Haddizatında, bağımlı olduğun, bir yerde handiyse kulu,
kölesi olduğun şeylerden, bu şeyler her ne şey olursa olsun farketmez, kurtulup
yeniden insanlığına kavuştuğun hal için kullanılan bir deyimdir genellikle.
Hülasa; zincirlerini kırmadıkça ve kurtulmadıkça zincirlerinden, insan olarak
mevcudiyetin mevzubahis olamaz. Bazen sevgi bile bir zincir olabilir, yani
münhasıran madde, kişi, fikir, din, milliyet, cemaat yahut bir mekanizma
bağlamında bakmamak iktiza eder. Asıl bağlamından koparılarak yeniden tanımlanan
her şey bir zincir olmaktadır ve o tanımlamaya göre konumlanan her insan kendi
kendini zincire vurmuş demektir. Yani şeyleri birer zincire dönüştüren, sonra
da onlarla kendi kendisini bağlayan ve nihayetinde bir köleye dönüşen insanın
bizatihi kendisidir. Bahusus hürriyet bahsinde kullanılır bu deyim. Çünkü
zincirlere vurulan insan, hürriyetini kaybetmiştir, zincirlerini kıran insan da
hürriyetine kavuşmuş olacaktır. Hürriyetin olmadığı yerde de insanın olmadığı,
olamayacağı hepimizin malûmudur. İnsan, dünyada zincirlere vurulmuş bir
varlıktır. Bu yüzden dünyada insan diye bir varlığın mevcudiyetinden söz etmek
kabil değildir. Mutlak hür doğmuştur ama zincirlere vurulmuştur ve bazen de
kendi kendisini zincire vurmuştur. Kazandığı tek şey zincirleridir, kaybedeceği
bir şey varsa, o da zincirlerinden başka bir şey olmayacaktır. Ama mesele;
kaybetmeyi göze alıp alamayacağıdır. Alabilmesi kabil midir? Zevahire göre
böyle bir şey muhaldir. Çünkü zincirleri derisi gibi olmuştur. Zincirle
yaşamaya alışmıştır. Bırakın onu kaybetmekle insan olmayı, onu kazanarak insan
olacağını düşünmektedir. Elbette bu durum kahir ekseriyet için geçerlidir
münhasıran. Yoksa zincire vuranlar için değil. Filhakika, bir yerde
zincirlerimizi de kendi ellerimizle satın alıyoruz. Yani kendi kendimizi
zincire vuruyoruz, hariçten vuranlardan ayrı olarak. Mesela; bu dünyada
kazandığımız, uğruna ömrümüzü ipoteklediğimiz ne varsa hepsi birer zincirdir
bizim için. Zira onları kazandıktan sonra kaybetmemek için vazgeçmediğimiz,
vazgeçemeyeceğimiz hiçbir şeyimiz kalmıyor. Böyle olunca da satın aldıklarımıza
kendimizi satıyoruz yani asıl satın alınan bizler oluyoruz. Tüm yüklerinizden,
fazlalıklarınızdan kurtulmayı, zincirlerinizi kırmayı, hiçbir şeye sahip
olmamayı düşündünüz mü hiç? Düşünebilir misiniz? Bir kez düşünsenize.
Dünyanızın nasılda bir anda genişlediğini duyumsayacaksınız, kendinizi hürriyet
denizinin içine bırakıvermişsiniz gibi hissedeceksiniz. Kulluktan, kölelikten,
beşerlikten azad olup yeniden insan olmuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Zor mu?
Bilakis en kolay olan. Ama yürek ister, cesaret ister. Kaybedeceğiniz bir şey
olmadan yaşamak mı yoksa kaybedeceğiniz çok şeyin olduğunu bilerek yaşamak mı?
Neyiniz vardı ama siz insandınız, neyiniz yok kimsiniz?
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan
sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni
nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak
sizsiniz." Mustafa
Kemal ATATÜRK