Varolanlar dışında, varolmadığını sandığımız ama sandığımız
gibi olmayan, bilakis yokmuşçasına davranmamıza rağmen kuşkusuz varolan
bağlamında bir çözüm niye mümkün olmasın diye niçin düşünmüyoruz? Yani her şey
denendi mi, kalmadı mı denenmedik bir şey? Denenenler çözüm olmadı ama ya
çözümse denenmemişler? Denenmişler alışkanlıklarımızdır maalesef, cehennemin
kızgın ateşinde yaksa da bizi vazgeçemiyoruz ve her devirde yine çözümü onlarda
arıyoruz ama denenmemiş olandan hep korkutulmuşuz, cenneti de sunsa istemeyiz. Aynı
yöntemle, varolan sorunu yok edemiyorsak o yöntemi terk etmek icap etmez mi?
Birbirinden farkı olmayan araçların, sanki birbirilerinden farklılarmış gibi
davranıp, bir gün biriyle, başka bir gün diğeriyle aynı yolda gitmeye çalışmak
ama bir türlü yolun sonuna varamamak velakin yine de aynı araçlarla gitmekte
inat etmek nasıl bir duygudur? Hep yenilen askerlerle düşmana karşı savaşmak ve
kaybetmek ama bir gün bile askerleri ya eğitmeyi yahut yenilemeyi düşünmemek
nasıl bir zekânın tezahürüdür? Biz burada kaybediyoruz. Bir girdap içerisinde
sanki naçar kalmışız gibi hareket ediyoruz. Sanki o girdaba mahkûmmuşuz gibi
düşünüyoruz. Ve böylesi bir telakki varolanlara mahkûmiyeti intaç ediyor. Onlarda
bunu biliyorlar ve denenmemişleri sürekli gözlerden ırak tutuyorlar yahutta
lanetliyorlar. Bir fasit daire içinde dönüp duruyoruz. Çünkü varolan ama
varolmadığını sandığımızdan korkuyoruz. Alışkanlıklarımızın tutsağı olmuşuz ve
alışkanlıklarımız, bizleri, cehennemin alevli ateşinde cayır cayır yakıyor.
Varolanlar da, hariçten kendi enselerinden tutmuş olan elin ağırlığını bitevi
hissettikleri için kendi kabuklarını kırıp dışarıya çıkmayı beceremiyorlar ve
bir fasit daire içinde kıvranıp duruyorlar velakin kurtuluşta, bu fasit daireyi
yarabilmeye ve varolmadığını sandığımız varolanlar da çözüm olabilir mi deyip
orayı da görmeye merbuttur. Korkarak hayat yaşanmaz. Korkutulmaya gelmekte,
alıklık, bönlük, sekterlik, dar kafalılıktır. Körlük tanımadan düşman olmayı,
tanımadan düşman olmakta körleşmeyi tevlit eder, körlük ise köleleşmeyi
getirir. Onurlu yaşamaya layık olan onurlu, onursuz yaşamaya layık olan onursuz
yaşar. Gerisi laf-ı güzaftır.
ALIŞKANLIKLARIMIZ CEHENNEMİMİZDİR...
Özgür DENİZ - 07.07.2020
Tarih: 07.07.2020
Okunma: 460
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.