6. Sosyal ve Vatandaşlık Yetkinliği: Programda ’Bireylerin farklılaşan toplum ve çalışma hayatına etkili ve yapıcı biçiminde katılmalarına imkân tanıyacak gerektiğinde çatışmaları çözecek özelliklerle, toplumsal ve siyasal kavram ve yapılara ilişkin bilgiye, demokratik ve aktif katılım kararlığına dayalı olarak medeni hayata tam olarak katılmaları için donatan, tüm davranış biçimlerini kapsar diyor. Peki, bu yetkinlik için uygun olan;
İnsan Hakları ve Demokrasi dersi sadece ilkokullarda 4. Sınıfta 2 saat var. Ortaokullarda yok.
İmam Hatip Ortaokullarında İnsan Hakları ve Demokrasi dersi yok. Bu onlar için haksızlık değil midir?
Onlar için insan hakları ve demokrasi önemli değil midir?
İnsan hakları, hukuk ve adaletin toplumsal barışın hamuru nasıl yoğurulacak. Öğrenci demokrasi ve özgürlüğü nasıl öğrenecek?
Bu program, insan
hakları ve demokrasiyi savunan bir yönetim anlayışının ve öğretim programının
ana felsefesine uygun düşmemektedir.
Rehberlik sadece 8. Sınıflarda var.
İlkokulların rehberliğe ihtiyaçları olmuyor mu?
Seçmeli derslerde de durum şöyle:
Okuma becerileri seçmeli dersleri ilkokulda yok.
Ortaokullarda ise 5. ve 6 sınıfta
var.
İnkılap tarihi ve Atatürkçülük sadece 8. sınıflarda 2 saat.
İlkokullarda yok.
Bilişim Teknolojileri
ve Yazılım dersi, ortaokullarda
5. ve 6. Sınıflarda 2 saat. 7. ve 8.sınıflarda seçmeli olarak 2 saat var.
İmam Hatip Ortaokullarında seçmeli ders olarak Bilişim Teknolojileri ve yazılım dersi sadece 1 saat var.
Bu onlar için haksızlık değil midir?
Beden Eğitimi ve Spor ilkokullarda yok.
Ortaokullarda 5.6.7.8 sınıflarında 2 saat.
İmam Hatip Ortaokullarında 5.sınıflarda 2 saat 6.7.8.sınıflarda 1 saat.
İmam Hatip Ortaokullarında okuyan çocukların Beden Eğitimi dersleri aynı yaşdaş arkadaşlarına göre neden 1 saat!
Bu onlar için haksızlık değil midir?
İletişim
ve sunum becerileri dersi, normal ortaokullarda 7. ve 8. Sınıfta 2 saat,
İmam Hatip
Ortaokullarında sadece,
seçmeli ders olarak 8. Sınıflarda 1 saat.
Bu da bir haksızlık değil midir?
Eğer;
İmam Hatip Ortaokullarında meslek dersleri ağırlıktaysa, o zaman bu çocuklar
özellikle ‘‘kız
öğrenciler’’ neden kendi
mesleki alan derslerinden meslek sahibi olamıyorlar?
İmam Hatiplerde, yıllarca katsayı
eşitsizliğinden yakınan ve onların mağduriyetinden yararlananlar, İmam Hatiplere
uygulanan bu haksızlığı, katsayı eşitsizliğinden daha mı adaletli buluyorlar?
Bu ders saatleri karşısında nasıl iletişimci olabilecekler?
Nasıl bilimsel bakış açısı kazanacaklar?
Nasıl sanatçı! Nasıl sporcu nasıl! Matematikçi olacaklar!
Nasıl teknoloji ile uğraşacaklar!
Eğer mesleki alanda yetişeceklerse, onlara (kız öğrencilere) müftü ve imam olma hakları da verilmelidir.
Eğitim sistemimizde ki bu zafiyetlerle, ne yazık ki dünya ülkelerindeki
gelişmiş başarılı eğitim sistemleriyle yarışabilmesi mümkün değildir.
İlk
öğretmenlik yaptığım okul bir İmam Hatip Lisesiydi. Öğretmenliğimin en güzel
yıllarını o okulda geçirdim. Öğrencilerim ve meslek dersi arkadaşlarım henüz
gencecik bir öğretmenken, bana ve benim gibi arkadaşlarıma çok rehberlik
ettiler. Güzel dostluklarımız oldu. Çok güzel öğrencilerim oldu. Hemen
hemen hepsi de üniversite sınavlarında çok güzel istedikleri okullara kamu yönetim
bölümlerine yerleştiler. Hepimiz çok fedakârdık. 32 saat fahri derslere seve
seve girdik. O dönemde İmam Hatip Lisesi, şehrin sanki en saygın üniversitesi gibiydi. Vatandaşın gözünde
değeri yüksekti. Çok ders araç gereci yoktu, ama öğrenciler ilgiye, bilgiye ve kültüre
o kadar açtılar ki bunun hiç önemi olmadı. Bu yüzden benim gibi, birkaç
öğretmen öğle molasında bile eve gitmiyorduk. Çocuklarla vakit geçirip okulun,
idarenin, ihtiyaç duyduğu hizmetlere de yardım ediyorduk. O zaman ki ders
programları meslek dersleri ağırlıklıydı. Ama buna rağmen ilgisi ve yeteneği
olan öğrencilerde üniversitelere girebiliyordu.
İmam Hatip okullarını ne kadar teknolojik donanımlarla donatırsanız donatın, şimdi bu ders programlarıyla, ne tam bir din âlimi, ne tam bir bilim insanı yetiştirebiliyoruz. Onun için, İmam Hatip okulları aileler ve çocuklarımız tarafından tercih edilmiyor. Bu kadar donanımlı okullarda yeterli başarı grafiği yakalanamıyorsa; verdiğiniz eğitimin, öğretim programlarının, mesleki okulun adına amacına ruhuna ve imajına da uygun olması gerekmez mi? İyi bir bir din âlimi yetiştirmek, gerçekten samimi istek ve arzuyla olursa, eğitim de amacına ulaşır. Nicelikten çok nitelik önemliyse, İmam Hatipler ’in neden niteliklerini artırıp sayılarını azaltmıyoruz? O zaman toplumun her kesimi, İmam Hatiplere sevgi, saygı ve istek duyar. Bunu istemiyor muyuz? Eğitimin amacı; toplumu refah düzeyine çıkarıp, her seviyede yükseltmek, milli ve manevi değerlerimizle bütünleşip ülkemizi muassır ülkeler seviyesine çıkarmak değil midir?
Şimdi yukarıdaki
öğretim programının hazırlanma perspektifine ve MEB ‘in Fen dersleri kazanım ve
amaçlarıyla ne derece paralel ve uyumludur sorusunu bir kez daha düşünelim?