CİNSİYET
EŞİTLİĞİ Mİ? CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ Mİ?
Eşeyli üreyen canlılarda iki cinsiyet vardır. Yani erkek ve dişi üreme hücresi bulunduran canlılar eşeyli olarak ürerler. Cinsiyet neden önemlidir?
Doğadaki tüm canlılar ve eşeyli üreyen
canlıların ana hedefi üremek, çoğalmaktır. Tüm hücreler bölünerek çoğalır,
büyür ve gelişirler. Sadece cinsiyet hücreleri (eşey hücreleri) taşıyan
hücrelerin üremenin dışında, doğada başka bir görevi daha vardır. Canlıların çeşitliliğini
de sağlarlar. Yani doğadaki canlı çeşitliliğinin korunmasında ve doğanın dengesinin
kurulmasında güvence olurlar.
Ekosistemlerin çeşitliliği ve dayanıklılığı da aslında
mayoz bölünmenin bir mucizesidir. Aynı anne ve babadan olan çocukların
birbirine benzememesi bundandır. Bitki ve hayvanların çeşitliliği bundandır.
Hücre bölünmesi mitoz ve mayoz bölünme ile olur. Bu
çeşitlenme ve eşey hücrelerinin oluşması, mayoz bölünmenin profaz
I evresinde kromozomların parça değiştirmesi olan krossing over olayıyla gerçekleşir. Genetik
rekombinasyon meydana gelir, yani farklı kromozomlarda bulunan genlerin
alelleri (saç rengi, göz rengi. Uzunluk kısalık gibi genetik karakter
özellikleri.) birbiriyle yer değiştirir.
(Krossing over: Genetik materyalin genellikle DNA, fakat RNA da
olabilir bir zincirinin kırılması ve sonrasında farklı bir DNA molekülüne
katılmasıyla oluşan süreçtir. )
Mayoz bölünme sonunda
oluşan hücrelerin çeşitliliği ise, %50 olarak erkek ve %50 dişi olur. Fiziksel
ve genetik çeşitlilik ise doğanın dengelerinin kurulmasında rol oynar. Şimdi
gelelim insanlarda cinsiyetin kazandırdığı yapısal özellik ve görevlere;
Doğa gerek erkek, gerek dişiyi oluştururken,
hiçbir ayrım yapmadan %50 ile eşitlik uyguluyor. Biz Allah’tan, doğadan daha
büyük değiliz. Yalnız doğa, canlıların yaşamları boyunca bu cinsiyetlere
kazandırdığı yapısal farklılıkları da vermiştir. Örneğin doğurma ve üretim
işini dişinin yapısını ona göre tasarlamıştır. İlkokulda La Fontaine masallarından
çok önemsediğim bir hikâye vardır.
Tilkinin iyiliği tutmuş bir gün!
Leyleği yemeğe buyur etmiş
– Ama demiş tilki, bizde misafir
Umduğunu değil bulduğunu yer.
Bir çorba çıkarmış topu topu
O da sulu mu sulu
Hem nerden getirse beğenirsiniz? Tabakta.
Leylek gagasıyla uğraşa dursun
Tilki bitirmiş hepsini bir solukta.
Leylek kızmış, ama çekmiş sineye.
Bir zaman sonra
O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe.
– Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem?
Tam saatinde gelmiş.
Leyleğe türlü diller dökmüş.
Şu güzel bu güzel,
Hele yemeğin kokusu
Gel iştahım gel!
– Kuşbaşı galiba, demiş
Bayılırmış etin böylesine
Derken yemek sofraya gelmiş,
Gelmiş ama nasıl?
Kokusunu al, eti arada bul!
Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde
Tam leyleğin gagasına göre
Tilki burnunu burgu etse nafile.
Kısmış kuyruğunu evine dönmüş.
Aç kaldığına mı yansın
Bir kuşa rezil olduğuna mı?
Her canlının yapısı ve özellikleri kodlarında belirlidir.
