FETHULLAH GÜLEN BENZERİ BİR ÖRGÜTLENME…

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.12.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

       

 

Türkiye, son 10 gündür, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın yaptığı araştırmayı konuşuyor. Prof. Toprak'ın daha önce yaptığı araştırmalarda “dindar kesim” üzerinde, devletin ve “laik kesim”in baskısı olduğu sonucu çıkmıştı. Son araştırmaya göre ise, baskı yön değiştirmiş. Son yıllarda “dindar kesim”, “laik kesim”e baskı yapmaya başlamış.

Önceki araştırmayı gayet gerçekçi bulan ve ondan hoşlanan çevreler, son araştırmayı “yönlendirici” ve “gerçek dışı” bularak,  ateş püskürüyorlar.

“Laik kesim”, “dindar kesim” ayrımının suni olduğunu, aynı kişinin hem dindar, hem de laik olabileceğini söyleyip, mevzumuza dönelim.

Konu, dün öğle saatlerinde Star TV'de de tartışıldı. Bütün tartışmalarda, tartışmanın odağına ister istemez Fethullah Gülen Cemaati geliyor. Sebep, söz konusu hareketin gerek büyük şehirlerde, gerekse taşrada çok büyük bir cemaat haline geldiği ve insanların hayatında doğrudan etkili olduğu hakkında lehte ve aleyhteki görüşlerdi.

Biz buna, Fethullah Gülen hareketinin yurt dışında da pek çok yerde etkili olduğunu hatırlatarak katkıda bulunalım. Fethullah Gülen hareketinin ne kadar yaygın ve etkin olduğunu izah etmeye hiç gerek yok. Herkes en yakın çevresinde olayın boyutlarını görüyor.

Bu hususlar tartışma esnasında dile getirlince, Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk, ortaya şöyle bir soru attı: Fethullah Gülen cemaati benzeri bir örgütlenmeyi, “laik kesim” neden yapmıyor?

*                     *                      *

Bu soru üzerine derin derin düşündüm. Soru; bırakın “yılın sorusu” olmayı, “asrın sorusu” olmayı hak ediyor.

Aslında, benzer örgütlenmeler denenmiştir. Fethullah Gülen'den önce ve sonra çok çeşitli teşkilatlar kurulmuştur. Sivil toplum örgütleri, vakıflar, birlikler, hatta devletin desteklediği örgüt ve vakıflar vardır. Bunlar içinde devasa bütçesi olanlar, yurdun her yerinde örgütlenmiş olanlar mevcuttur. Hiçbirisi, Fethullah Gülen hareketinin yüzde 1'i kadar etkin değildir. Olamazlar!

Bunun sebeplerini “mistik”miş, “gizli”ymiş gibi bahanelerde aramayın.

Nerede arayın, biliyor musunuz?

Ahlâk anlayışlarında arayın! Adalet anlayışlarında arayın! Dürüstlük anlayışlarında arayın! Ehline görev verme konusundaki vurdumduymazlıklarında arayın! Seçkincilikte arayın!

Fethullah Gülen hareketiyle ilgili her şeyi söyleyebilirsiniz. Şu, yukarıda saydığım konularda aleyhine bir şey söyleyebilir misiniz?

*                     *                      *

“Laik kesim”in organizasyonlarında ne oluyor? Bol hamaset, bol duygu, bol vatanı milleti kurtarma, attı mı mangalda kül bırakmama. Yönetimi ele geçirdi mi, organizasyonu çiftliğe çevirme, yaran iktidarı, menfaat ilişkileri, teşkilattaki yetkilerini kötüye kullanma, ehil olana iltifat etmeme ve yıllar geçtikçe yönetimde kemikleşme, mafyalaşma...

Organizasyonun alt kademelerinde şikâyetler. Teşkilatın amaçlarının üyeler tarafından benimsenmemesi. Küçük, orta ve büyük çapta skandallar...

Bütün bunların sonunda da halkın güveninin sarsılması ve organizasyonun çöküş sürecine girmesi.

Bu tip sivil toplum örgütlerini, vakıf ve dernekleri çevrenizde bol bol görmektesinizdir, eminim.

Bilirsiniz o örgütleri!

*                     *                      *

 

Akif’ten Günümüze

 

27 Aralık, İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ebediyete intikalinin 72’nci sene-i devriyesiydi. Millî şairimizi anlayalım. Müthiş eserini okuyalım. Bugünkü meselelerimize çözümler gösteriyor. Akifimizi rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

 

AKİF’ten bugünlere seslenen ve bugünleri anlatan mısralar:

 

Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım:

Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:

Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim, bilmem ki?

Öyle dehşetli muhitimde dönen matem ki!...

