İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...50...

Özgür DENİZ - 31.01.2021

Biz insançocukları, maddi ya da manevi bir güç elimize geçince her şeyi kendimizin bildiğini, en iyi kendimizin düşündüğünü ve her şeyi belirleme yetkisinin bizde olması iktiza ettiğini düşünüyoruz. Misal; elimize her şeyi kontrol ettirecek bir güç geçtiği vakit, herkese ait olan şeyler üzerinde dilediğimizce tasarrufta bulunma yetkisini elde ettiğimizi sanıp, herkese ait olan şeyleri istediğimiz gibi istimal etmeye cüret edebiliyoruz hayâsızca. Sair insanlara karşı sevgiyi, saygıyı, muhabbeti kaybediyoruz ama diğer yandan da herkes bizim önümüzde eğilsin, bizi sevsin, bize saygı duysun, bizi dinlesin, bize muhabbet beslesin istiyoruz. Biz istediğimiz gibi davranıyoruz, karşımızdaki de yine bizim istediğimiz gibi bize davransın istiyoruz. Oysa bilmiyoruz ki, istediği gibi konuşan hiç istemediklerini işitir. Bu gerek ekonomik güç sahipleri için, gerek politik güç sahipleri için, gerek ilmi güce sahip olanlar için, gerekse de mesleğinden dolayı muayyen bir konumda olup belli bir gelire malik olanlar için geçerli bir durumdur maalesef. Başka akıllara ihtiyacımızın olmadığını varsayıyoruz. Böyle olunca her şeyi kendimizin daha iyi bildiğimizi sanıyoruz. Oysa bilmek ayrıdır, muayyen şeylerden tevlit etmiş bulunan güç ayrıdır. İkisini çok iyi tefrik etmek zorundayız, çünkü arada ince bir çizgi vardır. Mesela; bir politikacı iyi bir politika yapabilir ama en iyi o bilemeyebilir. Keza, bir doktor ekonomik olarak güçlü ve saygın bir konumda bulunabilir ama masivaya ya da maveraya dair bilgiye en iyi düzeyde o malik olacak diye bir kaide yoktur. Hakeza; birisi büyük bir ekonomik güce malik olabilir ama her konuyu en iyi onun bilmesi diye bir şey sözkonusu olamaz. Ve hakeza, bir kişi din sahasında muayyen bir konum elde etmiş ve bunu da zımni güce tedvir eylemiş olabilir ama her şeyi en iyi o bilecek diye bir şey yoktur. Binaenaleyh hepimiz haddimizi, hududumuzu ve yerimizi bilmemiz icap eder. Çünkü böylesi bir şey işbirliğini teşvik eder, kibri yok eder ve başarıyı tevlit eder nihayetinde. Bu da herkes için kazanç olur. Çünkü bir güce malik olmak ayrı bir şeydir, bilmek ise çok ayrı bir şeydir. Bilgi gücü de tevlit edebilir ama güç bilgiyi asla tevlit etmez, edemez. Eğer dengeyi ve ölçüyü kaçırmazsak, sevgimizde, saygımızda, muhabbetimizde, birbirimizi duymamızda mütekabil olur ve münasip olan budur. Aksi bir durumu tensip etmek aklen ve kalben kabil değildir. Herkes haddini ve hududunu bilmek zorundadır ve karşısındakinin kendisine nasıl davranmasını istiyorsa, kendisi de karşısındakine öyle davranmak zorundadır. Bana köpek gibi davranırsan sana insan gibi davranacak değilim, asıl senin köpek olduğunu hissettirecek gibi davranırım.

Tarih: 31.01.2021 Okunma: 386

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?