BAŞKANLAR VE ADAYLAR AŞAĞILANIYOR

İsmail Hakkı CENGİZ - 31.12.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

 

En fazla aşağılanan da, gördüğünüz gibi, Melih Gökçek. Belediye başkanlığında, süre ve “icraat” olarak rekorlar kıran Melih Gökçek. Bunları hak ediyor mu, rekortmen başkan? Hak etmiyor diyemeyiz. İkbal ve istikbalini, atanacağı yeri, parti başkanının iki dudağı arasında gören, liderin keyfine bırakan herkes, bu muameleyi hak ediyor demektir.

Elbette aşağılanma sadece Ankara’da ve AKP’de değil! Türkiye’nin her yerinde ve bildiğimiz kadarıyla her partide! Parti genel başkanları kral; memleketin her yerindeki belediyelere başkan adayı atıyorlar. Türkçe’nin güzelliğine bakın; “atama yapıyorlar”ı kısaca söylemek için “atıyorlar” diyeceksin. Bu “atıyorlar” ifadesi, bence, günümüzde yaşadıklarımızda tam uydu! Her iki anlamda…

*                      *                      *

Geçen Cumartesi günü Baykal İzmir’deydi. Burayı babasının çiftliği gibi görüyor, zahir. Göstereceği adayın seçileceğine kesin gözüyle bakıyor. Dolayısıyla burası için açıklayacağı aday çok kıymetli!

Partililer toplanmış, Baykal’ım kürsüye çıkmış, aşağıda canlı bir kalabalık; “açıkla, açıkla” diye bağırıyor. Kalabalık, “belediye başkan adayını açıkla” demek istiyor.

Kazanacacağı kesin ya, Baykal’ım, işi ağırdan alıyor, yokuşa sürüyor, şakaya vuruyor. Yanı başında; 4 buçuk sene evvel, Piriştina’nın rahmetli olmasıyla Bornova’dan Büyükşehir’e, tabii ki Baykal’ın desteğiyle terfi eden, Aziz Kocaoğlu var. “Aziz Başkan” arzulu ama mahcup, iradesini liderine teslim etmiş, boynu bükük bekliyor. İşte, istikbali, ikbali şu yanı başındaki yakışıklı adamın iki dudağı arasında! Ama o dudaklar, Aziz Başkan’ın adaylığını açıklamıyor.

Çaresiz, liderinin yaptığı soğuk şakalara gülümsüyor, Aziz Başkan. Zavallı bir duruma düşüyor. Televizyonda seyrederken acıyorsunuz, üzülüyorsunuz. Zavallı adamlar! İçinizden, “gerçi adam olsanız, iradenizi başka bir adamın iki dudağı arasına teslim etmezsiniz; müstahak size!” düşünceleri geçiyor.

Ve geçiyorsunuz.

*                      *                      *

AKP’de, CHP’de böyle de MHP’de farklı mı?

MHP’de işler şöyle yürüyormuş: İlgili il veya ilçenin belediye başkan aday adayları Bahçeli’nin huzuruna çağrılıyorlarmış. Diyelim bir ilçeden 4 aday var. Bahçeli bu 4 adayı aynı gün arka arkaya dinliyormuş. Kararı o gün veriyor, aday adaylarından birisini “aday” statüsüne terfi ettiriyormuş.

Bu yöntemde adaylar aşağılanmış olmuyor mu? Eh,  en azından AKP ve CHP liderlerinin yaptığı gibi işi sürüncemede bırakmamış oluyor. Bir kişi sevinirken, diğerleri de ümitlerini kesmiş olarak memleketlerine dönüyor. Artık kimse, parti başkanının iki dudağı arasından kendi ismi çıkacak mı diye, günlerce merak ve heyecanla beklemiyor.

*                      *                      *

En Demokratik Parti Hangisi

 

Tabii memleketimizdeki siyasî partiler, TBMM’de grubu bulunan 4 partiden ibaret değil. Sanırım, 20 kadar parti var ve bunlardan bazılarının ciddi çıkışlar yapması bekleniyor.

Bununla birlikte; hiçbir partinin önseçim yaptığını duymadık. Önseçim yapan parti demokrasiyi benimsemiş, sindirmiş, demokratik bir partidir. Böyle bir partinin varlığından haberdar olursam sizlere de iletirim. İçinizden duyan varsa, lütfen bize de duyursun!

