Mersin-Anamur-Antalya yolunda son durum.

Hüseyin ŞİNASİ - 06.10.2021

                       

23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM toplanır. 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar-Uşak yakınlarından büyük taarruz başlatılır ve 9 Eylül 1922’de İzmir Yunan işgalinden kurtulur. 12 Ekim 1922’de Mudanya’da ateşkes antlaşması yapılır. 24 Temmuz 1923’de Lozan Antlaşması imzalanır. 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti ilan edilir.

 Anadolu Yarımadası ve Doğu Trakya’da yeni bir Türk devleti tarih sahnesine çıkarken, ülke genelinde toprak, stabileze, şose olmak üzere toplam 18 bin 350 km karayolu bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi demiryolları ulaşımı çok önemli ve demiryolu ağlarının işletme hakkı yabancı ülke şirketlerinin denetimi ve kontrolü altındadır. Bir taraftan yanmış yıkılmış, aç ve perişan bırakılmış topraklarda yeni umutlar filizlenir, yaralar sarılmaya çalışılırken, denizyolları ve demiryolu ağları millileşir, devletleştirilir. Günün şartlarına uygun yeni yollar ve köprüler yapılmaya başlamır.

1947 yılına gelindiğinde, insan gücüne dayalı yol yapım çalışmaları ile karayollarının toplam uzunluğu 43 bin 743 km’ye ulaşmıştır. 1948 yılından itibaren yol yapımında insan gücünün yanı sıra makineler de kullanılmaya başlanmıştır. 1950 yılında Kara Yolları Genel Müdürlüğü kurulur. 1970 yılında karayollarının toplam uzunluğu 60 bin km’dir. Aynı dönemde bölünmüş yollar, otoyollar yapılmaya başlanır. 2010 yılından itibaren kamu ve özel şirket işbirliği ile Yap-İşlet-Devret modeli ile yüksek standartlı hazine garantili, paralı otoyollar dönemine geçilir.

Görüldüğü gibi, cumhuriyetin ilk yıllarında devletin, demiryollarına ve deniz ulaşımına ağırlık verdiği, 1947’den sonra genel bir politika değişikliği ile karayollarına yöneldiği ve bu anlayışın halen devam etmekte olduğu anlaşılıyor. Adana-Mersin-Antalya illerini sahilden birbirine bağlayan 50-60’lı yıllarda tamamlanan D-400 yolu da, yukarıda sözünü ettiğimiz anlayışın bir sonucudur.

D-400 yolu tamamlanmadan önce bu bölgede ulaşım ağırlıklı olarak denizyolu ile yapılmakta ve kıyı boyundaki kentler ve kasabalar bu nedenle oldukça hareketlidir. Örneğin Osmanlı Devleti zamanında Anamur’dan Mersin’e, Antalya’ya, Alanya’ya, Kıbrıs’a, Beyrut’a, Mısır’a seferler düzenlenmekte, etkin bir ticaret yapılmaktadır. Ancak D-400 sahil yolunun açılması ile deniz ulaşımı körelmiş ve bitmiş,zaten demiryolunu hiç görmemiştir.

D-400 yolu, batıda Ege kıyılarından Muğla – Datça yakınlarında başlayıp, Akdeniz sahil boyunca devam ederek Muğla, Antalya, Mersin, Adana’, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin,  Şırnak ve Hakkkari’den geçen, Yüksekova-Esendere Sınır kapısında son bulan 1971 km uzunluğunda devlet yollarından biridir. Yolun 1365 km’si bölünmüş yol veya otoyol olarak hizmet vermektedir. Kalan 617 km yolun 438 km’sinde bölünmüş yol yapım ve ihale aşaması devam etmektedir.

D-400 karayolunun Mersin-Antalya arasında kalan 465 km’lik Akdeniz Sahil Yolu Projesinin önemli bir bölümünde bölünmüş yol çalışmaları tamamlanmış ve kullanıma açılmıştır. Proje kapsamında halen Bozyazı-Gözce-Aydıncık arasında 11 km’lik zor ve engebeli bölümde, yol yapım ve tünel çalışmaları devam etmektedir. Diğer taraftan Mersin-Antalya sınırına kadar olan 16 km’lik Anamur-Melleç-Kaledran bölümünün ihalesi geçtiğimiz Ocak ayında yapılmış, Özaltın İnşaat-Yapı&Yapı Ortaklığı ile sözleşme imzalanmıştır. Bir başka gelişme de Akdeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında, Silifke, Gülnar, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur’da Cumhurbaşkanlığı KHK ile acil kamulaştırma kararı verilmiş olmasıdır. Olumlu bir gelişme de Antalya-Gazipaşa’dan Anamur sınırına kadar olan bölümde 11 km uzunlukta Gökçebelen tünelinin yapım çalışmalarıdır.

Anamur’un Gazipaşa, Alanya, Antalya, Silifke, Mersin yönüne sahilden karayolu ulaşımı zor ve zahmetlidir. Aynı şekilde Anamur’dan Ermenek’e gitmek günler almaktadır. 1960’lı yıllarda tamamlanan D-400 Adana-Antalya sahil yolu, karayolu ulaşımını büyük ölçüde rahatlatmış, kolaylaştırmış, Anamur ve çevresinin deniz ulaşımını bitirmiş, yolcu gemileri limana yanaşmaz olmuştur.

60’lı, 70’li yıllara göre yeterli olan, bol inişili çıkışlı, keskin virajlı, Mersin-Antalya sahil yolu, günümüzde artan otomobil, otobüs, kamyon trafiğini kaldırmaktan uzak, yaz-kış çok fazla kazanın yaşandığı bir güzergahtır. Bu nedenle D-400, Akdeniz Sahil Yolunda ve Anamur-Ermenek yolunda ileriye doğru atılacak her adım bölge halkı ve ekonomisi için oldukça önemlidir. 

Anamur-Gazipaşa arasındaki 16 km.’lik Melleç-Kaledran bölümü ve Kaledran-Gazipaşa-Güney arasında yer alan Gökçebelen tüneli tamamlandığında, Gazipaşa, Alanya, Antalya yönüne gidecek sürücülerin, yaz-kış korkulu rüyası olan güzergah rahatlayacak, yolculukta geçen süre kısalacak, araçların akaryakıt masrafı yarıya inecektir. Aynı şeklide Bozyazı-Gözce-Aydıncık arasında devam etmekte olan yol, viyadük ve tünel çalışmaları tamamlandığında yine sürücüler ağır bir yükten ve sıkıntıdan kurtulmuş olacaklardır.

Hoşça ve sağlıcakla kalın.

 

Tarih: 06.10.2021 Okunma: 399

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?