23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM toplanır.
26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar-Uşak yakınlarından büyük taarruz başlatılır
ve 9 Eylül 1922’de İzmir Yunan işgalinden kurtulur. 12 Ekim 1922’de Mudanya’da
ateşkes antlaşması yapılır. 24 Temmuz 1923’de Lozan Antlaşması imzalanır. 29
Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti ilan edilir.
Anadolu
Yarımadası ve Doğu Trakya’da yeni bir Türk devleti tarih sahnesine çıkarken, ülke
genelinde toprak, stabileze, şose olmak üzere toplam 18 bin 350 km karayolu
bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi
demiryolları ulaşımı çok önemli ve demiryolu ağlarının işletme hakkı yabancı
ülke şirketlerinin denetimi ve kontrolü altındadır. Bir taraftan yanmış
yıkılmış, aç ve perişan bırakılmış topraklarda yeni umutlar filizlenir, yaralar
sarılmaya çalışılırken, denizyolları ve demiryolu ağları millileşir,
devletleştirilir. Günün şartlarına uygun yeni yollar ve köprüler yapılmaya
başlamır.
1947
yılına gelindiğinde, insan gücüne dayalı yol yapım çalışmaları ile
karayollarının toplam uzunluğu 43 bin 743 km’ye ulaşmıştır. 1948 yılından itibaren
yol yapımında insan gücünün yanı sıra makineler de kullanılmaya başlanmıştır.
1950 yılında Kara Yolları Genel Müdürlüğü kurulur. 1970 yılında karayollarının
toplam uzunluğu 60 bin km’dir. Aynı dönemde bölünmüş yollar, otoyollar
yapılmaya başlanır. 2010 yılından itibaren kamu ve özel şirket işbirliği ile
Yap-İşlet-Devret modeli ile yüksek standartlı hazine garantili, paralı otoyollar
dönemine geçilir.
Görüldüğü
gibi, cumhuriyetin ilk yıllarında devletin, demiryollarına ve deniz ulaşımına
ağırlık verdiği, 1947’den sonra genel bir politika değişikliği ile
karayollarına yöneldiği ve bu anlayışın halen devam etmekte olduğu anlaşılıyor.
Adana-Mersin-Antalya illerini sahilden birbirine bağlayan 50-60’lı yıllarda
tamamlanan D-400 yolu da, yukarıda sözünü ettiğimiz anlayışın bir sonucudur.
D-400
yolu tamamlanmadan önce bu bölgede ulaşım ağırlıklı olarak denizyolu ile yapılmakta
ve kıyı boyundaki kentler ve kasabalar bu nedenle oldukça hareketlidir. Örneğin
Osmanlı Devleti zamanında Anamur’dan Mersin’e, Antalya’ya, Alanya’ya, Kıbrıs’a,
Beyrut’a, Mısır’a seferler düzenlenmekte, etkin bir ticaret yapılmaktadır. Ancak
D-400 sahil yolunun açılması ile deniz ulaşımı körelmiş ve bitmiş,zaten
demiryolunu hiç görmemiştir.
D-400
yolu, batıda Ege kıyılarından Muğla – Datça yakınlarında başlayıp, Akdeniz sahil
boyunca devam ederek Muğla, Antalya, Mersin, Adana’, Osmaniye, Gaziantep,
Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Hakkkari’den
geçen, Yüksekova-Esendere Sınır kapısında son bulan 1971 km uzunluğunda devlet
yollarından biridir. Yolun 1365 km’si bölünmüş yol veya otoyol olarak hizmet
vermektedir. Kalan 617 km yolun 438 km’sinde bölünmüş yol yapım ve ihale
aşaması devam etmektedir.
D-400
karayolunun Mersin-Antalya arasında kalan 465 km’lik Akdeniz Sahil Yolu Projesinin
önemli bir bölümünde bölünmüş yol çalışmaları tamamlanmış ve kullanıma
açılmıştır. Proje kapsamında halen Bozyazı-Gözce-Aydıncık arasında 11 km’lik
zor ve engebeli bölümde, yol yapım ve tünel çalışmaları devam etmektedir. Diğer
taraftan Mersin-Antalya sınırına kadar olan 16 km’lik Anamur-Melleç-Kaledran bölümünün
ihalesi geçtiğimiz Ocak ayında yapılmış, Özaltın İnşaat-Yapı&Yapı Ortaklığı
ile sözleşme imzalanmıştır. Bir başka gelişme de Akdeniz Sahil Yolu Projesi
kapsamında, Silifke, Gülnar, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur’da Cumhurbaşkanlığı
KHK ile acil kamulaştırma kararı verilmiş olmasıdır. Olumlu bir gelişme de Antalya-Gazipaşa’dan
Anamur sınırına kadar olan bölümde 11 km uzunlukta Gökçebelen tünelinin yapım
çalışmalarıdır.
Anamur’un
Gazipaşa, Alanya, Antalya, Silifke, Mersin yönüne sahilden karayolu ulaşımı zor
ve zahmetlidir. Aynı şekilde Anamur’dan Ermenek’e gitmek günler almaktadır.
1960’lı yıllarda tamamlanan D-400 Adana-Antalya sahil yolu, karayolu ulaşımını
büyük ölçüde rahatlatmış, kolaylaştırmış, Anamur ve çevresinin deniz ulaşımını
bitirmiş, yolcu gemileri limana yanaşmaz olmuştur.
60’lı,
70’li yıllara göre yeterli olan, bol inişili çıkışlı, keskin virajlı, Mersin-Antalya
sahil yolu, günümüzde artan otomobil, otobüs, kamyon trafiğini kaldırmaktan
uzak, yaz-kış çok fazla kazanın yaşandığı bir güzergahtır. Bu nedenle D-400,
Akdeniz Sahil Yolunda ve Anamur-Ermenek yolunda ileriye doğru atılacak her adım
bölge halkı ve ekonomisi için oldukça önemlidir.
Anamur-Gazipaşa
arasındaki 16 km.’lik Melleç-Kaledran bölümü ve Kaledran-Gazipaşa-Güney
arasında yer alan Gökçebelen tüneli tamamlandığında, Gazipaşa, Alanya, Antalya
yönüne gidecek sürücülerin, yaz-kış korkulu rüyası olan güzergah rahatlayacak,
yolculukta geçen süre kısalacak, araçların akaryakıt masrafı yarıya inecektir.
Aynı şeklide Bozyazı-Gözce-Aydıncık arasında devam etmekte olan yol, viyadük ve
tünel çalışmaları tamamlandığında yine sürücüler ağır bir yükten ve sıkıntıdan
kurtulmuş olacaklardır.
Hoşça
ve sağlıcakla kalın.