Her soruyu sormak ve her şeyi, herkesi
sorgulamak şiarımız olmalı ve eleştirmekten de imtina etmemeliyiz. Aklı, bilimi
ve vicdanı ıskalamamalıyız. Tabumuz olmamalı. Takım tutar gibi parti
tutmamalıyız hatta manyakça, ahmakça, öküz gibi takım da tutmamalıyız. Niye
böyle yaparız ki, bizi mallaştırdığını bile bile? Üstelik milyonlarla top oynar
gibi oynayan, lüks ve şatafat içerisinde dem süren top kafalılar size ne
veriyor, size yaptıkları tek iyilik var mı, her şeyin daha güzel olması ve
adil, eşit bir dünya yaratılması için yaptıkları tek şey var mı? Bizde
gerçekten mallık var ya. Bize köpek muamelesi yapıyor bir şey ama bizim o şeye
karşı beslediğimiz duygu, bize köpek gibi davranılmasına eyvallah ettiriyor. Bu
nasıl bir ruh halidir Tanrı aşkına? Hiç mi onurumuz, şerefimiz, haysiyetimiz
yok bizim, niçin böylesi bir muameleye maruz kalıyoruz ve üstüne bir de bunu
kanıksıyoruz ve tolere ediyoruz? Taassuba mahkûm olmamalıyız. Kör inançlı ve
kör itaatli olmamalıyız. Kendi alışkanlıklarımızın ve algılarımızın sekteri
olmamalıyız. Bizatihi hissettiğimiz halde? Aklımızı kullanmaya ve kendi aklımızla
düşünmeye cesaret etmeliyiz. Bilimsel düşünme metodolojisini sarf-ı nazar
eylememeliyiz. Behemehâl yapmalıyız
bunu. Bilakis, doğrulara ulaşmanın, en iyi yolu bulmanın, çareler üretmenin,
eski alışkanlıkları terk etmenin, eski kalıpları kırmanın, önyargının gücüne
direnmenin, eski zihniyeti geride bırakmanın ve nihayetinde yenidünyaya kalpten
ve bilinçli bir merhaba demenin başka yolu yoktur. Zira bazı olgulardan da her
zaman korkarız böyle olunca. Oysa olgulardan korkmaya gerek yoktur, cesaretle
ve inatla onları tetkik, tahkik, tahlil etmelidir ve diğer olgularla senkronlu düşünülmelidir
üzerlerinde. Bizim aradığımız, bizim için en iyi olandır, derdimize çare olacak
ve bulacak olandır. Bizlerin kendi hayatlarımızı yaşamamızın yolunu açacak
olandır. Niye göz göre göre veda edelim güzelliklere, kendimize, aydınlık
yarınlara? Yanlışı terk etmek bu kadar mı zor, gereğini yapmak bu kadar mı
ağır? Her şey kendimiz için, yarınlarımız için, özgür bir insan olmak ve özgür
bir dünya yaratmak için. Niçin değiştirme gücümüzü kullanmıyoruz, mal mıyız
biz, niçin korkuyoruz değişmekten ve değiştirmekten, oysa değişsen ve
değiştirsen belki de daha onurlu bir yaşama kavuşacaksın, böyle onursuzca
yaşamak daha mı iyi geliyor, niye değişmeyi ve değiştirmeyi denemiyorsun? Sana
ne zararı olacak, korkması gerekenler korksunlar böylesi bir şeyden, eylemden.
Senin kaybedeceğin bir şey yok ki, kaybedecekler düşünsünler, düşünmek
istemiyorlarsa insan olsunlar. Hem değişim kazandırır, kaybettirmez ki sana.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...255...
Özgür DENİZ - 09.10.2021
Tarih: 09.10.2021
Okunma: 299
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.
i. Hakkı Cengiz
09.10.2021 - 13:46
Katılıyor ve destekliyorum. Şu satırların da özellikle altını çiziyorum: "Aklımızı kullanmaya ve kendi aklımızla düşünmeye cesaret etmeliyiz. Bilimsel düşünme metodolojisini sarf-ı nazar eylememeliyiz." Kalbine, kalemine sağlık can kardeşim. Selâmlar...
Özgür DENİZ
09.10.2021 - 19:29
Kalben sonsuz teşekkürler saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Maalesef artık akıl bu topraklarda ölmüştür. Münhasıran nefsin ve içgüdülerin peşinden koşulmaktadır. Aynı duygu ve düşüncelerle kalben bilmukabele. Derin saygılar.