TATSIZ BİR ÇAĞ'da mı Yaşıyoruz?

İsmail Hakkı CENGİZ - 10.02.2021

İlber Ortaylı Hoca, "Tatsız bir çağdayız" diyor.

Hoca, bunu, covid-19 çıkmadan yaklaşık bir sene evvel, Ocak 2019'da, "Bir Ömür Nasıl Yaşanır?" adlı eserinin önsözünde söylüyor.

Peki,  yüz veya beş yüz sene evvel yaşayanlar, bundan daha "tatlı" bir çağda mı yaşıyordu?

Hiç sanmıyorum!

Şu satırları kaleme alan bendeniz, okuyan sizler ve İlber Hoca aynı çağda yaşıyoruz. Çağımız, sizce de "tatsız" bir çağ mı?

Bana, o kadar da tatsız gelmiyor!

"Tatlı mı?" diye sorarsanız; "tatlı" da diyemem!

Belki, "az şekerli" derim!

"Az şekerli" deyince, insanın aklına kahve geliyor... Efendim, bendeniz, kahveyi, "sade" içmeyi severim.  Ama yanında küçük bir parça bitter çikolatayla onu "az şekerli" hale getirebilirim.

Belki de hayat bizlere sadece, "sade" bir kahve sunuyor! Onu tatlı mı acı mı içeceğimizi bize bırakıyor.

Çağı tatlı hale getirmek, belki de bizim elimizde!

Önce kendi kişisel hayatımızı nasıl, en azından "az şekerli" hale getirebiliriz, diye sormalı!

Sonra, en yakınımızdaki kişilerden, dalga dalga daha uzak kişilere, ara sıra karşılaştığımız hatta hayatta bir kere karşılaşabileceğimiz kişilerin hayatını nasıl tatlandırabiliriz diye düşünmeli!

Bu kişiler internette, sosyal medyada tanıştığımız, buluştuğumuz kişiler de olabilir... Onların hayatına da tat katabiliriz!

Hayatı, "çağ"ı tatlandırmak emek ister!

x   x   x

TAVSİYE

KAHVEYE MERSİYE
www.youtube.com/watch?v=AKB2FJj8pv4







Tarih: 10.02.2021 Okunma: 905

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

10.02.2021 - 13:06

saygıdeğer paşam! bir defa bu hayatın acısını da, sevincini de dibine kadar yaşayanlar muayyen zümrelerdir ve İlber Ortaylı da o zümrelerin sınıfındandır. düzende itibarı vardır, maddi gücü de vardır. yani onun için sorun yoktur. bilgisine, tecrübesine, kültürel hamuslesine diyeceğim hiçbir şey olamaz. eyvallah kitapları da vardır, güzeldir de, velakin bu tarz tipler münmhasıran tavsiye ederler ama tavsiyelerinin nasıl gerçekleşeceğini gerçek mahiyetiyle asla söylemezler. çünkü konforlarının bozulmasından korkarlar. lafı da olduğu gibi söylemezler, epey dolandırırlar. yani sahici bir aydın yahut filozof değil, basit bir düşünürdürler. sadece düşünürler, düşündüklerini de düzene uygun hale getirip öyle söylerler. yaşadıkların hayatın her şeyinin tadını çıkarırlar; çünkü çıkarabilecek kadar imkanları, güçleri vardır. dünyadan yana, ekmekten yana kaygıları, kavgaları yoktur. açlık çekmemişlerdir, zorluk görmemişlerdir, acı yaşamamışlardır yaşasalar bile acıtmayacak acı yani acının lüksünü yaşamışlardır. eğer gücünüz, imkanınız, kudretli dayınız, servetiniz yoksa söylenen her şey hayaldir hatta hayali bile muhaldir. DÜŞÜNCELERİM YANILIYOR OLABİLİRİM AMA DÜŞÜNDÜKLERİMDİR İŞTE. derin saygılar saygıdeğer paşam.

İ. Hakkı Cengiz

10.02.2021 - 14:48

Özgür Kardeşim, Yorumunu çok şaşırtıcı buldum. Acaba, ağırlıklı olarak, sadece TAVSİYE bölümüne mi yorum yaptın? Çünkü çağı TATSIZ bulan İlber Ortaylı''nın kendisi. Ondan daha tatlı, en azından "az şekerli" bulan benim. Ayrıca, Hoca''nın özellikle tarihî gerçekler konusunda, bir "aydın namusu"na sahip olduğunu görüyor ve beğeniyorum. Selâmlar...

Özgür DENİZ

10.02.2021 - 15:36

Hayır saygıdeğer paşam tüm yazı ama İlber Ortaylı nın da içinde bulunduğu egemen sınıfın anlayış ve bakış tarzına yönelik olarak yaptım inşaAllah. Saygıdeğer paşam tarihi yönde hiçbir şey diyemem ama yapması gereken çok şey var ve hiçbir şey yapmayan biri ve üstelikte egemen zümreyi yücelten biri. Ayrıca münhasıran yorum yapmak değildir önemli olan, olması gereken dünyayı değiştirmek ve bu yönde yapılabilir ne ise onu yapmaktır. Evet hoca konuşuyor ama sorunlara kalıcı ve net bir çözüm önerisi de sunmuyor. Eğlenceli bir insan eyvallah. Billgili bir insan eyvallah. Ama toplum adına yaptığı sahici bir eylem söylediği keskin bir söz maalesef yok. Aydın en başta eylem adamıdır. Eylem adamı olmayan asla ve kata aydın olamaz. Zaten sahici ve harbi bir aydın da egemen zümre için tehlikelidir. Hoca ise konforuna eyvallah edip böylesi bir şeyi yapmaz. Kuvvetle muhtemel yapmaz. Ki zaten yapmıyor da. Ayrıca zaten hiçbir emekte karşılığını bulamaz bulamıyor. Yemin ederim ki, egemen sınıflardan bir milyonunun beyninin bile seviyesine ulaşamayacağı beyinler bilirim hak ettikleri yerde değiller. Girift ve kompleks bir mesele. Derin saygılar selamlar inşaAllah saygıdeğer paşam.

