Ülkelerin,
bölgelerin ve kentlerin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmişlik ölçülerinden
biri de ulaşım ve haberleşme araçları ve ağıdır. Ulaşım; karayolları,
demiryolları, denizyolları ve havayolu araçlarını meydana getirir. Telefonlar,
internet, radyo, televizyon, basın yayın organları ve uydular haberleşmeyi
meydana getirir.
Ülkeler
ve milletler için ulaşım ve haberleşme, insanlık tarihi kadar eski, zor ve
çözüm bekleyen sorunlardan biridir. Bu nedenle ulaşım ve haberleşme sorunu, bizim
gibi gelişmekte olan ülkelerde seçimlerin, politikacıların bitip tükenmek
bilmeyen sermayesi, oy devşirdiği en alanlardandır.
Ulaşım ve
haberleşme, insanlık tarihi kadar eski bir sorundur dedik. İlkel çağlardan
itibaren insanlar, bir yerden, başka bir yere gidip gelirken, yük taşırken,
kendi gücünün, yürümenin ve koşmanın yanı sıra evcileştirdikleri hayvanlardan
yararlandılar. İlk arabaların M.Ö 3000 yıl önce Mezopotamya’da Sümerler
tarafından kullanılmaya başlanmış. M.Ö 2000 yılından beri atların yük ve yolcu
taşımacılığında arabalara koşulduğu ortaya çıkıyor. Bu durum motorlu araçların
yaygınlaşmasına kadar devam ediyor.
Yazının
da ilk kullanılmaya başlaması 5500 yıl öncesi Sümerlerin çivi yazısı ile
başlıyor. Zaman içinde haberleşmede, ateş ve duman, posta güvercinlerini,
mektupları kullandılar. Arabaların ve tekerleğin bulunması ulaşım ve
haberleşmeyi kolaylaştırdı.
İnsanlar
akarsularda, denizlerde ve göllerde hareket edebilmenin sağladığı
kolaylıklardan yararlandılar. Akarsu, göl ve denizlerde önce basit sallar,
sandallar, sonra gelişmiş gemiler yapıp, küreklerle, yelkenle hareket etmeyi,
uzak ülkelere gidip gelmeyi, yük ve eşya taşımayı, ticaret yapmayı öğrendiler.
Deniz kıyılarında limanlar, kentler, ticaret kolonileri kurdular.
Karada
yük ve yolcu taşımacılığı yapan kervanlar, atlı posta arabaları ortaya çıktı.
Bunlar için düzenli işleyen yollar yaptılar. Bugün bile Anadolu’nun en uzak
köşelerine kadar uzanmış, halen kullanılabilen Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı döneminden
kalma, ticaret ve kervan yollarından, hanlardan, köprüler görüyor, hayretler
içinde kalıyoruz. Dahası ilk çağlardan beri ulaşım ve haberleşme araçları
savaşların belirleyici unsurlarından biridir. Bu araçları kullanan devletler ve
ordular düşmanlarını kolaylıkla yenip, topraklarını ele geçirip, insanlarını
esir aldılar, zenginliklerine el koydular. Sömürgecilik ortaya çıktı.
18-19.
yüzyıla geldiğimizde, halen kullanılmakta olan buhar makineleri, motorlar
hayatımıza girmeye, gemilerde, demiryolunda ve karayolu araçlarında kullanılmaya
başlandı. Telsiz, telefon, telgraf, radyo yine bu zaman aralığında bulundu. İlk
uçaklar havada süzülmeye, yük ve yolcu taşımaya, bir savaş aracı olarak
kullanılmaya başlandı.
Ülkeler
bu teknik, teknolojik ve ekonomik gelişmelerden daha çok yararlanmak için kıyasıya
bir yarışa girdiler. Yarışta öne geçenler karşılığını fazlasıyla aldılar.
Günümüzün ulaşım ve haberleşme araçları gelişmiş ülkelerin ve şirketlerin
elinde bir silah, hatta tehdit, sömürge aracı haline geldi.
Geçelim,
Geçtiğimiz
günlerde, Adana ve Mersin’i Antalya ve batı illerine bağlayan D-400 yolu
(Akdeniz Sahil Yolu) uzun süre ulaşıma kapanmış, sürücüler belli noktalarda
beklemek zorunda kalmışlardı. Olayı hatırlayalım, 30-31 Ocak günleri meydana
gelen aşırı yağış nedeniyle, D-400 Mersin-Antalya yolu, Gazipaşa Zeytinada Köyü,
Sazak yakınlarında yaşanan heyelan ve kaya düşmesi sonucu kapanmış, ulaşım karşılıklı
olarak durdurulmuştu. Sabaha karşı saat dört sıralarında meydana gelen olayda
bir can kaybı yoktur. Karayolları ve özel bir şirket elemanları tarafından
yapılan çalışmalar 10 sürmüş ve yol karşılıklı olarak trafiğe açılmıştır.
Yolun
kapalı olduğu günlerde Karayolları Mersin’den Antalya’ya gidecek araçlara
Mersin-Silifke-Mut-Karaman-Bozkır-Akseki-Antalya güzergâhını kullanmayı tavsiye
etmiş, Anamur, Bozyazı ve Aydıncık’lı sürücülerin Antalya yönüne ulaşması
zorlaşmıştı. Kış şartları nedeniyle Anamur-Güngören, Kaşpazarı’ndan Gazipaşa’ya
ulaşan yollar da ulaşıma elverişli olmaması, Anıtlı (Kaledran) Yakacık, Tozlu,
Gökçebelen yolu da altyapı yetersizliği nedeniyle kullanılamamıştır. Böyle
durumlara karşı vatandaşın kullanabileceği bir alternatif düşünülmeli, hazırlık
yapılmalıdır.
Akdeniz
Sahil yolunun yapılmasına 1999 yılında başlanmış ve halen bitmemiştir. Yolun Anamur-Uçarı-Anıtlı
arasında hiç kazma vurulmayan 17 km.lik bir bölüm vardır. Ayrıca Aydıncık-Bozyazı-Tekeli
arasında 15 km.lik bir bölümde tünel çalışmaları devam etmekte, işler çok yavaş
ilerlemektedir. Antalya-Gazipaşa tarafında yaklaşım 30 km.lik bir bölümünde
bulunan Gökçebelen tüneline çalışmalar devam etmektedir. 11 km.lik tünelin ne
zaman tamamlanacağı bilinmemektedir.
Ülkemizin
doğusunu, güneydoğusunu Akdeniz sahilinden Antalya’ya, Muğla’ya, Denizli,
Burdur, Isparta’ya bağlayan D-400 yolu sürücülerin korkulu rüyası, dar, bol
rampa ve virajlıdır. Aracınızla yolculuk yaparken başınız döner, içiniz
dışınıza çıkar, her an bir kaza tehlikesi ile karşı karşıya kalırsınız. Yeter
artık, bu yolun eksik kalan bölümleri tamamlanmalı, bölge halkı rahat bir nefes
almalı, güven ve huzur içinde yolculuk yapmaya başlamalıdır.