 

Bu durumda, en demokratik kim veya kimler oluyor?

Bağımsız adaylar!

Her şeyden önce, bağımsız adayda müthiş bir özgüven var demektir. Kaderini herhangi bir lidere değil, halkın takdirine teslim ediyor demektir.

Kutluyorum, bütün bağımsızları!

Ey bağımsız adaylar! Siz seçimi kaybetseniz bile kazanmış sayılırsınız. Siz, hakikaten halk iradesine inanıyorsunuz. Siz hakikaten “hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir!” diyorsunuz.  Sizi demokrasinin kaleleri ilan ediyorum.

Demokrasi, sizlerin omuzları üzerinde yükselecek!

Ülkemin demokrasisi için bütün ümidim sizlerdedir.

*                      *                      *

Üstatlardan

 

Afet, zulüm, eziyet, tazyik, kin, nefret…

Kalkıp giden seneyle bunlar da gitse bâri!

 

Sarsıntı, harp, yangın, açlık, ölüm bu dünya…

Yangın yerinde, Tanrım, bir lâle bitse bâri!

 

Doğmakta başka bir gün, gelmekte başka günler;

Bayramla başlayan yıl, bayramla bitse bâri!

 

Ey Akdeniz, kıyında tehdidi boğsa dalgan;

Enginlerinde şerri, hıncın eritse bâri!

 

Kâfi bela, sefalet, kâfi tuzak, cinayet…

Artık dua duayız… gökler işitse bâri!

 

Doğmakta başka bir gün, gelmekte başka günler;

Bayramla başlayan yıl, bayramla bitse bâri!

 

Arif Nihat Asya

 

(KIBRIS TAKVİMİ’nde 1968,

Fâzıl Küçük’e)

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 31.12.2008 Okunma: 682

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

17.11.2008 - 10:36

Muhterem Kardeşim ve dostum. Önce ani bir seyehatim sebebiyle yazılarını okuyamadım özür dilerim. Her yazınız ayrı bir önem taşıyor kaçırdığım için de üzgünüm. Haklısınız. Bu tehcir her tarafta da olmamış o zamanlar.Savaşın olduğu sınırlar da olmuş. sebeplerinden biri ve en önemlisi de, Savaşın tarafı görülmeyen Ermenilerin savaştan zarar görmemesi için.Yani Ermeni vatandaşlarımız savaşın yıkımından korunmak istenmiş..Tabii bu iyi niyetin getirisi çok ağır olmuş. Fırsat bulur bulmaz Köylerimizi ve insanlarımızı diri diri yakmışlar. Erzurum'un Alaca köyü bunların başında gelir. Gine harika bir konuya çok harika bir yerden girmişsiniz tebrikler. Selam, sevgi ve saygılarımla

ELEBK

17.11.2008 - 20:25

O MAAŞ ALMAZSA EVET, EKONOMİK KRİZ DÜŞER:) SÜRME İLİZYONU AYRI BİR REZALET...ELLERİNİZE SAĞLIK.. SELAMLAR

Seyfeddin Karahocagil

17.11.2008 - 10:36

Muhterem Kardeşim ve dostum. Önce ani bir seyehatim sebebiyle yazılarını okuyamadım özür dilerim. Her yazınız ayrı bir önem taşıyor kaçırdığım için de üzgünüm. Haklısınız. Bu tehcir her tarafta da olmamış o zamanlar.Savaşın olduğu sınırlar da olmuş. sebeplerinden biri ve en önemlisi de, Savaşın tarafı görülmeyen Ermenilerin savaştan zarar görmemesi için.Yani Ermeni vatandaşlarımız savaşın yıkımından korunmak istenmiş..Tabii bu iyi niyetin getirisi çok ağır olmuş. Fırsat bulur bulmaz Köylerimizi ve insanlarımızı diri diri yakmışlar. Erzurum'un Alaca köyü bunların başında gelir. Gine harika bir konuya çok harika bir yerden girmişsiniz tebrikler. Selam, sevgi ve saygılarımla

ELEBK

17.11.2008 - 20:25

O MAAŞ ALMAZSA EVET, EKONOMİK KRİZ DÜŞER:) SÜRME İLİZYONU AYRI BİR REZALET...ELLERİNİZE SAĞLIK.. SELAMLAR