Ah! Karşımda vatan namında bir kabristan

Yatıyor şimdi… Nasıl yerlere geçmez insan?

Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu,

Nereden başladı yükselmeye, bak nerede ucu!

Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar:

Dipçik altında ezilmiş, paralanmış kafalar!

“Medeniyet” denilen vahşete lanetler eder,

Nice yekpare kesilmiş de sırıtmış dişler!

Müslümanlıkları biçarelerin öyle büyük

Bir cinayet ki; cezalar o nispetle küçük!

Ey, bu toprakta birer na’şı perişan bırakıp

Yükselen ruhlar alayı, sakın arza bakıp,

Sanmayın şehitlik şevkiyle coşan bir kan var…

Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!

Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza!

Tükürün; belki biraz duygu gelir ârımıza!

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!

Tükürün Ehl-i salibin o hayasız yüzüne!

Tükürün, onların asla güvenilmez sözüne!

Bana vahdet gibi bir yâr-ı müsaid lâzım!

Artık ey yolcu bırak… Ben yalnız ağlayayım.

 

Hakkın Sesleri, Safahat Üçüncü Kitap, 1913



Önceki yazılar

Tarih: 29.12.2008 Okunma: 817

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

14.11.2008 - 15:10

Sizin de dediğiniz gibi, hoşlanmak, ilgi duymak, masum bir kavram. İnsanın yaratılışında var. Ama kınanması, önlenmesi ya da kaçınılması gerekene bu ilginin fiiliyata dökülmesidir. Kız ve kadınlar için de böyle bir ilgi hiç yok diyemeyiz. Yine buradaki önemli olan fiili bir ilgilenme olmamasıdır. Kadın erkek, herkes imtihan için buradadır. İlgi elbet normaldir, ama fiiliyattan hesaba çekileceğiz... Üstadıma şunu söylememe müsade edin: Bir meşhur kişi bu olayları aptı diye devamlı gündemde tutulması da hoş değil. Bunlar her devir de olabilen ve olduğu zaman da takbih edilmesi gereken konular. Üzerinde durdukça sanki, O kart adamı daha çok meşhur ediyoruz gibi geliyor bana...

ELEBK

17.11.2008 - 20:36

İYİ İNSANLAR GÜZEL OLAN HERŞEYE AŞK BESLER...EĞER BİR KARŞILIĞI VARSA YAŞINDA BİR ÖNEMİ YOKTUR. FAKAT MADDİ BEDELLER KARŞILIĞI MİNİCİK ÇOCUKLARIN GÖZÜ TOPRAĞA BAKAN SAHTE DİNDARLARA PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ İĞRENÇ BİR OLAYDIR. İRAN DA EPEY YAYGIN ZATEN HER TÜRLÜ GELENEĞİ REZİLLİĞİ OMUZLAYAN HEP KADIN...EMİNE ŞENLİKOĞLU'NA HAYRET! ONUN GİBİLER YÜZÜNDEN HERŞEY BÖYLE..

Ekrem Şama

14.11.2008 - 15:10

Sizin de dediğiniz gibi, hoşlanmak, ilgi duymak, masum bir kavram. İnsanın yaratılışında var. Ama kınanması, önlenmesi ya da kaçınılması gerekene bu ilginin fiiliyata dökülmesidir. Kız ve kadınlar için de böyle bir ilgi hiç yok diyemeyiz. Yine buradaki önemli olan fiili bir ilgilenme olmamasıdır. Kadın erkek, herkes imtihan için buradadır. İlgi elbet normaldir, ama fiiliyattan hesaba çekileceğiz... Üstadıma şunu söylememe müsade edin: Bir meşhur kişi bu olayları aptı diye devamlı gündemde tutulması da hoş değil. Bunlar her devir de olabilen ve olduğu zaman da takbih edilmesi gereken konular. Üzerinde durdukça sanki, O kart adamı daha çok meşhur ediyoruz gibi geliyor bana...

ELEBK

17.11.2008 - 20:36

İYİ İNSANLAR GÜZEL OLAN HERŞEYE AŞK BESLER...EĞER BİR KARŞILIĞI VARSA YAŞINDA BİR ÖNEMİ YOKTUR. FAKAT MADDİ BEDELLER KARŞILIĞI MİNİCİK ÇOCUKLARIN GÖZÜ TOPRAĞA BAKAN SAHTE DİNDARLARA PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ İĞRENÇ BİR OLAYDIR. İRAN DA EPEY YAYGIN ZATEN HER TÜRLÜ GELENEĞİ REZİLLİĞİ OMUZLAYAN HEP KADIN...EMİNE ŞENLİKOĞLU'NA HAYRET! ONUN GİBİLER YÜZÜNDEN HERŞEY BÖYLE..