ANALİTİK DÜŞÜNME...

Özgür DENİZ - 03.03.2021

İnsanım de mi? Hani insan diye bir varlık var ve işte o insan denilen varlığa her şeyimle benziyorum de mi? Sair tüm varlıklara benzeyen yönlerim var, benzemeyen yönlerim var de mi? Sair tüm varlıklardan beni ayıran ve üstün kılan hatta insan olmamın hücceti olan yönlerim de var de mi? Şimdi bana bir kafa verilmiş, o kafanın içine bir beyin konulmuş, o beynin içine bir akıl dercedilmiş, o akıldan da bir zekâ doğmuş de mi? O zekâ sayesinde (tabi ondan behremiz varsa), düşünebilen bir insanım de mi? İnsan bir yerde düşünce demek de mi? Masivaya dair ne varsa var olan her şeyden doneler beynime ulaşıyor de mi? Beynim o doneleri işliyor, ayıklıyor, seçiyor ve kullanıma sokuyor de mi? Her bütün parçalardan teşekkül eder de mi? Her bir parça bütünden bir cüz olduğu için bünyesinde bütünden iz taşır de mi? O parçadan bütün hakkında bir kanaat elde edebiliriz de mi? Âlemde her şeyin bir sebebi ve sonucu olur de mi? Şimdi sebebi bilmezsem, sonucu anlayamam de mi? Sonucu anlayamazsam, o sonucu ortaya çıkartan sebeplerle ilgili bir şey yapamam de mi? Bir hayatın içinde yaşıyorum de mi? O hayatta olup biten ne varsa beni olumlu ya da olumsuz yönde etkiliyor de mi? Aklım olduğu için hayata dair sorum olması icap eder de mi? Bir insan ve bir hayat varsa orada, olgular ve olaylar da olur de mi? Olayların olguyla ilintisini sorgularım ve olayla ilgisi olanları sigaya çekerim de mi? Her türlü olguyu derinlemesine ve etraflıca tetkik etmeliyim kendisinden sadır olan olayı doğru analiz edebilmem için de mi? Şimdi kahir ekseriyetçe tolere edilmiş olan genel doğrular olabilir de mi? Tabi bu durum doğruların gerçekten doğru olduğu anlamına gelmez de mi? Ve genel kabul görmüş doğrular bile sorgulanabilir de mi? Doğrunun değişken olabileceği doğru bir çıkarımdır de mi? Doğruyla hakikati karıştırmamak gerekir de mi? Bir davayı şu yöntemle savunmak birine göre doğru birine göre yanlış olabilir ama bir davanın varlığı ise hakikattir de mi? Herhangi bir şekilde beyne ulaşan muhtelif donelerin ve o donelerin bileşkesinden ve işlenmesinden doğacak bir bilginin doğruluğuna kanaat getirmenin en sahici yolu ANALİTİK DÜŞÜNCE temelinde ve nesnel kriterler çerçevesinde soru sormak ve sorgulama yapmaktır de mi? Bilakis, sekterliğin kucağına düşersiniz de mi? Önkabul, önyargı, kör inanç, şartlanmışlık, koşullanmışlık, ezbercilik analitik düşünme yöntemine göre hareket edemeyişin intaç edeceği sonuçlar olur de mi? Son tahlilde; sorma, sorgulama ve araştırma kabiliyetine malik olmayan insanların olguları ve olayları doğru analiz etme, isabetli yorumlama işlevi de mutlaka zayıf kalır de mi hatta kabil olmaz de mi? Ve böylesi insanlar hazan yaprağı gibi savrulur dururlar oradan oraya de mi? Her daim aldanırlar, aldatılırlar, kulların kulu ve kölesi olmaktan kurtulamazlar de mi? İşte böylesi acınası durumlara maruz kalmamak, hayvanca yaşama mahkûm olmamak için mutlaka ama mutlaka ANALİTİK DÜŞÜNCE yöntemine sadık kalmalıyız ve bu temeller üzerinde düşünmeliyiz de mi? Siz bilirsiniz!

Tarih: 03.03.2021 Okunma: 384

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?