GÖZLER YALAN
SÖYLEMEZ AMA AYNALAR YALAN SÖYLER Mİ?
Metafor, bir durumu, sorunu, vakayı
başka bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Bir şeyi başka bir yorum ile
anlatmaya, benzetmeye yarayan mecazlardır. Mecaz: Bir kelimenin,
gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine
kullanılmasına denir.
Eğitimde metaforun yararları nelerdir?
1-
Öğrenenlerin düşünme yetilerini ve yaratıcılıklarını geliştirir.
2-
Anlaşılması zor olan soyut kavramların somut hale getirilmesinde oldukça
kullanışlıdır.
3-
Öğrencilerin eğitim ortamına aktif katılımını sağlar.
4-
Bilimsel kavramların öğrenilmesini ve akılda uzun süre tutulmalarını
kolaylaştırır.
5-
Bilimsel düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirir.
Metafor bilinmeyen şeylerin
öğretilmesi için bir teknik, öğrenilen bilgilerin akılda tutulması ve
hatırlanması konusunda geçerliliği kanıtlanmış bir araçtır. Metafor çok güçlü
öğrenme ve öğretme aracıdır. Bu yazımda ve her gün karşısına geçtiğimiz aynanın
fizikteki anlamı, bize yüklediği yansımaları ve sosyal yaşamdaki etkilerini
anlatacağım.
İnsanoğlunun ilk yapay aynayı ne zaman
yaptığını tam olarak belirtmek imkânsızdır. Başlangıçta, muhtemel olarak su
çukurlarının içine baktılar, sonra durgun sular, diğer düz ve yansıtıcı objeler
arasında mantıksal bir ilişki kurdular (Pendergrast, 2003: 3). Ayna hakkında
mitolojide o kadar metafor vardır ki, etkilenmemek mümkün değildir.
Çocuklar ailelerin
aynalarıdır. İnsan insanın aynasıdır
metaforları hepimizin kabul ettiği çok gerçek olgulardır. Aynanın, şamanın “dünyayı
görmesine” (yani dikkatini işine yoğunlaştırmasına), “ruhların yerlerini
belirlemesine” ya da insanların ihtiyaçları üzerine düşünmesine, vb. yaradığı
söylenir. Yeni bir eve taşınırken önce ayna ve Kur’an götürülür ve yüksekçe bir
yere asılır. Yola çıkanın ardından yolu ve şansı açık olsun diye, gittiği yöne
doğru, açıklık bir yere ayna yerleştirilir. Olumlu yönde simgelediklerine karşı
ayna ile ilgili olumsuz inanışlar da vardır. Gece aynaya bakanın ömrünün kısa
olacağı, küçük çocuklar aynaya baktırılırsa şaşı ya da deli olacakları,
karanlık bastıktan sonra komşuya ayna vermenin ya da ayna kırmanın uğursuzluk
getireceği, hiçbir etken olmadan ayna kırılırsa ölüme işaret olduğu, bunlardan
en yaygın olanlardır (Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, t.y. 1117).
Narkissos, Yunan mitolojisinde bir kahraman. Çok
güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan Narkissos adındaki
avcıyı görür ve âşık olur. Ancak Narkissos bu sevgiye karşılık vermez. Ekho bu durum karşısında günden güne
eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. Bütün vücudundan arta kalan
kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür. Günlerden bir gün av izindeki Narkissos
susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için
eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. O da
daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. Yerinden
kalkamaz, kendine âşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir
kendi görüntüsünü. O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, aynı
Ekho gibi Narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini
seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür. Narsist kişilik buradan gelen bir
karakterdir.
Aynalarında çeşitleri vardır: Düz ayna,
çukur ayna (iç bükey) ,tümsek ayna (dış
bükey ), parabolik ayna gibi. Düz ayna sizin görüntünüzü olduğu gibi yansıtır
ama ayna içindeki görüntünüzle bir farkla. Sizin sağınız, aynadaki görüntüde
solunuz gibi görünür. Düz aynalarda görüntüleriniz her zaman zahiri (sanal)
gerçek olmayan görüntülerdir. Yani siz gibi görünen ama sizin gibi gerçek
olmayan bir görüntü. Tümsek ayna dediğimiz
aynalarda hep sanal görüntü verir. Çünkü aynaya gelen ışık ışınlarının kendisi
değil uzantıları sonsuz bir noktada aynanın arkasında kesişir. Sizi küçük
gösterir. Düz gösterir. Ama gerçek değildir. Çukur aynalar sadece bir konumda sanal
görüntü verir. Diğer görüntüleri gerçek düzdür. Metal bir bir kaşığın iç yüzü
çukur dış yüzü tümsek aynadır. Kaşığın iç yüzünün çukur aynaya benzemesi, benim
metaforuma göre bereketi, katılımcılığı, eşitliği temsil eder. Dış yüzünde ise
yiyecek içecek durmaz, akar gider.
Metal yüzeylerin parlatılmasıyla ilk ayna elde edilmiştir. Daha sonra ise, cam levhaların bir
yüzeyi cıva amalgamları (iki metalin birbiri içinde eritilmesiyle oluşur.) ile
kaplanarak ayna elde
edilmiştir. Günümüzde ise genellikle cam levhaların bir yüzü, ince bir gümüş
tabakası ile sırlanarak elde edilir. İnsan metaforları, belki de aynanın bu
sırlarında saklıdır. Düz aynaların arkasında oluşan sanal yani zahiri
görüntüler, insanların diğer saklı yüzleri için, gerçek midir sanal mıdır sorusuna
da açıktır. Bu durum ayna metaforunun belki de bilimsel bir açıklamaya
muhtaçlığını gösteriyor !
Gözler de bir metafordur aslında. Gözler yalan söylemez ama aynalar
yalan söyler mi? Dünya’da olan biten olayların hangisi tam doğru ya da
dürüst açıklanıyor? Ya da açıklanmış
gibi yapılıp ayna metaforları yaratılıyor!
Bunun Türkçe meali algı
yönetimidir. Ayna metaforlarınızın algılarınızı
bozmaması için, gözlerin yalan söyleyemediği bilimsel bir gerçeklikle, diğer
dört duyu organımızın da nöronlar(sinir hücresi) aracılığıyla beynimize
gönderdiği sinyallerin, beynimizde doğrulanması gerekir. Buna muhakeme diyoruz.
Muhakeme etmek, ayna metaforlarının bize algılarımızın doğru kullanılmasını
sağlatacaktır. Ayna
metaforlarınızın algılarınızı bozmamasını dilerim.
Lütfiye Kader
23.04.2021
Emk. Uzm. Fen Bilimleri Öğretmeni