YAĞMUR DUASI ve METEOROLOJİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 19.12.2020

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür

Devletin çok köklü ve saygın bir kurumu var: Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM)…

İşi: Hava ve iklim olaylarını incelemek, elde ettiği sonuçları kamuoyuna duyurmak. Nitekim her gün hatta saat saat duyuruyor. En önemli işlevi bu: Günlük, haftalık, aylık, mevsimlik hava tahmini…

MGM’nin internet sitesinde 5 günlük, haritalı hava tahminini görebiliyorsunuz. Haritaların altına, “ilk üç günlük tahmin tutarlılığı %80-90, 4. Ve 5. Günler için %65-80” notu düşülmüş. Ki bu tahminler yüzde yüze yakın gerçekleşiyor.

Aylık ve mevsimlik tahminler de yine yüzde yüze yakın tutuyor. Çünkü adı tahmin olsa da bilimsel bir çalışmayla o sonuçlara ulaşılıyor. MGM, dünyaca kabul edilen son teknik ve yöntemleri kullandığını şu notla duyuruyor: “Aylık tahminler Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu ve çoğu AB üyesi 34 ülke tarafından desteklenen Avrupa Orta Vadeli Hava Tahmin Merkezi (ECMWF) temel alınarak hazırlanmaktadır.”

Hava tahmini konusunda o kadar ilerleme sağlandı ki havanın nasıl olacağı her an cebimizde, yanımızda. Akıllı telefonların “hava durumu” simgesine bastığımızda, 10 günlük hava durumu, saat saat avucumuzun içinde.

Devletin bir kurumu olan MGM, bilimsel olarak bu bilgileri sağlarken, devletin başka bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) “yağmur duası”’na çıkıyor. Dua, bir Cuma namazı sonrası, bütün camilerde yapılıyor.

DUA İLE BİLİMSEL OLARAK SUNULAN VERİLER DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?

İlk bakışta imkânsız gibi gözüküyor fakat belki değiştirilebilir. Bunun bazı şartları var… Bu şartlar sağlanabilirse değiştirmek mümkün olabilir.

Nedir bu şartlar?

DİB’in ilmihalinin 227’nci sayfasındaki Yağmur Duası başlığının altını okuyalım: “Duadan önce fakirlere sadaka vermek, herkesin günahlarından tövbe ve istiğfar etmesi, haksız yere alınan şeyler varsa sahiplerine verilerek helalleşilmesi gerekir”.

Bunlar yapıldı mı?

Fakire sadaka vermek: Burada, herhalde 3-5 kuruş vermekten söz edilmiyor. Fakirin bütün ihtiyaçlarının giderilmesinden, bilhassa, yağmurdan mağdur olabilecekse, misal, çatısı akıyorsa, tamir edilmesinden; ayakkabısı yoksa, ayakkabı sağlanmasından bahsediyor olsa gerek!

Herkes günahlarından, bir daha o günahı işlememek üzere tövbe etti mi? Misal artık kimse rüşvet almayacak, herkes ölçü ve tartıyı düzgün tutacak mı?

Hele son cümlecik!

Haksız yere alınan şeyler varsa sahiplerine verilerek helalleşilmesi!

Bunun yerine getirilmesi bir yana, bu konu üzerinde bir an, bir lahza düşünüldü mü acaba?

Şu küçücük son cümlecik, bize bir düzenden, bir “nizam”dan bahsediyor: Hakların tamamen yerine getirildiği bir hakkaniyet ve adalet toplumundan!

Herkes hakkını alacak ve hakkına razı olacak, kimsenin hakkı yenmeyecek… Torpil, kayırma olmayacak! Bazıları asgari ücrete bile ulaşamazken bazıları 3-5 yerden ballı maaşlar almayacak!

Yağmur duasından önce bunlar sağlandı mı? Bunun birkaç gün içinde sağlanması mümkün mü?

Bu düzen, bu nizam yıllar içinde kurulmalıydı.

Böyle bir adalet toplumunda zaten yağmur duasına gerek kalmazdı.

Öyle bir toplum, “rahmet bulutlarını” zaten mıknatıs gibi çekerdi.

Öyle bir tolumda israf, savurganlık olmaz, Allah, nimetlerini yağdırırdı.

Gelin, DİB’in ilmihalindeki o üç tavsiyeyi yerine getirelim… Diyanet, yağmur duasından önce bunların sağlanması için harekete geçsin. Bunlar sağlansın… Yağmur… Rahmet… Nimet kendiliğinden gelir… Sağanak sağanak yağar!

Tarih: 19.12.2020 Okunma: 741

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Nevzat Dağlı

19.12.2020 - 08:25

Allah''la aldatanlar her zaman kandırılacak insan buluyor.

İ. Hakkı Cengiz

19.12.2020 - 10:48

Tabii Nevzat Bey, doğru fakat ben biraz daha farklı şeylerden bahsetmiştim.

Özgür Deniz

19.12.2020 - 19:06

Siz gerçek dinden ve dindardan bahsetmişsiniz saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Zaten anlattığınız din ve dindar olsaydı bu ülke böyle olmazdı Allah’ın izniyle. Bu din bu ülkede kimin işine gelir? Böyle dindar nerede? Zaten o dinden kaçmıyor muyuz son sürat? O dini ortaya koyanı çarmıha germiyor muyuz? Anlattığınız din emrolunduğu gibi dosdoğru olanların dini. Biz dini yaşadığımız için değil bir dinimiz var diye övünürüz. Din kitapta dursun, biz dilediğimizce yaşayalım ama bir dua edelim her şey istediğimiz gibi olsun isteriz. Derin saygılar saygıdeğer paşam.

İ. Hakkı Cengiz

19.12.2020 - 19:57

Öyle, can kardeşim Özgür. Özetin özünü birkaç cümlede dile getirmişsin. Çok teşekkür ederim. Selâmlar...