SORUNLARIN
YÖNETİŞİMİNDE STEM ANLAYIŞI
STEM: Açılımı Science (Fen), Technology (Teknoloji ), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik)
Dünya kabuk değiştiriyor. Sürdürülebilir
yaşam için yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Nasıl canlıların bir gelişim
evreleri varsa Dünya’nın da gelişim ve dönüşümleri var. Dünya’nın oluşumundan
bugüne kadar geçirdiği zaman dilimleri, ilkokulda, sınıf duvarlarında tarih çağ
şemaları bir pano olarak hazırlanıp asılırdı. Bu şemaları hepimiz çok iyi öğrenmişizdir.
Tarihsel çağlar tarihten önceki ve tarihten
sonraki çağlar diyerek 2 ‘ye ayrılıyor.
Tarih öncesi
devirler, Sümer’lerin yazıyı bulmasıyla (M.Ö. 4000-3000 yılları arasında) sona
ermiş ve tarih sonrası çağlar başlamıştır. Yazının bulunması insanlık için büyük bir olay
olmuştur.
Tarih öncesi ‘’Taş Çağı’’; hiçbir şekilde
üretim olmayan tamamen hayvani içgüdülerle yaşam sürdürülen bir çağdır. Bu
dönemin maden çağında (bakır çağının kalkolitik çağında, taşı şekillendirerek
alet yapma becerileri gelişiyor.
Tarih sonrası çağlar ise kısaca şöyle:
İlkçağ (M.Ö. 3500-M.S. 375): Köleci toplum sistemi. Çok tanrılı ve tek
tanrılı din oluşumlarının olduğu dönem.
Ortaçağ ( 375–1453): Avrupa’da feodalite rejiminin olması ve
Hristiyanlık ve İslamiyet’in yaygınlaşması.
Yeniçağ (1453–1789): Mutlak krallıkların kurulması, Rönesans,
reform ve coğrafi keşiflerle bilim insanlarının, kiliselerin baskısı altında
zorlu çalışmaları
Yakınçağ (1789- ?): Milli devletler ve cumhuriyetlerin kurulması,
sanayi inkılâbının gerçekleşmesi ve dünya savaşlarının meydana gelmesi.
21.Yüzyıl, dijital çağ olarak anılıyor ve uzay araştırmaları, yapay zekâ
girişimleri, biyoteknoloji çalışmaları hız kazanırken, pek çok yeni alan ve
meslek ön plana çıkıyor.Bunları tarih dersi vermek için yazmadım. Amacım; Dünya’nın
da geçirdiği gelişim süreçlerindeki evrimin farkına varabilmek ve bundan nasıl yararlanabiliriz
göstermek içindi. Peki, nasıl olacak bu dediğinizi duyar gibiyim!
Yönetim sistemleri,
eğitim sitemleri, ekonomik sistemler, sosyal kurum sistemleri, siyasal
sistemler, insanın ve doğanın değişim sistemleri yaratılıyor.21. YY çağının
dijital çağını yaşıyoruz.Kalifiye insanların, vasıflı insanların, yaşamlarında
kullanabilecekleri bilgi ve becerilerin artırılması hedefleniyor. Eğitim
sistemlerinde geliştirilen yeni bir anlayışın dijital çağın alt yapısını
oluşturduğu bir gerçek. Özellikle çoklu disiplinlerin bir arada kullanılması, yetişmiş
insan gücünün yaratılmasını da sağlıyor.Yani çocuklar temel eğitimden
ortaöğretime kadar ki süreçte feni, matematiği mühendisliği ve teknolojiyi
(bilişim)bir arada kullanma becerisi elde ediyorlar. Bu yüzden çocukların bu
becerileri alması ileride hangi mesleği daha iyi yapabileceği öngörüsü de
oluşuyor.
Aslında STEM, bizim 1940 ‘da kapatılan Köy
Enstitülerinin mantığına çok benziyor. Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim
sistemi o kadar güzel bir sistem ki her birey çok vasıflı yetişiyor.
Anadolu’nun bozkırında gittiği yeri yeşertiyor.Belki de STEM ‘i bizden ilham
alarak yarattılar. Fen Bilimlerinde bizim de yavaş yavaş eğitim sistemimize
girmeye başladı. Şimdiye kadar eğitim sistemimizde ezbere dayanan ve kalıplaşmış
ama oturmamış öğrenci kazanımlarını daha gerçekçi bir hale getiriyor.Farklı
disiplinlerin bir arada kullanılması aynen bir toplumu oluşturan öğelerin lego
parçaları gibi işlev görüyor. Her insanın ayrı bir yeteneğinin değerlendirilmesi,
işleyen makinanın parçası gibi bütünleştirici ve verimli oluşu onu bir noktada
Köy Enstitülerinden ayırıyor.
Saygıyla ve minnetle
andığım Köy Enstitülerinin mimarı İsmail Hakkı Tonguç ve zamanın Milli Eğitim
Bakanı Hasan Ali Yücel’in gayretli çalışmalarıyla, 1940’ da henüz genç cumhuriyetin
yetişmiş insan gücü sayısı az olduğu için, orada eğitim alan çocukların, tek
başına bir toplum ustası yetiştirilmesi ve yurda bu aydınlığı yaymaları
gerekiyordu.
STEM de ise bir ekip çalışması var. Yani her
bireyin yeteneklerinin bir alanda uzmanlaşması ve diğer disiplinlerle çalışma
becerisi kazanması sistemin işini kolaylaştırıyor ve amaca daha çabuk
ulaşılması sağlanıyor.Toplumun yönetim anlayışını da değiştiriyor. Yani
işbirlikçi ve ortak akıl dediğimiz yönetişim ortaya çıkıyor.
Yönetim “başkaları vasıtasıyla
iş görmek”
Yönetişim ise “başkalarıyla birlikte iş görmek” anlamı taşımaktadır. Peki, biz bundan nerelerde yararlanabiliriz?
Benim her zaman bilime inanan ve onun eğitimini veren biri olarak farklı
disiplinlerle bütün toplumsal sorun veya problemleri çözebileceğimize inancım
vardır. Bu aslında yeni bir şey değil.Biz bunu tarihin pek çok devrelerinde hep
yaptık ama ne yazık ki bizde ki yönetim sistemi değişikliği, bizim birlik içinde
ve ortak aklı kullanmamızı ve sorunların çözümünde engel oluyor.
05.05.2021
Lütfiye Kader
Uzm. Emk. Fen Bilimleri
Öğretmeni