Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Satranç bilen ve oynayan öğrenciler, sınavlarda sorular ne kadar zor olursa olsun paniğe kapılmıyorlarmış!
Bunu, birkaç gün önce bir televizyon kanalında, işin uzmanı hoca söyledi.
Hocaya göre, satranç bilen öğrenciler hayata atıldıktan sonra da karşılarına ne tür sorunlar çıkarsa çıksın, bu sorunlar ne kadar ağır olursa olsun, bu sorunlar karşısında da panik yapmıyorlarmış!
Bu, çok ilginç ve üzerinde durulması gereken bir bilgi ve olgu!
Çevremdeki insanların sorunlar karşısındaki davranışları aklıma geldi. Evet, tespit yüzde yüz doğruydu: Satranç bilenler, öğrenciyken sınavlarda, hayatta da sorunlar karşısında dehşete kapılmıyorlardı… Soru veya sorunlar ne kadar ağır olursa olsun, bir çıkış yolu olduğuna, bir çözüm bulunabileceğine inanıyorlardı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi iptal edilince, Ekrem İmamoğlu’nun tutum ve davranışları aklıma bunları getirdi.
İnsan, 20 gün önce “mazbata”sını alan, zorlu bir seçimde rakibini yenen bir kişinin, galibiyetinin iptal edilmesi karşısında “şok” geçireceğini, çöküntüye uğrayacağını sanıyor. Fakat İmamoğlu hiç öyle dehşete kapılmış gibi bir tepki göstermiyor.
Tam tersine…
En başta, “sükûnetini” koruyor.
Sonra, “kollarını sıvayıp” yeniden yola
koyuluyor…
Üzülenlere, morali bozulanlara, paniğe kapılma eğiliminde olanlara yeni bir ruh hali, üstün bir cesaret aşılıyor.
Daha büyük bir mücadele azmi ve kararlılıkla galip gelebilecekleri inancını kitlelere aktarıyor.
İmamoğlu’nun yarım saatlik konuşmasıyla psikolojik üstünlük muhalefete geçiyor.
Yenildiği seçimi, “bir şekilde” iptal ettirmeyi “başaran” AKP’lilerin sevinmesi lâzım, değil mi?
Evet, bakın nasıl, ne kadar sevindikleri verdiğim resimde açık-seçik gözüküyor!
Ekrem İmamoğlu’nun satranç bildiğini, hatta usta bir satranç oyuncusu olduğunu tahmin ediyorum.
Satranç, bir “strateji” oyunudur. Oyun içinde çeşitli “taktik”ler uygulanabilir ama stratejik düşünen oyuncu, rakip taktik(çi)leri silip süpürür.
Bizi okuyanlardan, bilmeyenler varsa satranç öğrenmelerini tavsiye ederim.
Eğer çevrenizde öğrenci yakınlarınız varsa, onların satranç öğrenmesi hayatî önemdedir.
Derler ki, “Timur, bütün komutanlarıyla satranç oynamadan, hepsini satranç tahtası üzerinde yenmeden sefere çıkmazdı”!
Şimdi, aldı beni bir düşünce: Yıldırım Bayezid satranç biliyor muydu acep?