2019 yılsonuna doğru…

Hüseyin ŞİNASİ - 30.12.2019

 

                             

2019 Aralık ayının son günlerindeyiz. 1 Ocaktan itibaren yeni bir yıla 2020’ye merhaba diyeceğiz. Ülkemizde yılbaşı kutlanırdı, kutlanmazdı gibi tartışmalara girmek istemem. İsteyen kutlasın, istemeyen kutlamasın. Fakat herkes, sene sonunda yaptıkları veya yapamadıkları konusunda bir ölçüp, biçip, tartması ve muhasebesini yapması gerekiyor.

1970’li yıllarda Ankara’da Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulunda okurken, hocalarımız muhasebeyi tanımlarken şu ifadeleri kullanırlardı.

Ekonomik bir faaliyette bulunan kuruluşların, para ile ifade edilen işlemlerini kaydeden, sınıflandıran, özetleyen, sonuçlarını yorumlayan ve analiz eden bir bilim dalıdır.”

Muhasebenin tanımında her ne kadar bir şirket veya kurumdan söz edilmişse de her insanın belli bir dönem sonunda yaptıkları veya yapamadıkları şeyleri değerlendirmesi, iyi yaptıklarını daha ileri götürüp, yapamadıkları veya kötü yaptıklarını da terk etmesi lazım. Böyle bir şeye insan olarak, toplum olarak, dini ve ahlaki olarak çok ihtiyacımız var. Öyle değil mi, dini olarak yaptığımız her şey tartılmakta, sevap ve günah olarak defterimize yazılmakta, ahlaken yaptıklarımız toplum nazarında iyi veya kötü olarak değerlendirilmekte değil midir?

Biraz muhasebeden söz edelim.

Halk arasında muhasebe, şirketlerin borç ve alacaklarının belirlenmesi, kayıt altına alınması olarak bilinir. Büyük veya küçük işletmeler hukuki olarak bir muhasebeci bulundurmak, bazı defterleri tutmak ve belli bir süre bunları saklamak zorundadır. Mesela Vergi Kanunları bakımından ticari belgeleri beş sene süre ile saklamak gerekir. Türk Ticaret Kanunları açısından belgeler on sene süre ile saklanır.

2020’den itibaren e-fatura dönemi başlayacağından işlemler tamamen internet üzerinden yapılacak, kayıtları ilgili kurumun hafızasında saklanmaya başlanacaktır. Devlet kurumları bütün yazışma ve işlemlerini çoktan internet üzerinden e-devlet adı altında yapmaya başlamıştır. Aslında her işlemin internet üzerinden yapılıyor olması çok tehlikeli bir durumdur.

Bilgisayar, internet ve mobil iletişim (cep telefonu) ve sosyal medya platformlarının kullanımı 1990’lı yıllardan itibaren artmaya başlamış ve günümüzde en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Dünyada kullanılan internet altyapısı ve sosyal medya Amerikan şirketlerinin elinde ve her şeyi istedikleri gibi kontrol edebilmektedir. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bütün yazışma ve işlemler elektronik ortamda ve internet üzerinden yapılıyor.

Ulaşım ve haberleşmeniz, internet altyapınız, sosyal medyanız yabancı ülkelerin denetim ve kontrolünde ise ekonomik olarak işgal altında bir ülke ve milletsiniz demektir. Ekonomik bağımsızlığı olmayan ülke ve milletler birer sömürgedir. Ne yazık ki küreselleşmenin sonucu budur. Küreselleşmede ülkelerin sınırları yoktur. Sosyal, kültürel ve ekonomik kararlar küresel güce göre alınır. Tek başına hiçbir şey yapamazınız.  Çünkü tek kutuplu bir dünya devletinin çıkarları söz konusudur. O da Amerika’dır, onun çıkarlardır. Diğer küçük büyük bütün ülkeler, bu çetenin birer oyuncağıdır.  

Bu açıdan ulusal haberleşme, internet altyapısı ve ekonomik yapının öncelikle ele alınması ve millileştirilmesi, çözülmesi gereken önemli bir konudur. Sanayileşmeye, yerli ve milli motora, otomobile bu açıdan yaklaşmak lazım.

2019’da İyi günlerimiz, kötü günlerimiz oldu. Bazen kazandık dedik, sevindik, gözümüz, gönlümüz açıldı. Bazen kazanmayı beklerken kaybetmişiz, üzüldük. Yolumuz hep düz değil, inişli çıkışlı. Bir bakmışsın Torosların kayalık dik yamaçları gibi, duman. Bir bakmışsın Konya Ovası gibi ucu bucağı belli olmayan düzlükler. Bir bakmışsın gökyüzü gibi mavi, bir bakmışın Karadeniz gibi hırçın ve dalgalı.

İşte böyledir hayat.  

Yeni yılın, 2020’nin hep istediğimiz gibi geçmesi dilekleri ile…

 

 

 

Tarih: 30.12.2019 Okunma: 446

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?