Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

31 Mart seçimleri öncesi dillere pelesenk olan “umut” söylemi…

En çok da yanal kanal ve ağızlardan duyduk.

“Son 10 yıldır, neredeyse, her yıl önümüze sandık geliyordu ve seçim ekonomisi uygulanıyordu. 31 Mart’ta bu dönem sona eriyor, 4,5 yıllık seçimsiz bir dönem başlıyor”du. Böylece, seçim tartışmaları, siyasî gerginlikler sona erecek, hükümet ekonomiye odaklanacak ve istikrarlı uzun bir toparlanma dönemi yaşayacaktık.

Hesap yanlıştı!

31 Mart akşamı tartışmalar bitse bile, kâğıt üzerindeki seçimsiz dönem 4 yıl 3 ay idi.

Kaldı ki 5 hafta “sayım” tartışmaları sürdü… Ve iktidarın itirazlarıyla 23 Haziran’da yapılmak üzere yeni bir seçim kararı alındı.

23 Haziran akşamı tartışmalar bitecek mi?

Keşke bitse. Ama hiç sanmıyoruz!

Düşünün: Sonuç ne olursa olsun, korkarım, daha uzun süre İstanbul seçimleri gündemden düşmeyecek!

Hâl böyle olunca, kendi umut söylemlerini, kendileri berhava ettiler!

Hesap yanlıştı fakat tartışmalar 31 Mart akşamı veya en geç Nisan’ın ilk haftasında bitirilseydi, topluma umut, dünyaya güven verilebilirdi.

Bu yapılabilseydi, artık, sadece ekonomiye odaklanılabilseydi, toplumdaki moral ve dış yatırımcıdaki güvenle, iktidara çok büyük bir “kredi” açılabilirdi. İç ve dış destekle ekonomi hızla toparlanabilirdi.

Hesapta 3 aylık bir hata vardı ama o hiç önemli olmayabilirdi… 4 yıl 3 aylık “seçimsiz” bir dönem ekonomik reformlar, “sıkı” tedbirler, “acıtıcı” ama kaçınılmaz kararlar için muazzam bir fırsat dönemi olabilirdi. Bütün bu “iyileştirmeler” yapılırken, iktidar geniş bir kesimin desteğini arkasında görebilirdi.

Olmadı!

Kendi elleriyle, kendi iradeleriyle bu muhteşem fırsatı kaçırdılar.

Bir kere, belirsizlik 23 Haziran’a kadar sürecek!

O tarihte “buçuk” bitmiş, geriye 4 yıl kalmış oluyor.

Ama daha 2 ay önceki hesabı tutmayan bir memlekette 4 yıllık seçimsiz/istikrarlı bir döneme kim inanır?

Nasıl yatırım yapılır da yeni istihdam imkânları sağlanır?

Döviz istikrarı nasıl sağlanır? Ekonomi nasıl toparlanır?

Son bir buçuk ay içinde, seçimlerden bu yana, Hisse senetleri (BİST-100), 100.000’den 86,000’e, yani %14 değer kaybetti. Türk Lirası ise döviz karşısında en az %10 düştü. Dolar, 5,5 liradan 6 liranın üstüne çıktı.

Bu rakamlar tam tersine hareket edebilirlerdi.

“4,5 yıllık seçimsiz dönem” umut söylemi hayata geçirilebilseydi.

Muazzam bir fırsatı kaçırdınız. Ülkeye kaybettirdiniz.

Yeni hesaplarınızın tutmasına imkân var mı?

x   x   x

Karikatürler, Leman'dan, 08 Mayıs 2019