Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Güzel şeylerin başında, bu “şey” kelimesi geliyor.
Bu kelimeyi sözlüklerden çıkarın yazılarımız da, konuşmalarımız da kitlenir kalır.
Söz konusu kelimeyi kullanmamak için elimden geleni yaparım, yerine başka kelime koymak mümkün mü, diye 10 kere düşünürüm. Sonunda çaresiz kalır, “şey”i kullanırım.
Hadi bakalım, başlıktaki “şey”i kaldırın yerini doldurabilecek kelimeyi söyleyin.
“Nesne” mi, “varlık” mı, “eşya” mı, “olay” mı, “icat” mı ... ne?
Hepsini düşündüm. Yok, onun boşluğunu dolduramıyor hiçbiri!
Acayip bir kavram... hem hiçbir şey, hem her şey!
Yani, çok güzel bir “şey”.
* * *
Tabii muradım “şey”i övmek değil!
Maksadım; bazı güzelliklerden söz etmek, bayram tadında bir yazıyla Kurban Bayramını idrak etmek.
Güzel şeyler saymakla bitmez. Ben de saymayacağım zaten.
Ama izin veriseniz, şu satırları benim yazabilmemi, sizin okuyabilmenizi sağlayan güzellikleri hatırlatmak isterim.
Birincisi elektrik, ikincisi telefon hattı ve ADSL sistemi, üçüncüsü kişisel bilgisayar aleti, dördüncüsü internet teknolojisi...
Bütün bu sistem ve cihazları icat edenlere, bize ulaştıranlara şükranlarımı arz ediyorum.
Şu kanıksadığımız sistem, aslında 100 yıldan fazla süren çabaların sonunda bugünkü halini aldı. Hizmetimize sunuldu.
Bu sayede, dünyanın her yerindeki insanlarla anında iritibata geçebiliyor, yeni dost ve arkadaşlıklar kurabiliyoruz.
Bunu düşündüğüm zaman, emeği geçenlere minnet hisleriyle doluyorum.
Çok güzel şeyler bunlar!
* * *
Tabii güzellik deyince ilk aklımıza gelen “bayram “ oluyor.
Yarın arefe, öbürgün Müslüman dünyasının iki büyük bayramından Kurban Bayramı!
Bugünlerde, çarşı-pazar, evler-ocaklar cıvıl cıvıl olmalıydı.
Ne yazık ki değil!
Ama olmalı!
Bayramlar, esas olarak çocuklar içindir. Hepimiz vaktiyle çocuk olduğumuza ve içimizde de halen az-çok çocukluk kaldığına göre, çocukları gözeten bir bayram yaşamalıyız.
Eğer bir sıkıntı yaşıyorsak bunda çocukların hiçbir kabahati yoktur. Onların çocukluklarını ve hele bayramı doyasıya, sevinç ve neşe içinde yaşamalarını sağlayalım.
Sadece kendimizin ve yakınlarımızın çocuklarını değil, ulaşabildiğimiz veya bize ulaşan bütün çocukları sevindirelim.
Bayram günlerini, hayatlarında unutamayacakları, her hatırladıklarında içlerini ısıtan anılar haline getirelim.
Çocuklara karşı son derece cömert olalım.
Eğer bu mümkün değilse de üzülmeyelim. Gelecek bayramlarda daha gani gönüllü ve cömert olabilecek güce ulaşmamız için dua edelim.
* * *
Bütün tanıdıklara bayram ziyaretinde bulunmak “en güzel bir şey!”
Bu mümkün değilse çoğunu ziyaret etmek!
O da mümkün değilse, en azından bir “dost”u ziyaret edelim veya en az bir “dost”un bizi ziyaret etmesini teşvik edelim.
İkram edilen çay, kahve ve tatlıları kabul edelim. Kurban Bayramı dolayısıyla kavurma ikram edilirse onu da geri çevirmeyelim.
İkramların kabulü ile ortam daha samimi ve sıcak bir hale gelecek ve daha derin muhabbetlere kapı açılacaktır.
Bayram daha bir “bayram” olacaktır.
* * *
Bayramda, elbette çok boş zaman da buluruz.
Kafamızı dinleriz.
Kafamızı dinlerken...
“Güzel şeyleri” tefekkür etsek!
Kıymetini bilmemiz gereken güzel şeyleri!
Güzel pek çok şeyin kıymetini yeteri kadar takdir ediyor muyuz, acaba, diye düşünsek!
Ve sonra, “güzel şeylerin kıymetini bilmeye” azmetsek.
En nihayet, “güzel şeylerin kıymetini bilsek...”
O güzel şeyler de bize doğru yaklaşır mı, dersiniz?
* * *
Hayırlara ve güzelliklere vesile olması dileklerimle Kurban Bayramınızı gönülden tebrik ederim.
Bayramınız mübarek olsun!
* * *
Üstatlardan
Öğrendim ki
Öğrendim
ki...
İnsanlarin
başına ne geldiği değil,
O
durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki...
Ne
kadar küçük dilimlersen dilimle,
Her
işin iki yüzü var.
Öğrendim
ki...
'Bittim'
dediğin andan itibaren,
Pilinin
bitmesine daha çok var.
Öğrendim
ki...
Düştüğün
anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları,
Kaldırmak
için elini uzatır.
Öğrendim
ki...
Bazen
başkalarını affetmek yetmiyor,
Bazen
insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Ataol Behramoğlu
Önceki Yazılar