Bir konuğumuz var, çok
özel. Onu, şiirlerinden, sosyal medyadaki paylaşımlarından çoğunuz tanıyorsunuz
aslında. Oğuzhan’dan yani Bozyazılı genç yazar ve şair Oğuzhan Martin’den söz
ediyorum. Oğuzhan’ı bu sayfalardan daha önce tanıtmıştık. Aradan beş, altı yıl gibi
koca bir zaman geçmiş. Geçen hafta Oğuzhan ile uzun bir telefon görüşmesi yaptık.
Geride kalan zaman içinde kendini geliştirmeye, okumaya, araştırmaya ve özellikle
şiir yazmaya devam etmiş. 2020 yılında iki şiir kitabı yayınlanmış. Öğrenimini
ihmal etmemiş ve Açık Öğretim Lisesini bitirmiş. Bir üniversitede edebiyat okumak
istiyor. Bu arada “daha çok çalışıp, iyi bir yazar ve şair olmayı, ticaretle
uğraşmayı kafaya koydum”, diyor. Bazı ufak tefek rahatsızlıkları olmuş, ama
atlatmış. Memnun olduk.
Biraz daha gerilere
gidelim, Oğuzhan, 1994 yılında Bozyazı’da dünyaya gelmiş. 2001 yılında Bozyazı-Kökobası
İlköğretim Okuluna başlamış ve 2009 yılında mezun olmuş. 2004 yılında doğuştan
gelen engeli için Isparta-Eğirdir Kemik Eklem ve Rehabilitasyon Hastanesinde
ameliyat olmuş. Şimdi elektrikli engelli aracı ile istediği yere gidip
gelebiliyor. 2011 yılından itibaren şiir yazmaya, daha çok okumaya başlamış. Okudukça
düşüncesi gelişmiş ve değişmiş. Oğuzhan interneti ve sosyal medyayı iyi
kullanıyor.
Daha önce yayımlanan yazımızın
bir bölümünde “anlayacağınız Oğuzhan’ın büyük hayalleri var. Eğer insan hayal
edebiliyorsa, hayalleri rüyalarını süsleyebiliyorsa, yıldızlara ulaşmayı
kafasına koymuşsa mutlaka başaracak, başarıyı yakalayacaktır.”demişiz.
Gerçekten Oğuzhan büyük bir azim ve inatla, okumaya, öğrenmeye, şiir yazmaya
devam ediyor.
Oğuzhan'nın şiirlerini
okurken; bazen çağıl çağıl akan, boz bulanık bir dere kıyısında, bazen geçit
vermez Torosların derin vadilerinde, bazen durgun masmavi, süt gibi temiz bir
deniz kıyısında, bazen fırtınalı, gök gürültülü, şişekler çakan, yağmurlu iç
karatan bir ovalarda, bazen berrak, uzak ve yakın milyonlarca yıldızı kucaklayabileceğin
bir gökyüzünde kendini görebiliyor, duyabiliyorsun.
Biz millet olarak şair
ruhlu, duygusal, insancıl, yardım etmeyi seven bir toplumuz. Duyduğumuz bir
şiirle, hislenir, duygulanır, kendimizden
geçeriz. Radyoda, televizyonda bir şarkı kulağımıza çalınır, dinlerken ağlamak
gelir içimizden, gözümüzden yaşlar süzülür veya neşelenir, kalkıp oynamak
isteriz. Ne bileyim bu duyguyu bir arkadaşıyla, dostuyla paylaşmak ister. Bizi
biz yapan türküler de öyle değil midir? Hoşlandığımız, dinlediğimiz türküler,
bir anlamda kim olduğumuzu ele verir.
Türkülerin, şarkıların, hatta şiirlerin her birinin ilginç yazılış hikâyeleri
vardır. İşin gerçeğini, bilenler daha
başka bir gözle bakar dinlediği türküye, şarkıya veya şiire. Seksenli yıllarda
hatırlarsınız, milyonların dilinde bir şarkı vardı, “Beni bırakıp burada,
/Gitme güzeller güzeli. /Ermeden daha murada,/ Gitme güzeller güzeli. / Garip
gönlümün maralı /Göz yaşlı, gönül karalı, /Bırakıp beni yaralı,/ Gitme güzeller
güzeli.” İnsan şarkıyı ilk dinlediğinde bir sevgiliye seslenildiğini sanıyor
değil mi? Ama öyle değilmiş. Şair gece ateşler içinde kıvranan kızı için yazmış
bu dizeleri. Sonra güftesi, bestesi çıkmış ortaya, birçok şarkıcı alıp okumuş
ve meşhur olmuştu.
Oğuzhan’nın iki şiir kitabı yayınlanmış demiştik, devam edelim. Şiir, hikâye
ve roman yazan herkes yazdıklarını yayınlamak, bir kitap çıkarmak ister. Ama bu
çoğu zaman olmaz, yazılan şiirler, hikâyeler, romanlar bir köşede bekler veya
yırtılıp atılır. Oğuzhan’nın ilk yayınlanan kitabı “Gözlerim seni arar” ve
ikinci kitabı ise “Gönülden dökülenler.” Kitaplarını daha geniş ortamlarda
tanıtmak, satışını yapmak istiyor. Ancak iki senedir devam eden korona salgını
yapılabilecek şeylerin çoğunu engellemiş. Geniş kitlelere ulaşamamış. Umarız,
şu korona salgını bir an önce biter Oğuzhan şiir okumaya, yazmaya devam eder,
daha geniş kitlelerle kucaklaşır, amacına ulaşır.
Bu arada bir de teşekkür borcumuz var. Oğuzhan’ı maddi ve manevi alanda
destekleyen annesine, babasına, yakın çevresine ve ona her bakımdan moral
desteği veren herkese ve Derya Gümüş hocaya teşekkürler. Sağ olun, var olun,
Oğuzhan sizlerin sayesinde bu kadar yol aldı, kendini geliştirdi, olgunlaştı.
Daha da iyi olacak. Yolun ve bahtın açık olsun Oğuzhan.
Hoşça ve sağlıcakla kalın.