ALIŞKANLIKLARIMIZ CEHENNEMİMİZDİR...

Özgür DENİZ - 07.07.2020

Varolanlar dışında, varolmadığını sandığımız ama sandığımız gibi olmayan, bilakis yokmuşçasına davranmamıza rağmen kuşkusuz varolan bağlamında bir çözüm niye mümkün olmasın diye niçin düşünmüyoruz? Yani her şey denendi mi, kalmadı mı denenmedik bir şey? Denenenler çözüm olmadı ama ya çözümse denenmemişler? Denenmişler alışkanlıklarımızdır maalesef, cehennemin kızgın ateşinde yaksa da bizi vazgeçemiyoruz ve her devirde yine çözümü onlarda arıyoruz ama denenmemiş olandan hep korkutulmuşuz, cenneti de sunsa istemeyiz. Aynı yöntemle, varolan sorunu yok edemiyorsak o yöntemi terk etmek icap etmez mi? Birbirinden farkı olmayan araçların, sanki birbirilerinden farklılarmış gibi davranıp, bir gün biriyle, başka bir gün diğeriyle aynı yolda gitmeye çalışmak ama bir türlü yolun sonuna varamamak velakin yine de aynı araçlarla gitmekte inat etmek nasıl bir duygudur? Hep yenilen askerlerle düşmana karşı savaşmak ve kaybetmek ama bir gün bile askerleri ya eğitmeyi yahut yenilemeyi düşünmemek nasıl bir zekânın tezahürüdür? Biz burada kaybediyoruz. Bir girdap içerisinde sanki naçar kalmışız gibi hareket ediyoruz. Sanki o girdaba mahkûmmuşuz gibi düşünüyoruz. Ve böylesi bir telakki varolanlara mahkûmiyeti intaç ediyor. Onlarda bunu biliyorlar ve denenmemişleri sürekli gözlerden ırak tutuyorlar yahutta lanetliyorlar. Bir fasit daire içinde dönüp duruyoruz. Çünkü varolan ama varolmadığını sandığımızdan korkuyoruz. Alışkanlıklarımızın tutsağı olmuşuz ve alışkanlıklarımız, bizleri, cehennemin alevli ateşinde cayır cayır yakıyor. Varolanlar da, hariçten kendi enselerinden tutmuş olan elin ağırlığını bitevi hissettikleri için kendi kabuklarını kırıp dışarıya çıkmayı beceremiyorlar ve bir fasit daire içinde kıvranıp duruyorlar velakin kurtuluşta, bu fasit daireyi yarabilmeye ve varolmadığını sandığımız varolanlar da çözüm olabilir mi deyip orayı da görmeye merbuttur. Korkarak hayat yaşanmaz. Korkutulmaya gelmekte, alıklık, bönlük, sekterlik, dar kafalılıktır. Körlük tanımadan düşman olmayı, tanımadan düşman olmakta körleşmeyi tevlit eder, körlük ise köleleşmeyi getirir. Onurlu yaşamaya layık olan onurlu, onursuz yaşamaya layık olan onursuz yaşar. Gerisi laf-ı güzaftır.

Tarih: 07.07.2020 Okunma: 460

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?