançocuğu kendi ruhunda ve zihninde gerçek, sahici ve sağlam bir devrim yapmadan yani özbenliğini işin içine katarak hareket etmeden, hayata güzellikler eklemeden, hiçbir kafada, ruhta devrimsel dönüşümü tetikleyemez. Kur’an’ın Parolasıdır; Sürekli Devrim. Faraza böyle bir şey yani olmayacak bir şey oldu diyelim, olan o şey asla süreklilik kesbedemez ve gönüllerde baki olamaz, dolayısıyla insanlık âleminde tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Yahut münhasıran içte kalan ve topluma uzanmayan bir şey de hiçbir anlam ifade etmez. Zımnen içsel, aşikâr olarakta dışsal bir devrim kastedilmektedir burada, çünkü kendi içini temizleyemeyen dışarısını temizleyemez, ruhunu disiplinize edemeyenler ruhlara disiplin veremezler, bu yüzden de açık olarak dışa dönük bir buyruk olsa da, içe dönük olarakta örtülü bir buyruk gizlidir burada. Söyleyin lütfen; hayırsız olan hayra çağırabilir mi, hakikatsiz olan hakikati haykırabilir mi, kötü olan iyiliği anlatabilir mi, hayatı yalan üzerine bina edilmiş biri doğruluğun sözcüsü olabilir mi, zalim olan zulme nihayet verebilir mi? Devrimsel süreç tamamlanıp, ruy-i zeminde mustazaflar, ezilenler tam egemenliklerini tesis edip, insanlığın önderleri oluncaya ya da onlara kutsal görev emanet edilinceye değin bir çağrıdır ve çağlardan çağlara da hiç kesilmeyecek bir çağrıdır bu. Başlangıçtan bugüne, bugünden sonsuzluğa dek yolumuzu aydınlatan bir ışıktır bu kutsal çağrı ve buyruk. Hiçbir zulüm payidar olmaz, elbette evrende ki büyük kaosun muharriki olan emperyalist zulümde payidar değildir ve tarihsel sürecini ikmal etme evresine girmiştir yani payidar olamayacaktır ve bu kesindir, tabi böylesi bir netice sağlam bir sebebi gerektirir kuşkusuz yani ezilenlerin bilinçli olmalarını ve sahici ve bilinçli eylemler ortaya koymalarını. Önce kendilerini bihakkın düzeltmelerini, kafalarını aydınlatmalarını, ruhlarını disiplinize etmelerini, sonrada karşı cephelerinde bulunan herkesi ikna ila ıskat edip temizlemelerini önkoşul kılmaktadır yani etkileyici bir sebep olmak zorunluluğunu tevlit etmektedir. Görmek istiyorsanız iyi bakacaksınız, istiyorsanız hak edeceksiniz, düzeltecekseniz anlayacaksınız, harekete geçecekseniz hissedeceksiniz. Allah’ın vaadi haktır, kesindir! Ve hak olan vaat siz hak ettiğinizde tahakkuk edecektir. Gerisi angaryadır!

 

EKSTRA:

 

“”Size kimin hükmettiğini öğrenmek istiyorsanız, sadece kimi eleştirmeye izniniz olmadığını bulun.””

 

Voltaire

 

“”Bağnazlar yaratmanın en bilindik yönetimi; öğretmeden inandırmaktır.””

 

Voltaire

 

“”Hükümetler en seçkin insanlardan meydana gelmiş olsaydılar, tüm halkın bir kaç kişiye boyun eğmesi haklı gösterilebilirdi; oysa durum böyle değildir, geçmişte de böyle olmamıştır, gelecekte de böyle olmayacaktır. Halka hükmedenler genellikle en kötü, en değersiz, en acımasız, en ahlaksız ve her şeyden önce en yalancı kimselerdir; ve bu bir rastlantı değildir.””

 

Tolstoy

 

“”Eğer bir millet peşinden gittiği kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını da yitirir.””

 

Machiavelli

 

“”Okumayan, düşünmeyen, yazmayan toplumlar içten içe çürürler. Türkiye böylesi bir sürece sokulmuştur. İş bitirmeye, köşe dönmeye koşullandırılmış toplumlar, eninde sonunda bu hovardalığın faturasını öder. Gidiş, o gidiştir.””

 

Uğur Mumcu

Tarih: 24.12.2018 Okunma: 677

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?