Özgür DENİZ

10.02.2021 - 16:30

Saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey! Hayat tatlı olana tatlı ve daim tatlı olacak. Acı olana da acı ve daim acı olacak. Çünkü hayattan gam almak birazda hatta ziyadesiyle maddeye bağlı. Çok basit misal; kompradorlar ve veletleri dağların doruklarında devr-i alem yaparlarken, ezilenler ve çocukları maişetimizi nasıl temin ederiz diye düşünüyorlar. Böyle değilse hayatın tadı tuzu acısı nasıl olur ya da olabilir bilemiyorum. Kahve örneği çok güzel ama o kahveyi tatlandırabilenler tatlandırabiliyor. Bazıları isteselerde tatlandıramazlar. Bunlar umutsuzluk mu karamsarlık mı? Hayır sadece acı ve katı gerçekler. Adaletin olmadığı bir yerde sadece egemen güçler için hayatı tatlandırmak kabildir. Derin saygılar selamlar saygıdeğer paşam.

Ş. Hakkı Cengiz

10.02.2021 - 17:01

Özgür Kardeşim, ne yazık ki haklı tarafın çok. Ben karınca kararınca hayatı biraz tatlandırabilir miyiz diye bir deneme yaptım. Belki de hayatın iyimser tarafından baktım. Görüşlerin, görüşlerimi genişletiyor, hayatın başka yönlerini de gösteriyor. Çok teşekkür ederim. Selamlar...

Özgür DENİZ

10.02.2021 - 17:13

Eyvallah inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Saygıdeğer paşam sizlerin hayat ve devlet tecrübesi gereği daha naif bir yüreğe sahipsiniz ve o güzel ve temiz kalbiniz daha güzel olsun istiyor bu yüzden de güzel bakış olsun diye iyimser söylüyorsunuz. Hissettiğim bu inşaAllah. Sizlerin yazdıklarınız bakış ve görüş açımıza büyük katkı sağlıyor ama ben de biraz katı ve acı tarafından bakıyor olduğum için böyle oluyor. Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle sonsuz teşekkürler inşaAllah. Kalben sonsuz derin saygılar selamlar inşaAllah.

Suat Zobu

12.02.2021 - 11:14

Sevgili Dost; İlber Hocaya takılıp kalmayacağım. Hatta ona hiç değinmeyeceğim bile. Bizler de dahil olmak üzere tüm insanlarda eskiye bir özlem vardır. Hadi çok geniş kullanmayayım da bizim coğrafyamızda diyeyim. Hani bizde "Nerede o eski günler" deyimi vardır ya ! İşte o deyim taa Socrates zamanında bile kullanılıyormuş. Ben bunu duyduğumda o kadar çok şaşırmıştım ki.. Bu deyimi söylerken eski günlerin daha güzel olduğunu kastediyoruz genellikle. Bu durumda o güzel günler yaklaşık 3000 senedir kötüye gide gide bu güne, bu çağdaki kötü günlere gelinmiş sonucu ortaya çıkıyor. Nasrettin Hoca''nın kuşu gibi güzel günden yontula yontula ne kadar güzellik kaldıysa. Yada yontulmuş hali bu ise yontulmamış hali ne kadar güzelse.. Senin bu yazıdaki "Hiç de kötü bulmuyorum" temel fikri daha mantıklı (Pandemi ve ekonomik koşullar hariç). Siyasi konulara falan değinmeden internet dünyası, elektronikleşme, otomobil uçak vs konforlar düşünüldüğünde çok haklısın. Ama mutlu değiliz sevgili Dost. Eskiden, bizim lise dönemimizde, derlerdi ki "Dünyanın en gelişmiş ülkesi İsveç ama insanlar mutlu değil. En çok intihar olayları orada." Doğruymuş. Biz İsveç olamadık ama toplum olarak bizde mutlu değiliz. İşte tam da burada mutluluk kavramı yaşamımızın neresinde?? Sanırım o sade kahve ile azıcık bitter çikolatada. Bazende küçücük şeylerde. Önemli olan mutluluğu tadabilmek.. Yarın endişesi olmamak kaydıyla. Selam ve saygılarımla sağlıklı günler diliyorum.

I. Hakkı Cengiz

12.02.2021 - 15:16

Yarın endişesi her zaman olacaktır. Bugünde yaşayabilmek mutluluğu getirebilir. Geniş ufuklu yorumunla, sayfamı zenginleştirdiniz, görüşlerimi genişlettiniz. Bana iskender kebap ve üzerine demli bir çay ikram etmiş oldunuz. Şimdi, çayımı sizinle karşılıklı içiyoruz. Çok teşekkür ederim. Dualarımla...