Yazılımında ne varsa ona uygun tasarımı olur. Kadının doğasında üretim vardır.
Çocuk doğurur ve yavrusunu beslemek için donanımı vardır. Bu bir cinsiyet özelliği
ve farklılığıdır. Ama kadının da erkeğin de ortak temel noktası insan olmaktır.
Kadın ve
erkeğin bu temel noktada, her cinsin kendi inisiyatifine göre ve tamamen kendi özgür
iradesine ile seçtiği, evsafına uygun yaşama, yaşatma hakkı da vardır. Eğer
erkeğin dişiye tahakkümü olursa bu doğanın da insanın da dengelerini bozan çok
haksız ve sürdürülebilmesinin mümkün olmadığı bir yaşam sistemlerini oluşturur.
Bu durum gün gelir başka şeylere evrilir. O zaman o canlı artık insan da
değildir.
Doğa da hiçbir
erkek dişisini öldürmez. Çünkü dişi yaşamın devamlılığı için ana etkendir. Erkekte
XY, dişi XX ile tanımlanan durum Y kromozomunun
yok olup olmayacağına ilişkin soru, bilim dünyasını "yok oluyorcular" ve "devam ediyorcular" olarak ikiye ayırmış
durumda
Teknoloji geliştikçe cinsiyetlerin de tek cinsiyete indirgeneceğini,
düşünmek ve görmek için kâhin olmaya gerek yok sanırım. Bu tek cinsiyette kalma
gerçeği, erkeği de dişiyi de oluşturan yumurta hücresinin gücüdür. Bu da sadece
dişilerde var. Bilim insanları, erkek cinsiyetini oluşturan Y kromozomu
gittikçe azalıyor ve değişime uğruyor görüşleri tartışılıyor.
Bunun yanı sıra, Y kromozomu, bir
embriyonun erkek (XY) mi yoksa dişi mi (XX) olacağını belirleyen SRY isimli "ana şalter" genini de bulundurmasına
rağmen, çok az sayıda başka genler de içerir ve yaşam için gerekli olmayan tek
kromozomdur. Örneğin kadınlar, bu kromozoma sahip olmadan yaşamlarını gayet
de sürdürebiliyor. https://bilimfili.com/y-kromozomu-yok-oluyor-peki-erkeklere-ne-olacak.
Kadını 2. Sınıf
insan ve mal gibi gören anlayışın; ne dinimizde, ne de insan hakları
sözleşmelerinde yeri de yoktur, yurdu da.
O zaman cinsiyet eşitliğinin anlamını yeniden yorumlarsak;
Her insan eşit doğar, ama eşitsizliği yaratan faktörlerin etkisiyle (eğitim, zenginlik,
kalıtım, statü gibi) eşitlik bozulsa da, bu faktörlerin etkisinin panzehiri de
( eğitim, çalışmak, insan haklarının bilincinde olmak, kadın ve erkeklerin
yetişme tarzları, devletin hem erkek hem de kadınlara anayasada belirtilen,
eşit hak, hukuk desteklerini, vermesi kanunları uygulaması ve sahip çıkması
gerekiyor.
Cinsiyet eşitliği bir doğa hakkıdır. Cinsiyet eşitsizliği
ise insan haklarının doğru savunulup uygulanmasıyla ve korunulmasıyla
ilgilidir. Bu insan hakları her iki cinsiyet için de gerekli ve elzemdir.
Ancak; Her iki cinsiyetin doğadan gelen yapısal
özellikleriyle uyumlu davranış ve görevlerde olmaması da ayrı bir sorun teşkil
edebilir. Bunun sonucunda erkekleşmiş kadınlar, kadınlaşmış erkekler toplumda
cinsiyet eşitliği kaosunda anlaşılmaz olurlar.
Bu yüzden; Cinsiyet eşitliğini ben, ‘İnsan Hakları’ konusunda
çok önemli bir gösterge olarak görüyorum.
30.01.2021
Lütfiye Kader
Emk.Uzm. Fenn Bilimleri
Öğretmeni