Biz insançocukları güven vermeyen ama
güvenilmek isteyenleriz. Hep yanlışlar yaparız, hatalar içinde boğuluruz,
üstelik bunun farkında iken farkında değilmiş gibi tavırlara gireriz ve aynı
şekilde devam ederiz, gel gelelim bir de güven duyulalım isteriz. Sanki güveni
biz verecez bizim gibi olanlara. Ulan sen güvenilmezsen, ben sana nasıl güven
duyacam pezevenk? Sen yaşadığın hayatla, yaşamsal ilkelerinle, söylediğin ama mutlaka
tuttuğun sözlerle, emanete sadakatle, en umutsuz zamandaki gösterdiğin vefa ile
güven tesis edeceksin ve benim güvenmem için sebep teşkil edecek argümanlar
ortaya koyacaksın ki, ben tereddüt etmeden güven duyabileyim ve bu insana
güvenilir diyebileyim. Zaten böyle bir şeye de gerek yoktur, güven spontane
gelişen bir duygudur ve özel çaba iktiza etmez. Çünkü kimse gelip bizim
alnımıza güvenilir damgası yapıştırmaz. Yaşam içerisinde söylediğin sözler,
ortaya koyduğun hareketler, gösterdiğin tavırlar, emanete sadakatin, verdiğin
sözde durman hatta olaylar karşısında gösterdiğin tepki gibi vb. davranışlar
güvenilir biri olup olmadığını ortaya koyacaktır. Eğer burada sınavı
geçememişsen güvenilmez birisindir, geçmişsen de güvenilmemek gibi bir endişe
içerisinde olmana lüzum yoktur. Güven anlık bir şeydir; ya duyarsınız ya
duymazsınız, duymuşsanız böyle sürer gider, duymamışsanız yine öyle sürer
gider. Ama biz maalesef insançocukları ve toplum olarak güvenilirliğimizi
yitirdik. Biri gelse, ben buyum kardeşim dese, kimliğim şu dese, güvenir
misiniz? Vallahi, billahi, tallahi asıl o kimliğe sahip olana güvenmem.
Kimsenin kimseden emin olmadığı bir hayatı yaşıyoruz ne hazindir ki. Çünkü o
kadar kirlendik ki, nasıl temizlenebiliriz tam bir muamma. Söyleyin lütfen,
içinizdeki duygunuzu, düşüncenizi söyleyin; bugün politikacılara kim güven
duyuyor, aydınlara kim güven duyuyor, âlimlere ya da şeyhlere kim güven
duyuyor? Bana, ya bu işte şöyle bir insan, şu kimlikten deyipte güvenilecek tek
evet tek bir tane politikacı gösterin. Yahut âlim libasıyla, şeyh postuyla
dolaşan tek bir tane şahıs gösterin. Güven duyulacak insan sayısı o kadar az
ki, bir elin parmaklarını geçmeyecek düzeyde handiyse. Kim başardı bunu?
Elbette ki bizatihi kendi kendimiz. Bize güvenmiyorlar diye kimi
suçlayabiliriz? Tabi yüzümüz kızarmıyorsa ya da kızaracak bir yüzden mahrumsak
herkesi suçlayabiliriz, kendi suçumuzu görmeden. Ne değişir? Güvenilir mi
oluveririz suçu başkasına tevcih ettiğimizde? Maalesef cahiliz hayatın her
boyutunda.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...62...
Özgür DENİZ - 14.02.2021
Tarih: 14.02.2021
Okunma: 402
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.