ZİNCİRLERİ KIRMAK...

Özgür DENİZ - 26.07.2020

Haddizatında, bağımlı olduğun, bir yerde handiyse kulu, kölesi olduğun şeylerden, bu şeyler her ne şey olursa olsun farketmez, kurtulup yeniden insanlığına kavuştuğun hal için kullanılan bir deyimdir genellikle. Hülasa; zincirlerini kırmadıkça ve kurtulmadıkça zincirlerinden, insan olarak mevcudiyetin mevzubahis olamaz. Bazen sevgi bile bir zincir olabilir, yani münhasıran madde, kişi, fikir, din, milliyet, cemaat yahut bir mekanizma bağlamında bakmamak iktiza eder. Asıl bağlamından koparılarak yeniden tanımlanan her şey bir zincir olmaktadır ve o tanımlamaya göre konumlanan her insan kendi kendini zincire vurmuş demektir. Yani şeyleri birer zincire dönüştüren, sonra da onlarla kendi kendisini bağlayan ve nihayetinde bir köleye dönüşen insanın bizatihi kendisidir. Bahusus hürriyet bahsinde kullanılır bu deyim. Çünkü zincirlere vurulan insan, hürriyetini kaybetmiştir, zincirlerini kıran insan da hürriyetine kavuşmuş olacaktır. Hürriyetin olmadığı yerde de insanın olmadığı, olamayacağı hepimizin malûmudur. İnsan, dünyada zincirlere vurulmuş bir varlıktır. Bu yüzden dünyada insan diye bir varlığın mevcudiyetinden söz etmek kabil değildir. Mutlak hür doğmuştur ama zincirlere vurulmuştur ve bazen de kendi kendisini zincire vurmuştur. Kazandığı tek şey zincirleridir, kaybedeceği bir şey varsa, o da zincirlerinden başka bir şey olmayacaktır. Ama mesele; kaybetmeyi göze alıp alamayacağıdır. Alabilmesi kabil midir? Zevahire göre böyle bir şey muhaldir. Çünkü zincirleri derisi gibi olmuştur. Zincirle yaşamaya alışmıştır. Bırakın onu kaybetmekle insan olmayı, onu kazanarak insan olacağını düşünmektedir. Elbette bu durum kahir ekseriyet için geçerlidir münhasıran. Yoksa zincire vuranlar için değil. Filhakika, bir yerde zincirlerimizi de kendi ellerimizle satın alıyoruz. Yani kendi kendimizi zincire vuruyoruz, hariçten vuranlardan ayrı olarak. Mesela; bu dünyada kazandığımız, uğruna ömrümüzü ipoteklediğimiz ne varsa hepsi birer zincirdir bizim için. Zira onları kazandıktan sonra kaybetmemek için vazgeçmediğimiz, vazgeçemeyeceğimiz hiçbir şeyimiz kalmıyor. Böyle olunca da satın aldıklarımıza kendimizi satıyoruz yani asıl satın alınan bizler oluyoruz. Tüm yüklerinizden, fazlalıklarınızdan kurtulmayı, zincirlerinizi kırmayı, hiçbir şeye sahip olmamayı düşündünüz mü hiç? Düşünebilir misiniz? Bir kez düşünsenize. Dünyanızın nasılda bir anda genişlediğini duyumsayacaksınız, kendinizi hürriyet denizinin içine bırakıvermişsiniz gibi hissedeceksiniz. Kulluktan, kölelikten, beşerlikten azad olup yeniden insan olmuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Zor mu? Bilakis en kolay olan. Ama yürek ister, cesaret ister. Kaybedeceğiniz bir şey olmadan yaşamak mı yoksa kaybedeceğiniz çok şeyin olduğunu bilerek yaşamak mı? Neyiniz vardı ama siz insandınız, neyiniz yok kimsiniz?

 

"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz." Mustafa Kemal ATATÜRK

Tarih: 26.07.2020 Okunma: 504

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?